Esir - Bölüm 10

889 87 47
                                    

Bunu hissetmekten nefret ediyordum. Biçare ve güçsüz...

"İşte geldik yeni evine eminim burayı çok seveceksin." diyen Elvin sertçe beni yere bıraktı. Kafamı sanırım betona vurmuştum. Başım öyle dönüyordu ki tam olarak vurdum mu vurmadım mı idrak edemiyordum. Ama başımda hafif bir acı hissediyordum. Kusmaya başladığımda işler daha da kötüleşti. Keşke yemekte çok fazla şey yemeseydim.

"Ah eanqa seni böyle görmek çok üzücü."

Lanet olsun Elvin gerçekten doğru söylüyormuş beni Daimon'a getirmişti. Bu işe sırf benden kurtulmak için girmişti ve sonunda isteği yerine gelmişti. Ne zamandan beri planlamışlardı bunu? Ben Daimon'ın teklifini kabul etmeden önce mi yoksa sonra mı? Onca zaman bunları bile bile etrafımda dolaşmış zaman kollamıştı. Eğer Akay onu gönderseydi beni Daimon'a teslim edecek başka biri var mıydı içeride?

"Ben üstüme düşeni yaptım sıra sende" dedi Elvin. Sıra sende. Yani bir şart koşmuştu. O da benim gibi pazarlığa girmişti. Ne istemişti?

"Zamanı gelince karşılığını alacaksın bunu daha önce de söylemiştim." diyen Daimon'ın sesi olduğundan daha gür ve sertti.

"Diğerleri yokluğumu fark etmeden önce geri dönmeliyim."diyerek hızla Daimon'ın gazabından kurtulan Elvin kulağıma doğru fısıldadı. "Gece'yi hiç merak etme yokluğunda kollarımda teselli bulacak."

Koskoca bir ışık parlamasıyla yok olan Elvin beni Daimon ile başbaşa bırakmıştı. Baş dönmem hafiflemiş kusmam sona ermişti ama gözlerimi tam olarak hala açamıyordum. Açınca karşılaşacaklarımdan korkmamdan mı kaynaklanıyordu bu durum?

Ağır ağır sırt üstü döndüm ve buz gibi taşların bedenimi serinletmesinin tadını çıkardım. Çünkü bedenim alev gibiydi resmen yanıyordum. Ateşim çıkmış olmalıydı. Daha önceki yolculuklarımın hiçbirinde yandığımı hatırlamıyordum. Şimdi neden cayır cayırdım?

Gözlerimi hafifçe aralarken korkuyordum. Tabi karşımda taşlarla bezeli yüksek bir tavan da beklemiyordum. Yattığım yerden yavaşça doğruldum. Burası oldukça geniş bir salondu. Rüyalarımdaki o kalenin içindeydim mutlaka.

Etrafımda misk kokulu rüzgar dolanıp arkamda kesildiği anda yönümü hızla oraya çevirdim. Kalabalık bir gurubun beni izlediğini gördüm. Bunlardan hangisi rüyama giren Daimondı acaba? Herkes suspus bir halde beni izliyor bir şeyler dememi bekliyordu sanırım. Görüşüm iyice netleştiğinde fark ettiğim şey içlerinde oldukça alımlı kadınların olduğuydu.

"Hoşgeldin eanqa burada seni misafir etmek büyük bir onur bizim için." Ses irkilmeme neden oldu. Ayağa kalktım ve hangisinin konuştuğunu anlamaya çalıştım. Şu sağdaki o gürültülü tok sesin sahibi olabilirdi. Belki de onun hemen yanındaki de olabilirdi. Emin değildim. Bu nedenle sormaya karar verdim.

Ağrıyan omzumu tutarak "Hanginiz Daimon?"dedim.

Hepsi şaşkın bir halde baktılar ve ardından gülmeye başladılar. Gerçekten sinir bozucuydu davranışları. "Bunda komik ne var anlamadım gerçekten?" dedim sinirli bir ses tonuyla.

Yanımda bir rüzgar dalgalandı ve tam dibimde bir şeyin varlığını hissettim. Daimon!

"Eanqa hepimiz Daimon'ız. Bunu sorman o nedenle komikti. Burada bu odada gördüğün ve göremediğin ben de Daimon'ız. Tabi bazı insan misafirlerimiz hariç. Bu bizim türümüzün adı. Ama sende haklısın beni öyle biliyorsun." derken buz gibi parmaklarının yanağımdan çeneme kaydığını hissettim.

O bedenimin soğuktan ya da korkudan karıncalanmasını sağlarken ben dudaklarımı ve gözlerimi sımsıkı kapatmıştım istemsiz bir şekilde. Görünmezdi aynı rüyalarımdaki gibi. Varlığını kokusu, tok sesi ve serin dokunuşları ile gösteriyordu sadece. Bu çok...bu çok ürkütücüydü...

Tesir I - Tesir II  "Tamamlandı"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin