IV- RUHLARIN YÜZLEŞMESİ

138 12 39
                                    





Baekhyun- U

"Sizin ne işiniz var burada?" 

Kapıya yaslanmış, yorgun gözlerle Deryaya bakan Çınar bir an gözlerini kadının kucağındaki bebeğe çevirdi. Elindeki oyuncağı ağzına sokmuş bir yandan dişlerini kaşırken bir yandan da annesinin omzuna koyduğu eliyle minik minik ritimler tutuyor gibiydi. Derya sanki kucağında kendisinin minik bir kopyasını tutuyor gibiydi. Yıllar önce tanıdığı ve hala da değişmeyen asil duruşu sanki bu minik kıza da bahşedilmişti.

 "Çınar Bey, size diyorum. Ne işiniz var burada bu saatte?" 

Genç adam Deryanın bu tavrından oldukça sıkılmıştı. "

Derya, sadece konuşmak istiyorum. Şu yabancı tavrı bir kenara bırak rica ediyorum." Sinirlerine hâkim olmakta zorlanan Derya genç adamın bu hareketine anlam verememişti. Şu anda düğünü için hazırlanması gereken adamın onun kapısında olmasını nasıl anlamlandırabilirdi ki? 

Derya derin bir nefes alıp bir istisna olarak Çınar'ın dediğini yaptı. 

"Çınar sen deli misin? Birkaç saate evleniyorsun sen, farkında olmalısın. Senin benimle konuşacak hiçbir şeyin yok, benim de seninle yok. O yüzden şimdi rica ediyorum git buradan!" bir adım geriye atıp kapıyı kapatmaya yeltendiğinde kapıyı daha büyük bir kuvvetle geriye iten Çınar bir anda kendini içeriye atıp kapıyı kapattı.

 "Üzgünüm Derya, şirketimin mülküne girerken sana sormak zorunda olduğumu düşünmüyorum. Ne malum, belki de, senin düşüncenin aksine, konuşacak bir sürü şeyimiz vardır." Ukala tavrı karşısında şok olan kadını gerisinde bırakıp genç kadının kucağında kendisine şapşalca bir ifadeyle bakan bebeğin küçük elini baş parmağıyla okşadı ve gülümsedi. Küçük kıza dokunduğunda sanki içinde bir nehir taşmıştı. Sıradan bir bebeğin aksine oldukça sevimli bir yüze sahip olan bebeği kucağına alıp öpmek, koklamak istiyordu. Hislerini dizginleyip adımlarını yabancısı olmadığı evin salonuna doğru yönlendirdi.

 Onun gördüğü zamanın aksine ortadaki kocaman sehpa kalkmış yerine kocaman bir bebek oyun halısı serilmiş, etrafa saçılmış oyuncaklar vardı. İçeriyi huzur verici bir bebek kokusu sarmıştı. Kısacası burada şu an, Deryanın hayal ettiği sıcak aile yuvası kurulmuştu

. 5 Yıl Önce

Çınar 

Bir kadının inadını kırmak bu dünyadaki en zor işlerden biriydi. Özellikle bu kişi Ayla ise. Saatlerdir kantinde oturuyorduk ve ben resmen saatlerdir ona yalvarmakla meşguldüm. Bunaltmamdan sıkılıp kalkmayı teklif etse de tüm ekip beraber kalktığımız için yine benden kurtulamamıştı. 

Ferit ve Utkan biraz gerimizde bizi takip ederken ben Aylanın koluna girmiş yalvarıyordum. Feritin Aylanın düzenlediği operasyondan kurtulduğu için içten içe sevindiğini biliyordum. Utkan ise hiç oralı değildi yine hayata karşı umursamaz maskesini takmıştı. 

"Ayla senin Allahtan da mı korkun yok ya? Sevenlerin arasına girmek ne kadar günah haberin var mı senin! Yemin ederim eğer beni Deryayla tanıştırmazsan cehennem ateşlerinde yanacaksın bak ben sana söylüyorum. Sonra cehennemde zebaniler totona mızrak batırınca bana neden beni daha önce uyarmadın diye kızma sakın." 

Ayla yüzünde 'Hadi canım!' dermiş gibi bir ifadeyle yüzüme bakarken bir anda iki kolunuda salladı ve kollarına giren bizden bir hışımla kurtuldu. Sanki bir mahalle kavgasına hazırlanıyor gibi ellerini beline koydu ve bana doğru döndü.

Eski Bir YalanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin