Başlangıç...

638 18 4
                                    

 Merhaba ben geldim :DDÜzgünüm sınavlarım olduğu için yazmaya fırsatım olmadı:((Ama yeni ve uzun bir bölümle geri döndüm ejderseverlerim:))Beğenirseniz vote vermeniz 5 saniyenizi almaz:))Hadi yeni bölüme geçelim.Bu arada ithaf istersseniz yorum atabilirsiniz...

 Madem savaşacaktım bir yerden başlamak gerekirdi.Ama ben ne yazık ki ne yapacağımı bilmiyordum.Ben ne yapıcağımı düşünürken neden kütüphaneye göz atmadığım aklıma geldi.Koşar adımlarla gizli geçitin önüne geldim.Tünelden adeta ışık hızında geçerek kütüphaneye ulaştım. O büyük savaş ve Nidhoggr hakkında bulabildiğim kitapları masanın üzerine yığdım.

 Yaklaşık 2 saattir kitapları araştırıyorum ama bişey bulamadım.Sabrım taşmaya başlamıştı.Hızla ayağa kalktım.Başım biraz dönmüştü ama aldırmadım.Hızla raflara ilerlerken gözlerim karardı,düşmemek için rafa tutunayım derken rafa çarptım ve yere düştüm.Ben yere düşerken bir kitap da sayfaları açık bir şekilde yere düşmüştü.Kitabı elime aldığımda yazan şeyler dikkatimi çekti.Kitabın kapağına baktığımda ''Wyvernler ve Ejderler'' yazdığını gördüm.'Ben bunu nasıl olmuş da görememişim?'diye içimden söylenirken kitabı alıp masaya oturdum.

   Kitapta wyvernlerin iki bacaklı kollarının yerine sadece kanatlarının olduğunu ve dişi olduklarını öğrenmiştim.Bunlar Nidhoggr tarafından sonradan bir araya toplanmışlar,yaşamışlar.Bende bundan yaşadıkları yerlerin hep karanlık ve herşeyin kötülükle dolup taştığı yerler olduğu kanısını çıkarmıştım.Ama buralarda pek öyle bir yer bilmiyorum ki!!Bir dakika aslında bildiğim bir yer olabilir.

 Hemen çantamı alıp dışarı çıktım.Gideceğim yer terk edilmiş bir evdi.Nerden biliyorsun derseniz her yanından geçtiğimde garip bir şekilde kötü hissediyorum içimden tiksinmek geliyor.Zaten böyle hissetmemde de bir şey olduğunu biliyordum.Bu aralar o kadar şey olduki artık her şeyden bir anlam çıkartabilecek hale geldim.

 Ben böyle düşünürken çoktan o eve varmıştım.Pencerelerinde tahta çakılı, bir zamanlar olan boyası da gitmiş,yıpranmış,insana üzerine yıkılacakmış gibi bir his uyandıran eve hoş geldiniz!!Neyse biraz daha böyle dikilirsem bacaklarım benden habersiz gerisin geriye koşacak.

 Parçalanmış kapıyı yavaşça ittirdim ve  korkak adımlarla içeriye girdim.Girdikten sonra o yamuk kapı hızla kapandı.-iç sesi böyle yazdım ayırt edilebilsin diye-

  Al işte buldun düşmanını.Şimdi napacaksın!!Yoksa daha ne olduğunu bilmediğin gücünle onu yerle bir mi edeceksin??Ha ha güleyim bari.

 Kapa çeneni.

Hemen kapa çeneni.Sanki yalan söylüyoruz.

Doğru olabilir ama ben duymak ve inanmak istemiyrom tamam mı !!

 İç sesimle aramdaki kavgaya bir son verip seslenmeye başladım.''Hey kimse var mı orada?''dedim ve kendimi o korku filmlerindeki salak kız gibi hisettim.Burdan hemen kaçabilirdim ama bunu yapamazdım.Çünkü ben savaşmalıyım ve kaçmak bir ihtimal bile değil benim için.Bu yüzden evde dolaşmaya başladım.Aşağıya inen merdivenlere ilerlerken içimdeki o kötü his büyüyordu.Yavaş ve titrek adımlarla merdivenleri bir bir inmeye başladım.

 Burayı pencereden sızan ay ışıkları aydınlatıyordu.Ben odada ilerlerken arkamdan bir şey hızla geçti.Hızla arkamı döndüm ve ''Kim var orada?!'' diye bağırmaya başladım.Adımlarımı hızlandırırken etrafı da kolaçan ediyordum.Başka bir odaya geçtim.Arkası dönük birisi ayakta bekliyordu.Korkark adımlarla ona doğru ilerledim ve önünde durdum.Ama...ama...ama bu Isaac'ti!!

Ejderin RuhuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin