JEON JUNGKOOK/ glam ✪26

4.5K 420 250
                                    

-JEON JUNGKOOK-

Çok fazla alkışın kulaklarımı rahatsız ettiği saniyeler büyüyüp dakikalara karıştığında aklımdan geçen şey salonda yer alanların tek görevinin yalakalık ve türevleri olduğunu kanısına varmak üzereydim.

Yine oradaydım, Jimin'i izlemek için geçtiğim koltukta- en arkalarda, ama oturmak yerine duvar kenarına yaslanmış ayakta dikiliyordum. Bu sefer sahnede Nane değil ondan en alakasız kişi vardı ve hala işi bitmesine rağmen kızların cıvıltısını dinleyip onlara kendince havalı bakışlar fırlatıyordu. Sanırım şu sahnede tanık olduğum en korkunç rol yeteneği tam da bu şahısa aitti. Bu düşüncemde duygularımın etkisi ne boyuttaydı kesin bir bilgiye sahip olamasam da...

"Teşekkür ederiz Jun, harikaydın." Jürilerden birisi konuştuğunda dilimi dudaklarımın üstünde gezdirdim. Sabah okula gelmiş ve doğrudan seçmelerin olduğu tiyatro salonuna yönelmiştim. Ve geçtiğim köşeden ayrılmadan birer birer öğrencilerin sahneye çıkıp elemelere katılışını izlemiştim. İçimdeki bunaltının sebebini şimdi daha netçe görebiliyordum sanırsam.

Jun ön sırada oturan Jimin'e doğru olduğu bariz bir şekilde yalaka bir gülümseme attı. Onun tepkisini göremiyordum ama kollarımı göğsümde bağlayıp dişlerimi birbirine bastırmama yetmişti. Kendinden o kadar emin görünüyordu ki rolü kazanacağı hakkında, hayretlerim şaşıyordu. Bu eleman için kötü hisler beslemek adına dümdüz verilere ihtiyacım olmadığı gün gibi ortadaydı. Gerçekten sinir bozucu bir şeydi, dünyaya insanların sinirini bozmak ya da protein tozu yutarak şişme balon gibi oradan oraya gezmek için mi gönderilmişti, emin olamıyordum. Duvarda hafifçe ileri kaydım ama hala geride ve kalabalıktan uzakta, göze batmayan bir yerdeydim.

"İyi iş çıkardın," dediğinde Jimin'in sesi bana kadar gelmişti. Bay Ma yanlarından henüz ayrılmıştı ve adam leş gibi torpil kokusu salgılıyordu, oğlunun omzunu iki kere patpatlamış ve salondan ayrılmıştı.

"Teşekkür ederim sarışın," Söylediği şeyle içten içe öğürme hareketi yaptım, bir de utanmaz gibi göz kırpmıştı. İçimdeki yersiz öfke ve nefret olaya el atma isteğimi tetikliyordu. "Sen de dün mükemmeldin, layık olmaya çalıştık diyelim."

"Hı. Yok sen ayrı bir iyiydin. Alırsın eminim rolü."

Dişlerim birbirine bastırmaktan sızlamaya başlamıştı ama bunu yapmasam koşup Nane'yi durduğu yerden kaçıracak ve söylediği şeylerin Jun'un zihninde bir anlam kazanması için yeterli vakti vermeden (ki epey bir zamanım var demekti bence) oradan tüydürecektim ikimizi de.

"Bence ikimiz bu rollere müthiş uyum sağlayacağız. Kimyamızın böyle güzel uyuşması beni çok etkiliyor, seni etkilemiyor mu?"

Hala Jimin'in sırtı bana dönüktü bu yüzden yüz ifadesini göremiyordum ama git gide aralarındaki mesafeyi fark ettirmemeye çalışarak yok eden Jun varken doğru düzgün odaklanamıyordum. "Bilmem. Ben pek anlamam öyle şeylerden."

Jun sanki Jimin dünyanın en komik esprisini yapmış gibi bir kahkaha attı. Sonra durgunlaşıp çok meraklıymış gibi (bu çocuğun üstünden geçen her duygu kırıntısı nasıl aşırı yapmacık geliyordu yine bilemiyordum ama mizacıyla alakalı olduğunu tahmin etmekteydim) kaşlarını kaldırarak sordu. "Senin o arkadaşın vaz mı geçti? O da katılacaktı seçmelere sanki. Bu saatten sonra düşünüyorsa yazık oldu, jüriler sonuçları çekmiş bile birazdan açıklarlar... Gerçi katılsaydı da alabilir miydi emin değildim ama."

Düğüm yaptığım kollarımı daha da sıktım ve bana sabır getirmesini umarak derin bir nefes aldım. "Yok o gelmeyecek," dedi Jimin sonunda.

"Anlamış sanırım vazgeçmesi gerektiğini..." Direkt Jimin'e değil de kendi kendine konuşmuş gibi yapmıştı ama basbayağı kendini benden üstün gördüğünü göstermek istediği apaçık ortadaydı. "Neyse, biz yolumuza bakalım değil mi? Direkt yarından başlar muhtemelen provalar. Sık sık görüşeceğiz artık."

glam ✪ʲⁱᵏᵒᵒᵏHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin