Fazla uzatmıcam.Yaklaşık 2 haftadır internetim yoktu ve daha yeni internete girebildiğim için şimdi yazabildim,üzgünüm.Ama şu ana kadar yazdığım en uzun bölümle karşınızdayım.Karakterleri sildim çünkü benim kafamda tam olarak bu karakterler canlanmıyordu.Neyse yeni bölüme geçelim,umarım beğenirsiniz:))
Hayatımda bu kadar hızlı ve çok koşmadığıma bahse girebilirim.Hepsi Isaac'in suçu zaten,onun saçma planı olmasaydı biz de bu halde olmayacaktık.Onun dediklerini yaptığımız için şuan Nidhoggr'ın yandaşları bizi yakalamaya çalışıyor.Isaac onların yaptığı saldırıları savuşturmaya çalışıyor,aynı zamanda var gücüyle koşuyordu.Ona destek olma gibi bir amacım yoktu,nasıl olsa herşey onun yüzünden olmuştu!..Dediklerimin anlamsız geldiğini biliyorum ama gerçek buydu.Neyse anlamak için biraz geriye gidelim...
2 GÜN ÖNCE:
Omuzlarımdan birinin beni sarsmasıyla kendime geldim.Bunu yapanın Isaac olduğunu gördüğümde ona sinirle''Ne yapıyorsun sen?Biraz yavaş olsana be öküz!!''diye bağırdım.O ise dediklerime aldırmayıp ''Hadi kalk geldik,zaten yolun yarısında uyuyakaldın.'' dedi.Ona sinirli bakışlarımı yollayıp arabadan indim ve etrafıma bakındım.Burası ormanlık bir alandı.Sakinleştirici bir havası vardı.Ben incelemeye devam ederken,Isaac çoktan yeni evimizin kapısının önüne gelmişti.Ben de kendime gelip onun peşinden evin önüne geldim.
Evin dışı ahşaptandı,en ilgi çekici ve şaşırtan özelliği ise evin büyük bir ağacın etrafına yapılmış olmasıydı.Evin duvarlarında ahşaptan yontulmuş ejder heykelleri vardı.Zaten evin dışında ejder motifleri hakimdi.Bu da benim çok hoşuma gitmişti.Evin içi de dışı gibi büyüleyiciydi.Duvarlarda ejder desenleri vardı.Kitaplıklar zaten duvarların büyük kısmını kapatıyorlardı.Ortadaki ağaç dikkatimi eve ilk girdiğimde çok çekmişti.Ağacın etrafında ahşaptan merdiven sıralanmıştı.
Evin dekoru eski zamanları andırıyordu.Herşey büyüleyciydi.Ben böyle dalıp gitmişken Isaac'in önüme bavulumu fırlatmasıyla irkildim.Ona dönüp ''Bunu yaparak öküz olduğunu kanıtlamış oldun!''dedim.O ise alaycı bir sırıtışla ''Çok konuşuyorsun.Odan üst katta sağdan ikinci oda,yanındaki de benim zaten.He,bu arada bilgin olsun o bavulu üst kata kendin çıkaracaksın.''dedi.Ben de en masum ifademle ''Öyle olsun,tamam ben kendim çıkartırım.''dedim üzgün üzgün.
Çocukken defalarca aynı tekniği kullanarak ona birçok kez iş yaptırmıştım.Ama artık çocuk değildik,değişmiştik.Bunun en iyi örneği Isaac'in ''Biz artık büyüdük Ally,ne sen bana işleri yaptırabilirsin , ne de ben bu masum yüze kanabilirim.Anladın mı?''demesi olmuştu.Bu duruma içten içe üzülsem de belli etmedim ve ''Off,tamam be senin de bana işin düşünce görürüm seni.''dedim şakayla karışık bir şekilde.O ise beni dinlemeden bir odaya girdi.Ben de binbir güçlükle bavulu üst kata çıkarmaya başladım.
Sonunda odanın önüne geldiğimde derin bir nefes aldım odanın kapısını açtım.Gördüğüm manzara sonucunda ağzım açık kalmıştı.Bunları hiçbirinden haberim yokken Draconia ile ilgili rüyalar görürdüm.Burası gördüğüm rüyalardaki yerleri anımsattı bana.Evimde olmasam-Draconia'da- bile burası az da olsa ev özlemimi gidermeme yardımcı olabileceğini farkettim.Bembeyaz ferah bir odaydı,içindeki eşyalar da rüyalarıma göre düzenlenmişti adeta.Bir süre daha odayı inceledikten sonra bavulumu açtım ve içindeki eşyaları yerleştirdim.İşim bittikten sonra aşağı indim.
Aşağıya indiğimde çok aç olduğumu farkettim.Mutfağı bulduğumda Isaac'in buzdolabını açmış öylece baktığını gördüm.Ona seslendiğimdeyse ''Ally,ben çok acıktım,eminim sende açıkmışsındır.Bir şeyler hazırlasan çok güzel olur bence.''dedi.Bende tıpkı bavul konusunda Isaac'in yaptığı alaycı sırıtışı yaptım ve ''Ben sana 'Bana işin düşerse görürüm seni'dememişmiydim.''dedim.O da offlayarak ''Tamam be.''dedi.Sonrada salona gitti.Ben de bir süre düşündükten sonra acıyıp kendime ve ona bir şeyler hazırladım.İşim bittikten sonra salona gittim ve Isaac'e ''Ben sen olmadığım için sanada bir şeyler hazırladım.Geliyorsan gel.''dedim.Mutfağa giderken peşimden geldiğini farketmiştim.
