Kör Nota | 🎶
• Yaşanacaklardan ben sorumlu değilim. Beynimin içinde bana bazen çok yabancı gelen bir kadın hükmediyor kalemime, parmaklarıma. Kıvrak hareketlerle bir şeyler çiziktiriyor, karalıyor, siliyor... Ben... Ben sadece izliyorum ve şöyle bir baktığımda gülümsemeden de edemiyorum. Onu, pek sevmiyorum ama beni nereden vuracağını iyi biliyor. Satırların sonunda, bir noktada, yarım kalmış bir cümlede kıskıvrak ele geçiriyor beni. Dedim ya bu hikayenin sorumlusu ben değilim. Yaşanacakların içinde sıkışmış kalmış bir tutsakken kim beni sorumlu tutabilir ki?
Belki son noktayı koyduğunda beni bir kuş gibi bırakıverir gökyüzüne. İnanıyorum ki tatmin olursa o zaman özgür kalırım.
Özgür kaldım!16 Şubat 2019 - 11 Şubat 2020... Benim için alalade iki tarihken artık bir anlamı var. Bir yıla koca bir hikaye sığdı. Öylesine, bozuk ruh haliyle yazdığım tanıtımdan konu nasıl buralara kadar geldi, hiçbir fikrim yok.
Küçük bir grupla sona ya da sonsuzluğa vardım. Yorumlardan tanıdıklarımı saysam iki elimin parmaklarını geçmez. Küçük bir grupsunuz ama büyük bir aile olduk. İyi ki...
Başından sonuna kadar kitapta birçok şey anlattım -en azından ben öyle düşünüyorum- Herkes payına düşeni, heybesine kattı. Ama fikrine ama kalbine. Ben inanıyorum ki bir yerlerde kendinizi buldunuz.
Bu hikayeyi yazarken ben hangi karaktere benziyordum hiçbir fikrim yok ama sanırım hepsinde biraz biraz vardım. İyide de kötüde de. Muhtemelen sizlerde aynısını yaşadınız.
Kitap için elimden geleni yaptım. Yazarken araştırdım, okudum, ekledim, çıkardım. vs. vs. Bir gençlik hikayesi koyarken ortaya elimden geldiği kadar da okura bir şeyler katmaya çalıştım. Füsun'un Deniz'le yaptığı muhabbetlerin çoğunun dişe dokunur olmasına özen gösterdim. Arkadaş tarafını da geyiğe vurarak sıkmamayı amaçladım. Umarım yapabilmişimdir. Yani ben finali yazarken bir taraftan da kitabı baştan sona okudum. Ulan dedim bunları ben mi yazmışım. Gşzğcle9sğfkeıfl Sizi bilmem tabii. :dsds
Öyle işte.
Ama en çok Deniz hayal ürünüydü. Gerçek olamayacak kadar güzel bir karakterdi. Nahif bir adam. Yorumlarda ona böyle diyorsunuz. :d İlk tanıtımı yazdığımda; içine kapanık, depresif birisi olarak hayal etmiştim onu. Tamam, yine öyleydi ama kibar bir adamdı. Anlamsız, boş bir kabalığı, zorlama soğuk tavırları yoktu. Gözü gören birçok adam, kendisini seven kadını itip kalkarken o kapalı gözlerinin ardındaki kadının ruhunu gördü. Çoğu zaman Füsun'un rüzgarına bıraktı kendini. Bence toplumun böyle adamlara ihtiyacı var.
Sonra,
Onun ölmesine sanki ben yazmamışım gibi üzüldüm, üzüldünüz. Ama bazı insanların erken veda etmesi gerekir. Ölümsüz olabilmek için bu şarttır ve Deniz ölümsüz oldu. Kocaman bir iz bıraktı geride. Adından bahsedecekler, bestelerini çalacaklar ve onu seven bir kadın ömrünün sonuna kadar kalbinde yaşatacak. Deniz'in ölmesi buna değerdi.
Deniz'e benzeyen örnekler o kadar çok ki. Bazı insanların ölüsü de dirisi de fark etmiyor. Ya da bedenin bir hükmünün olmadığını Mozart'ın kayıp mezarını öğrendiğimde anlamıştım. Koskaca sanatçının mezarı yok, kayıp ama yüzyıllardır yaşıyor. Bu durumda kim bir bedene değer biçebilir ki? Ruhtur önemli olan ve fani hayata ruhunuzun bıraktığı izler. Ben bunu Deniz'le anlattığımı düşünüyorum. Deniz notalarıyla bir iz bıraktı, sol anahtarı hep açık kaldı. Kendisi, dünya gözünde ebedi bir karanlığa bürünürken ilk kez notaları aydınlığa kavuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kör Nota | ✓
HumorGörme engelli, keman çalan Deniz ve yaşama gülümsemeyeleriyle tutunan Füsun'un hayatı. Mizah, arkadaşlık ve aşkın harmanlandığı gençlik hikayesi.