Resimdeki bora:)) keyifli okumalar.
......^.....
Düşünüyorum da bu handeyle baş etmek gerçekten mucize olmalı bazen erkek gibi tavırlarıyla bazen ise çok korumacı tavirlari beni kendine bağlamıştı. Zaten bu yönüyle tanıştık handeyle . Sevdiklerini koruyan ve onlara zarar gelirse kendini asla affetmeyecek bir arkadaş.
Hande seçkin'e tokat atınca hemen oradan ayrıldı. Seçkin ise bize dönük halde ağzı açık bir şekilde yüzünü tutarak etrafa bakıyordu rezil olmuş durumdaydı . Kütüphane olmasına rağmen herkes telefona sarılmış bir şekilde o an'ı ölümsüzleştirmisti. Simdi anladim hande bunun olmasini istiyordu tabi ...
Saat geç olmuştu fakat hava hâlâ aydınlıktı . Kızlarla vedalaştım ve benim biraz daha burada kalacağımı söyledim. Onlar biraz şaşırmış olsada benim derse çalışmam gerekiyordu sınavlara daha zaman vardı ama yinede iyi bir sonuç getirmem için baştan çalışmam lazımdı.
Kızları kapiya kadar gecirip kalktığımız masanin 2 kişilik olanına pencere tarafına oturdum ve yağan yağmurun güzel manzarasında derse devam ettim...
....^....Çantamdaki telefonumdan gelen sesle irkildim . Elime aldiğimda wp de gelen mesajın kime ait olduğuna baktığımda tanımadığım birisinden geldiğini farkettim ve hemen upCall uygulamasını irdirip kim olduğunu öğrenmeye çalıştım...
Bu kimdi şimdi bora mı hiç tanıdık gelmiyor. Umursamaz bir şekilde mesaji okumadan telefonumu çantama atıp eşyalarımı topladım . Böyle boş işlerle uğraşacak vaktim yoktu benim. Hem biraz geç de kalmıştım eve . Kimse kim. merak etmiyor değilim aslında fakat kafami boyle herşeye takicak olsaydım bitmistim harbi.
Cekedimi giyinip cantami ozumuza attim ve biraz uzamış olan kahküllerimi yan tarafa ayırıp saçlarımı ceketimin kopşonuyla buluşurdum.
Oradan ayrılır ayrılmaz. Yağmurda yürümeye devam ettim.
Ne muhteşem bir koku . yağmur da yürümek okadar güzel birşey ki doğadan kaçmayı hiç düşünmemisimdir an a bırakırım kendimi tabi her zaman değil kim her zaman yağmurda yürümüş ki kendini hasta olmaya davet eder gibi . Tabi benim gibi deliler bazen böyle kaçamak yapabilir. Kipriğimden düşen damlaciklar oracinda yere düşüp hic vakit kaybetmeden yenisi oluşuyordu . Ev e daha çok vardı karşıdaki otobüs durağında biraz otursam iyi olucakti sadece yağmur dinene kadar .
Kimse yoktu durakta orada oturmuş, yağmurun yolun kenarindaki çamurlu su tümseklerine çarpmasını izliyordum .
Tam o anda birisi geldi . Genç birisine benziyordu . Fakat tam görememiştim yüzünü görmeme elindeki şemsiye engel oluyordu sanki . Ona bakmayi bırakıp yağmuru seyretmeye devam ettim hic duracağa benzemiyordu .
Ve bir anda Ayak sesleriyle irkildim kafami yan trafa cevirdigimde kimse yoktu. nereye gitmişti bu. Durağın kenarina açık bir sekilde bırakılan siyah şemsiyeyi farkettim bu onun du ama neden bıraksin ki . Karşı daki tam başka sokağa dönmek üzere olan şemsiyenin sahibini gördüm genç di ,1,65.70 boylarinda siyah giyimli biriydi farletmemek elde değil.
Şemsiyeyi alıp arkasından koşmaya başladım "heyyy" bağırsamda ne fayda gözden kaybolmuştu bile duymadı ... peki o kimdi?
Yola devam ettim küçük tümsek deki suları tekmeleyerek yürüyordum o an düşündümde kim olabilirdi yagmurda beni köpek yavrusu gibi ıslanmış olarak gören bir yardımsever di sadece yani öyle umuyorum.
Eve vardığımda ise kapıda küçük bir kutu gözüme çarptı elime alıp tam açacaktım ki içeriden bir ses gelir gelmez içine bakmadan anahtarimi çıkarıp iceri girdim. Babami telvizyonun karşısında ayağını uzatmış bir şekilde film izliyordu yanindada annem kanepede sarılmış bir şekilde oturuyorlardı. Nerden gelmisti şimdi bu ses... gözüm televizyonluğun altındaki yere düşmüş kırık bardağa ilişince ne olduğunu o anda anladım .
Düşüncelerimden sıyrılıp koltukta oturan babama gitmek veya gitmemek arasında ikilemde kaldım. Sanırım yanliz bırakmalıydım...hayır babam gelmisti benim ne yanliz birakmasi. sahaba kadar onunla o koca göbeğine yaslanarak uyumak istiyordum . Heyecanli bir sekilde ve sapşal gülümsememle karşılarına geçerek...
"baba dönmüşsün " diyebildim . Elimdeki kutuyu masaya koyarak babama sarıldım "5 ay oldu baba "bunca zaman ne yaptin sen " bunca zaman istanbulda şirket ortaklariyla bir anlaşma düzenliyordu. Fakat heyecanlıydım ve mutlu ne yapacağımı bilemez bir şekilde ellerimi saclarimin arasinda gezdirdim.
"Çok özlemişim canım kızım "dedi ve tekrar sarıldı. "Abim nerede ? haberi varmi onun? " telaşlı bir şekilde sorular soruyordum anneme.
"Abinmi tahmin et bakalim nerede ?"
Yüzündeki hep bildiğim fakat bir okadar da anlam veremedigim bir yorulmuşluk seziyordum . Tahmin etmek okadar da zor degildi dudaklarımı büzerek"yinemi karakol"
Dedim sanki bilmiyordum her gece balkondan eve gelirken uzeri boyalı bir sekilde görüyorum onu tabi bunu anneme şimdi soyleyemezdim başta söylemeliydim eğer şimdi söylersem bu yanan ateşi körüklemiş olurdum o yüzden susmayı tercih ettim."Ee onu almaya gitmiycekmisiniz baba , anne orada mı kalıcak abim?"
Diye telaşlı bir şekilde sordum . Onlarin cevabi ise hic gecikmeden "akıllanması lazim hem orada bir arkadaşım ilgilenir onunla eğer bisey olursa ." Dedi. "Pekala ozaman siz öyle diyorsanız öyle olsun benim düşüncemi soran yok zaten diyerek bir hışımla odama çıktım. Benim fikirlerimin bu evde hic mi önemi yok acaba diyerek yatağıma attım kendini başıma yorganı çekerek hıçkırarak ağlamaya başladım bu bi kıskançlık , bu bir çocukluk değil bu bir umursamazlık ciddiye anlaşmazlık en sevmedigim ve nefret ettigim şeyler.Ağlamanin fayda etmedigini anlayinca sadece özür dilemelerinin gerektini ve ozamana kadar onlarla konuşmayacagimi soyledim kendime bu iyi bir fikirdi niye üzüyordumki kendimi ben. Onlar üzülmeliydi çocuklarına bunları yaptıkları için.
Bir baba nasi kiyabilir oğluna anlam veremiyordum belki anne veya baba olmadigimdandir kim bilir...
Yatağımın kenarina koyduğum çantamın içerisinden telefonumu çıkardığımda bir mesaj daha geldi "52 30" yine ayni numara . Diğer mesaja bakmadığımı farkedinde merakla wp ye girdim ilk mesajinda 'merhaba...' yazıyordu ikincisinde ise
'beni tanımadığını biliyorum lakin beni görünce çok iyi taniyacagindan eminim '
demis ve son kelimesine sinsi bir gülücük kondurup mesaji sonlandırmıştı. Bu neydi simdi Boraa..boraa kimdi bu düşünceye dalmıştım hiç tanımadığım bir karakterdi. Acaba bu şemsiyeyle bir ilgisi varmı ...
......&.......
Abimi çıkarmıştı babam gelir gelmez sarıldım fakat babamgille hic konuşmamıştım onlarda özür dilemedi tabi.
Abim hazirlandiginda kahvaltımızı edip evden çıktık.
"Çok soğukmuydu orası abi" dedim dudaklarımı aşağıya burkarak.
Oda üzüldüğümü anlamış olmalı ki "hayır tabiki rahatti alıştim zaten hicte üşümedim üzülme sen" çocuk avutuyordu sanki biliyorum iste ilk defa basina geldi nezarette bir gece kalmak önceden olduğunda 2.3 saat durdurur islemleri halleder salarlardı bu sefer de öyle olucakti fakat babam sayesinde bir gece yatmak zorunda kaldi ve boğucu , kir rengine bürünmüş duvarlariyla baş başaydi okadar saat kim inanırdı üşümedigine. Abimin sesiyle düşüncelerimden ayrıldım "geldik selin dalıp gittin iyice" hangi ara gelmistik...Bu hafta belki yazamayabilirim Arkadaşlar oylariniz icin teşekkürler çok öpüyorum:*:*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖZLERİMİ KAPATSAM
Aventura"Bir anlık hevese aşkını satma ki bir ömür pişmanlık duymayasın "