Sehun dersi öğleden sonra olduğundan bayağı geç kalkmış kahvaltı edip giyinmiş ve düzgünce kendine gelmişti. Okulun bahçesine girdiğinde herkes dersteydi. Ama Biyolojicinin dersi yoktu. En yakın arkadaşını bulabilmek umudu ile öğretmenler odasını ve kantini gezdi. Son çağre olarak okulun çatısına çıktı ve arkadaşını orada sigara içerken buldu...
Sehun: Baekhyun içmeyeceğin konusunda seninle anlaşmıştık.
Baek: Sehun biraz içmeme izin ver lütfen... Bu sefer güzel nedenlerin var.
Baek'in ağlamaklı gelen sesi Sehun'u otomatik olarak endişelendirmişti. Arkadaşının yanına doğru gitti. Gözlerinin dolu dolu olduğunu gördü. Ne olduğunu sormaya bile korkuyordu çünkü Baek kolay kolay kırılan incinen biri değildi.
Sehun: Seni böyle üzen kişi Chanyeol mu?
Baek: Hayır Sehun. Beni üzen kişi Luhan...
Sehun: Luhan mı?
Baek: Evet. Bu sabah bir yumuşamış geldi. Kristen özür falan diledi. E dilimi tutamadım tabi. Oda sevgilisini korumak için beni birazcık tehdit etti. Üzüldüğün nokta bu değil ama. Ben öğretmenler odasından çıktıktan hemen sonra kapıdaki Chanyeol beni kenara çekti. Konuşmaları duymuş sanırım. Bana "Neden onlarla bu kadar uğraşıyorsun Baekhyun? Neden aşkın ne demek olduğundan bir gram bile anlamıyorsun. Arkadaşlarımdan uzak dur lütfen" dedi. Gitti sonra. Bilmiyorum Sehun. Kendimi aşağılanmış hissediyorum...
Sehun: Tamam Baek. Yeter bu kadar. Bu benim sorunum arık. Lütfen bundan sonra ne Luhana nede Krise herhangi bir sözde bulunma. En başından senin bunu benim için yapmana izin vermemeliydim. Artık sadece kendin için yaşa lütfen benim için sana kötü gelecek şeyler yapma.
Baek: Bu yaptığım senin için falan değildi Sehun. Lütfen bunu kişisel algılayıp kendini üzme. Benim yorulduğum şey Chanyeol. Arkadaşlarının sahte aşklarına kapılabiliyor ama beni görmüyor bile. Sanırım ondan vazgececeğim...
Sehun: Sen ciddi misin? Baek sen onu çok seviyordun...
Baek: Doğru Sehun. Ben seviyorum. O sevmiyordu. Şimdi bende sevmeyeceğim. Bizden birşey olacağı yok.
Sehun sakince Baek'e sarıldı. Baekhyun da sigarasını atıp söndürdü ve arkadaşının sarılışına karşılık verdi. Bu aşk ilişkileri cidden ikisine zarar veriyordu...
Sehun arkadaşını yatıştırıp dersliğe doğru indiği sırada merdivenlerde Luhan ile karşılaştı. Ona bakmadı bile. Melek diye gördüğü adamın davranışları kendinden çok uzaktı son zamanlarda. Luhan da Sehunun ona selam vermediğini fark etti ve üzerinde durmadı. Baek ona olan biteni anlatmıştır diye düşündü. Ne zaman Sehun'u görse kendi kendine "sen seni seven çok yakışıklı bir adam ile evleneceksin Luhan. Asla hata yapma" demek zorunda kalıyordu. Çünkü Luhan normal bir durumda olsaydı eğer Sehun onun kalbini çoktan çalmış olurdu...
Sehun sakince dersliğe gitti ve sınıfa girdi. İkinci dereceden eşitsizlikler konusunu vereceği sınıf tam anlamı ile uyuyordu. Son iki derse matematik konursa tam olarak böyle olurdu işte. Sehun ders programına bir süre içinden sövdükten sonra dersini anlatmaya koyuldu. Çocuklar sakince not aldılar. Sehun sinirli bir öğretmen değildi. Fakat dersinde yapılan herhangi bir ters hareketi saygısızlık olarak görüp ciddi manada çıldırabiliyordu. Çocuklar da bunu bildiğinden Sehunun dersinde olabildiğince sakin duruyorlardı. Sehun ders boyunca hiç susmamıştı ve tenefüs zilini bile öğrenciler sayesinde fark etmişti. Kafası böyle bir yerlerde kaldığında Sehun kendini derslere verirdi. Öğrencilik hayatı da böyleydi ve oldukça da işine yaramıştı bu alışkanlık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love Of Teachers
Hayran KurguHayat elde ettiklerine sahip olduğun için sevinmek midir yoksa elde etmek istediklerin için savaşmak mı? Ben savaşmayı seçtim. Savaşım için kaybettiğim herşey savaş ganimetimin teminatıdır. Kris günlüğünü kapattı. Luhan ya onun olacaktı ya onun...