ALARA ULUS:
Sıramda oturmuş hocanın gelmesini bekliyor ve Serdar'ın sınıfa anlattıklarını çaktırmadan kulak kabartıyordum. Selin'in uzaklaştırma almasını çok sevindim açıkçası.
Emniyet binasının önünde iki ayrı grup. Hepsinin belinde silah birbirilerine diş biliyorlar."
Heycanlı heycanlı anlatmasına gözlerimi devirdim. Abartıyordu işte diğerleride inanıyordu.
Ortada da iyi aile çocukları gibi avukat ordusu vardı."
Tahtanın önüne gidip tekrar başladı konuşmaya.
Baktım polisler bir şey yapamıyor. Çıktım merdivenlere kaldırdım elimi. Bağırdım hepsine. "
Sıralara doğru yaklaştı. Eli hâlâ havadaydı. Tekrar konuşmak için hazırlanıyordu ki Kapıda Selin belirdi. Siyah kot siyak kapşonlu ve süpriz siyah ayakkabı giymiş. Ayrıca tek kollu sırt çantası da siyahtı tabi. Göz altları çökmüş teni de çok beyazlamış hastaydı gaiba. Tüm sınıfa işaret parmağını havaya kaldırıp susun işareti yaptı. O sıra da Serdar tekrar anlatmaya başladı.
Silahlarınızı bana verin ve gitmenize izin vereyim dedim. Tabi benden polisten daha çok korktukları için.."
Sözünü kesen kafasına yediği saplaktı.
Götüne soktular." dedi Selin sinirle. Tüm sınıf gülerken o kendi sırasına gelip çantasını çıkardı. Arkadaşlarıda yanına toplandı. Onlara sessizce bir şey anlattırken diğerleri kafa sallıyordu sadece. Bende geriliyordum yavaştan. Çaktırmadan baksamda her an bana bakacakmış gibi geliyor. Sibel ve Şevval tahtanın önüne gidip sınıfa baktı. İkiside aynı anda yüksek sesle konuşmaya başladı.Sınıfı havalandırılacak herkez dışarı lütfen. Hadi duymadınız mı? Dışarıya alalım sizi."
Bu işte bir gariplik olduğu belliydi. Kalbim bile anlamış gibi hızlanmaya başladı o an. Herkez kapıdan çıkarken bende yerimden kalktım. Tam Selin'in yanından geçerken bana arkası dönük konuştu.
Sen otur."
Arkama dönüp benden başka biri varmı diye baktım önce. Yoktu demek bana demiş. Dönüp yerime gidecekken "buraya" diyerek kendi sırasını gösterdi. Hala arkası bana dönüktü. Yutkunarak o görmesede kafa salladım. Kalbim şimdi depara kalkmıştı. Yanından geçerek oturdum sırasına. Çantasından tablet ve kablosuz kulaklık çıkardı. Kulaklığı arkama geçerek ağır bir şekilde bana takmasını izledim. Aslında kıpırdayacak halim yoktu da.
Tekrar önüme gelerek tableti eline aldı. Bir kaç saniye bir yerlere girdi. Kulaklıklardan birden ses gelince yerimden sıçradım. Hafifçe gülümseyip başını sağa sola salladı. Ses kaydıymış bu sanırım Selin ve.. Ve Burcu'nun konuşmasıydı.Selin:
Benim hakımda bazı kişilere bazı yalanlar söylemişsin"Burcu:
İspiyonladı mı hemen o kaltak?"Selin'in derin nefes alışlarını bile duyuyorum şuan.
Selin:
Seni buraya kavga etmek için çağırmadım. Şimdi sen bu telefona doğru yalan söylediğini söyleyip gideceksin."Burcu:
Yalan mı ki?Selin:
Şansını zorlama bak. Yalan olduğunu ikimizde biliyoruz. Bmyle saçma sapan yalanlar söyleyip herkezin hayatını da karıştırıyorsun."Ortada biraz sessizlik olduğunda kafamı kaldırıp ona baktım. Yüzüme gözlerini kırmadan bakıyordu. Bakmaktan ziyade dalıp gitmiş gibiydi. Kulaklıklardan tekrar ses gelince başımı tekrar eğdim. Gözleri çok yoğun bakıyordu hem.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LEYDIM
Non-FictionBilinmeyen numara: ah leydim! Bilinmeyen numara: gözlerinizi lütfen çekin Bilinmeyen numara: daha fazla dayanmaz ne kalbim ne beynim Çoğunluk texting Başlama tarihi:22/11/19 Bitiş tarihi: 25/02/20