Billie Eilish&Khaild - Lovely
Hayat bazen yaşamak isteyip de yaşayamadıklarımız bütünü, bazen de yaşamaya başlayıp yarım bıraktıklarımızın toplamda ederidir.
Ordunun deniz gören herhangi bir köşesinde konuşlanmış Altınordu sahili bu gece de birine ev sahipliği yapıyordu. Son 3 yıldır sık sık yaptığı gibi. Aylardan ağustostu, sıcak bir yaz akşamı. Elindeki sigaranın son nefesini çekip ıslattığı peçetenin üzerinde söndürdü. İnsanlara verebileceği zararın aksine doğaya ve hayvanlara zarar vermekten nefret ederdi. İnsanlara verdiği zararın da kendince istemeden olduğuna inanmıştı ya da inanmak istemişti.
Çınar Karaman...
Ordunun en nüfuzlu ailelerinden birinin tek oğlu, Karaman Gemiciliğin yöneticisi ve sayılamayacak kadar çok sıfata sahip olan birisiydi. Sahip olduğu sıfatların aksine hiçbir zaman olmak istediği şey olamamıştı.
Hataları da sevapları da hep ondan kaynaklı şeylerdi.
Derin bir nefes alıp oturduğu bankta dikleşti. Telefonunun en diplerine gizlediği fotoğraflardan birini açıp iç çekti. Gözleri fotoğrafta kocaman gülümseyen kadına takıldı ve o da istemsizce kocaman gülümsedi. Çünkü Çınarı bu hayatta bir tek güldürecek şey oydu.
Deryaydı...
5 Yıl Önce
Çınar
Final haftalarının asla bir kişisel önem içermediği üniversite hayatımın ikinci yılındaydım. Ankaranın soğuk havası bahçede oturmayı oldukça imkansız kılarken biz 4 kafadar enerjimizi atmak için ikili gruplar olarak taş kağıt makas oynuyorduk. Rakibim olan arkadaşım ahmak Feriti 3-0 mağlup ettikten sonra Utkanla beraber oynayan Hakan ikinizi mağlup ederek bana döndü.
Utkan ve Hakanı yarıştırmayı çok seviyordum. Çünkü ikisi de birbirinin aynısıydı ve bu aynılık onları deli ediyordu. Bizde 4 dakikada biten taş kağıt makas olayı onlarda bazen 20 dakikaya kadar uzuyordu, ikisi de sürekli aynı hareketi yapıyorlardı ve bu durum onları kudurttukça kudurtuyordu.
Final maçına başlamak için Hakanla pozisyon aldığımızda "Hakoo!" diye bir ses ortamda yankılandı.
İşte Hakanın oyunda iptal olmasını sağlayacak tek kişi gelmişti. Sevgilisini gören yetişkin bir Hakan hayatta taş kağıt makas falan oynamazdı. Sevdiceğini alıp pıtı pıtı kantine gider ve onunla kahve içerdi.
Ayla hızlı adımlarla yanımıza geldiğinde hemen Hakana sarıldı. Kısa bir süre sarılıp birbirlerini kokladıktan sonra ayrıldılar. Ayla bize dönüp her zamanki neşeli tavrıyla konuşmaya başladı.
"Napıyorsunuz kumalarım?" evet Ayla artık bizi resmen kuması ilan etmişti. Çünkü gerizekalı arkadaşımız Hakan ilişkilerinin ilk zamanları sürekli buluşmalarına bizi de getirmişti, sebepsizce çok utanıyordu. Ayla zamanla bizi kabullenmişti fakat Ayla kabullenene kadar da Hakan utangaçlığını yenmişti.
Şimdi de Hakan bizi postalamak istiyordu ama Ayla buna izin vermiyordu.
Ferit bir elini cebine atıp " Sen dikkatini dağıtmasaydın Çınar Hakanı taş kağıt makasta ezecekti tatlım." Dedi. Ayla durumdan memnun olmuş bir şekilde gülümsedi " O zaman bugün de sevgilimi eziklenmekten kurtardığıma göre herkese benden kahve kumalarım. Hadi kantine gidelim." Beleş lafını duyan ben ve arkadaşlarım hemen onların peşine takıldık. 5 imiz yan yana kantine doğru ilerlerken Ayla " Tayfanın başını bağlama operasyonuna kimle başlamamı istersiniz tatlılarım?" diye sordu. Herkesin gözleri birbirine dönerken gelecek olan itirazları tahmin eden Ayla hiçbirimize konuşma fırsatı vermeden " Ferit!" diye seslendi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eski Bir Yalan
General FictionGenç kadın hızla Arkasını döndü ve adamın yüzüne en sert darbesini indirdi. "Ordu hem sana hem bana küçük Çınar Karaman! Yıllar önce ben gittim. Şimdi sen gideceksin." Alev toplarına gebe olan iki çift mavi göz Karadeniz'in dalgaları gibi birbirleri...