BTS-Interlude : Shadow
Destana yenik düşen yeni hikayelerin tozlarını süpürmekle meşgul olan yorgun kalple yola ne kadar devam edebilirdi insanlar.
Başında oldukça şiddetli bir ağrı dolanıyordu. Art arda içtiği ağrı kesiciler ona şifa olmazken boynundaki kravatını gevşetip ayağa kalktı.
Masasının üzerindeki çerçevede duran resmi eline aldı ve gözlerini kapatıp parmağını her zerresini anımsamak istercesine resimde gezdirdi. Beyninde hala önceki gün bulduğu evin bilmeceleri dönerken bugün önemli bir görüşme için şirkete gelmek zorunda kalmıştı.
Babasıyla bu konuyu konuşmaya fırsatı olmamıştı, ailesinden ayrı yaşamaya başladığından beri oldukça mesafeli olduğu babası onun yaptıklarından dolayı bu mesafeden memnundu. O her harekete omuz sıvazlayacak bir baba değildi. En başından bunu biliyordu. Kesin çizgileri vardı babasının.
Ve Çınar bu çizgiyi oldukça aşmıştı.
O sırada kapıyı tıklayıp odaya giren Ayşenur kendisini fark etmeyen Çınara doğru yaklaştı ve elindeki resme baktı. Yıllardır unutamamıştı bu kahrolası kadını. Nişan günlerinde kendisiyle yaptığı konuşma hala yüreğini sızlatırken gözünden bir damla yaş firar etti.
1 Sene Önce / Çınar Ve Ayşegül'ün Nişan Günü
Çınar her zamanki soğuk ifadesini korurken yanında oturan annesine işaret etti. Oğlunun isteğini anlayan Berrak hanım hızlıca Ayşenurun yanına gitti ve onu gelin odasına götürdü. Hemen peşlerinden Çınar da ayaklanmıştı.
Gelin odasına geldiklerinde Berrak hanım Çınar ve Ayşenuru yalnız bıraktı.
Annesinin gittiğinden emin olan Çınar ceketinin düğmesini açıp görkemli elbisesiyle koltuğa oturmuş olan Ayşenurun yanına ilerledi ve oturdu. Ona meraklı gözlerle bakan Ayşenur daha fazla dayanamayıp başını Çınara doğru eğdi ve "Hayatım," dedi " bir sorun mu var?"
Ellerini Çınarın kucağında birleştirdiği ellerinin üzerine koydu genç kadın fakat aynı hızla ellerinin altındaki sıcaklık çekildi.
"Ayşenur, bunca zaman sana bu yalanı söylediğim için affet beni." Bakışlarını kıza çevirdi "Fakat bunu sana şu an söylemeseydim daha sonra daha büyük bir yıkım yaşayacaktın."
"Çınar beni korkutuyorsun, ne oldu?"
Kendine düşünme fırsatı vermeden hemen konuşmaya başladı.
"Bak Ayşenur, sana yalan söylemek veya kalbini kırmayı hiç istemiyorum ama sana bunları anlatmazsam sonradan zarar gören yine sen olacaksın." Derin bir nefes aldı. Resmen aynı cümleleri tekrar tekrar söyleyerek kendine vakit kazandırıyordu.
"Ben daha önce bir evlilik yaşadım fakat bazı sebeplerden bu evliliği bitirdim. Bu evlilikten sonra kendimi evlenmemeye oldukça odaklamıştım fakat ailemin isteği üzerine seninle bu evlilik yoluna giriyorum. Biliyorum belki bu yaptığım bencillik ama ben onu asla unutamayacağım. Yapamayacağım değil, yapmayacağım çünkü bunu istemiyorum. Ona verdiği zararı ancak böyle tedavi edebilirim belki. İşin özü şu aslında, içimde Deryaya karşı bitmeyen bir aşk varken bu evlilikte sana maddiyat belki de iyi bir arkadaşlık dışında verecek hiçbir şeyim yok. Çok üzgünüm."
Ayşenurun kalbine binlerce hançer saplandı. Gözünden düşen tek damla yaşı elinin tersiyle silerek kendini toparladı ve hayatının kararını verdi.
"Ben seni her şekilde seviyorum Çınar. Bir gün vazgeçmeyeceğim dediğinden elbet vaz geçeceksin. Ben beklerim, bir ömür de olsa beklerim..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eski Bir Yalan
General FictionGenç kadın hızla Arkasını döndü ve adamın yüzüne en sert darbesini indirdi. "Ordu hem sana hem bana küçük Çınar Karaman! Yıllar önce ben gittim. Şimdi sen gideceksin." Alev toplarına gebe olan iki çift mavi göz Karadeniz'in dalgaları gibi birbirleri...