Saklı Biz - Bölüm 5

1.1K 79 24
                                    

Akay geldiğinde hepimiz akşam serinliğinde dışarıda oturuyorduk. Düşmüşler tahmin ettiğimiz gibi kalabalıklardı ve bir melek ölmüştü. İkisi ağır diğerleri hafif yaralı olan melekler ise tedavi merkezindeydi -ki bu sevindirici bir haberdi daha kötüsü de olabilir demişti Akay.

Bütün bu olanları aklım, ruhum bazen almıyordu. Hepsi fazla geliyordu. Yaşadıklarımın hepsinin bir rüya olduğuna inanmak istiyordu. Tüm yaşamımın bir rüya olma olasılığı neydi? Gerçekten böyle bir ihtimal var mıydı? Uyandığımda sadece birkaç saat geçmiş olduğunu fark ettiğim ama ondan daha uzun süren rüyalardan biri olma olasılığı var mıydı? Öyleyse tam da şu anda uyanamaz mıydım?

"Yarın sabah birkaç melek daha bu eve gelecek" diyen Akay'ın sesi ile düşlerimden sıyrılmıştım. Akay sonunda dediğini yapıyor beni korumak için eve melekleri getiriyordu. Daha fazla melek...

Evet buna karşı değildim kendi korumamdan ziyade benden sonra başlarına bir şey gelebilecek düşüncesinden dolayı onaylıyordum. Zaten ben çok geçmeden gidecek burada bile olmayacaktım. En azından bugün yaşanılan saldırılardan birini yaşasalar dahi kalabalık olacakları için meleklere bir zarar gelmeyecekti. Yani ben öyle umuyordum.

"Bu iyi bir fikir" dedi Gece bir eliyle elimi tutarken.

Evet dercesine başımla onayladım.

"Sen böyle daha iyi olacağını düşünüyorsan elbette." dedi Göker.

Sonra bir anda hepsi bunun iyi olacağı konusunda tartışıp durdular.

Kesinlikle iyi olacaktı. Bu gurubun içerisinde bir hain varsa herhalükarda yerimi belli edecekti. Az sayıda olmak birçoğunun zararına sebep olacaktı. Benden kurtulmayı nasıl istiyorsa arkadaşlarının zarar görmesini bile umursamıyordu. Benden çok ama çok nefret ediyor olmalıydı. Elvin!

Bu evde benden en çok nefret eden kişi oydu. Bunu yapabilecek tek melek oydu. Bundan emindim. Emin olmadığım şey ise diğer meleklerin bu konuda bana katılmayacak olmasıydı. Gece'den dolayı kıskanç bir sevgili olacaktım gözlerinde. Ama bu konuyu Akay'a mutlaka açacaktım. Hakkımda ne düşündükleri önemli değildi. Önemli olan herkesin güvende olmasıydı.

Bir an bu düşündüklerimi komik bulmuştum. Meleklerin güvende olmasını istememi. Bir süre önce hepsinin ölmesini dilerken şimdi güvenlikleri için endişelenir olmuştum.

Onlara tahammülüm kolaylaşmıştı artık eskiden olduğu gibi nefret etmiyor, onları suçlamıyordum. Belki sonunda intikam alabileceğimi bildiğim için rahattım ya da onların bir suçu olmadığını bildiğim için. Zor olmuştu ama kabullenmiştim. Bu onların hatası değildi. Bu beni öldürme arzusu ile yanıp tutuşan düşmüşlerin ve Kaya'nın suçuydu. Ve ben intikamımı alacaktım. Yakında!

Akay peşisıra Alp, Gece ve Mert ile çalışma odasına ilerlerken onunla yalnız konuşmanın bir yolunu bulmalıyım diye düşündüm. Çok fazla göze batmadan. Çünkü söyleyeceklerim konusunda birçoğu hemfikir olmayacaktı. Bundan emindim.

Akay hariç hepsi odadan çıkmış kendi aralarında mırıldanıyorlardı. Yanımıza geldiklerinde konuştukları tek şey yeni gelecek olan meleklerdi. Nerede yatacaklar kontroller nasıl olacak alışma süreci olarak her yeni melek yanında mutlaka eski meleklerden biri olacak vb. bir sürü şey konuştular. Sonunda kontrol için dışarı çıkmaya karar verdiklerinde aralarında Gece'nin de olması beni sevindirmişti. İşte bu ara benim Akay ile konuşacağım araydı. Onlar ayrılır ayrılmaz sessizce kızların yanından ayrılmış çalışma odasının kapısını çalıyordum.

"Girin" diyen Akay'ın sesi gür ve sertti. Umarım onu kızdırmadan beni anlamasının yolunu bulabilirdim ya da benimle dalga geçmeden.

"Merhaba seninle konuşmak istiyorum 5 dakikan var mı?"

Tesir I - Tesir II  "Tamamlandı"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin