05

3.5K 177 31
                                    

Alara

Okula koşar adımla gidiyorum. Aptal alarmı kurmayı unutmuştum dün gece. İlk derste ingilizce ve Sinan hocada çok sert ya. Kesin beni derse almayacak. Yok yazılınca da okul çıkışı evi ararlar. Bittim ben ya bittim. Hep o bilinmeyenin suçuydu. Dün o kadar çok şey anlattı ki aklım tamamen karıştı. Benim de alarmı kurmak tamamen aklımdan çıkmış. Bir tarafım onun iyi biri ve doğru söylediğini inansada diğer tarafım anlattıklarına inanma diyor. O sarı çiyanın çetesinde olabilir de.

Bizim okulda iki cephe vardır. Üç tür de insan. Ya sarının yani Burcu'nun tarafında duracak kötülük yapıp güçlü görüneceksin. Ya da Selin'in tarafında duracak benim gibi ezikleri koruyacaksın. Bir de üçüncüsü hiç bir taraf olmayıp kendi işine bakacaksın. Tabi ortada kalırsın Burcu direk ensene yapışır yanına çağırır. Gelmezsende burnundan getirir.

Selin çok farklı okulda ki baskın cephe onun tarafıdır. Kız çok soğuk biri olsa da etrafında birinin ezilmesine göz yumamaz. Burcu'yu da yanındakileri bir çok dövmüşlüğüne şahit oldum.

Binaya girip ikişer ikişer merdivenleri çıkarken birden ses duydum.

Hoca gelmedi. Koşmana gerek yok. Düşmeden dur bence."

Selin iki kat yukarda aşağıya doğru bakarak söyledi. Onun benimle konuşması beni epey şaşırtı. Okulda kimseyle konuşmazdı. Sadece arkadaşları ile konuşur. Olduğum yerde dikeldiğimi fark edince sakin adımlarla merdivenleri çıkmaya başladım tekrar.

Gözlerini benden bir saniye çekmeden üzerimde dolaştırıyordu. Ona çekindiğimden  bakamasamda hissediyordum. Ellerim terlemeye başladı. Tek gayem merdivenleri takılmadan çıkmak. Kim bu kadar merdiven koydu buraya yahu!

Yanından geçerken kafamı kaldırıp ona baktım. Hala bana bakıyordu. Gözlerimin içine gözlerini kenetlemiş son bir kaç saniye birbirimize bakıyorduk. Ortamda çok gergin bir o kadar da tuhaf atmosfer vardı. Gözlerimi kaçıran taraf ben oldum. Başımı önüme eğdim. Sessizce mırıldandım. Tabi kendim bile duyduğuma emin değilim.

Teşekür ederim."

Kapşununu takıp arkasını döndü. Tekrar merdivenlerden bakmaya başladı. Sanırım dediğimi o bile duymamıştı. Arkamı dönüp sınıfa girdim.

Sırama oturduğumda derin bir nefes aldım. Neydi az önce olanlar? Bakışları çok derindi. Gözleri de bir o kadar güzel tabi. Ahh! Ne diyorum ben? Saçmalama Alara saçmalama. Telefonum titrediğinde cebimden çıkardım. Bilinmeyen hanımdan gelmiş.

Bilinmeyen numara:
Ahh! Tanrım!

Bilinmeyen numara:
Nedir bu kahrım!

Bilinmeyen numara:
Leydim güzelim ilerideki ruh eşim

Bilinmeyen numara:
Ne yapıyorsun?

Siz:
Sınıftayım ne yapabilirim sence?

Ona güvenmek istiyorum. Ne kadar onu terslesemde varlığına alıştım. Sürekli üstüme düşmesi benimle ilgilenmesi hoşuma gidiyor. Ama korkuyorum. Birden giderse onlar dalga geçer bir zaman sonra unutur. Ben o boşlukta yok olurum artık.

Bilinmeyen numara:
Bugün sinirli tarafından kalkmışsın diyeceğim

Bilinmeyen numara:
Ama

Bilinmeyen numara:
Sen hep sinirlisin ki yavrum.

Gözlerimi devirip tuşları kitledim telefonun. Cebime koyup sırama başımı yasladım. Cevap vermeyeceğim işte.

---------------------------------

lk iki ders Sinan hoca gelmeyince kestirdim. Kendime geldiğimde herkez bana bakıp gülüyordu. Anlamsızca onlara bakarken onlar da bana bakıp gülüyor hatta bazıları kahkaha atıyordu. Kafamı öne eğip gözümden akmak olan yaşı elimle hızla sildim.

Kolumdan tutulup ne olduğunu anlamadan sürüklenmeye başladım. O ara fark ettim de sınıftan çıt sesi bile çıkmıyordu. Başımı kaldırıp beni sürükleyene baktım. Selin kolumdan tutmuş hızlı adımlarla yürüyordu. Bende peşinden mecbur gidiyorum tabi. Arkamızdan da Serdar Doruk Sibel ve Şevval sessizce takip ediyorlardı.

Kızlar tuvalettine girip aynanın önüne getirdi beni. Kendimi görünce gözlerim kocaman açıldı. Saçımda yumurta kırmışlar kabukları bile duruyordu üstelik. Gözümden bir damla yaş düşerken Selin'in eli hızla yanağıma koydu. Teni yumuşacık elleri sımsıcak. İstemsizce yanağımı yasladım eline. Baş parmağıyla gözümden akan yaşı sildi. Birden ellini indirip arkasını döndü. Dışarı çıkıp kapıyı kapatı.

Şaşkınca onun az önceki olduğu yere bakarken göz yaşlarımı tutamadım artık.

---------------------------------

Rehber hocası olanları duymuş bana izin verdi. Çantamı toplayıp sıfıntan çıktım. Kimse az önceki gibi gülemiyor hatta yüzüme bille bakmıyordu. Bu biraz rahatlatmıştı beni.

Binada çıkmadan kantinden sütle simit aldım. Kediciğim bekliyordu sonuçta. Öğlenleri yemek artıklarını götürüyordum normalde. Bugün erken gideceğim için aç kalmasın yaramaz.

Kabın içine sütü boşaltıp simitti doğradım. Onun yerken bende başını okşuyordum. Kazan dairesinin arkasından gelen seslerle kaşlarım çatıldı. Merakla o tarafa doğru gittim.

Selin elini yumruk şeklinde yapmış Burcu'nun yüzüne doğru tutuyordu. Bir eliyle yakasından durava dayamıştı Burcu'yu. Sanırım yeni başlamıyordu kavga. Burcu'nun dudağı patlaktı. Elini az önce göz yaşlarımı silen elini o yukşaçık ve sıcak elini tam sarıya indirecekti ki Serdar ile göz göze geldim. Panikle arkamı dönüp uzaklaşmaya başladım.

Okuldan çıkınca durup nefeslendim. Çok korktum ya. Arkamı dönüp az önceki binanın oraya baktığımda Selin'in beni izlediğini gördüm. Uzaktaydı uzakta olmasınada yüzündeki ifadesizliği burdan belli oluyordu. En iyi eve gitmek.

-------------------------------

Bilinmeyen

Hava kararmış şubat ayının soğuk rüzgarıyla ıssız sokaklarda kendi adım sesleri eşlik ediyordu kendine. Saat üçe gelmişte olsa gördüğü rüyanın etkisinden çıkamamış kendini dışarı atmıştı genç kız. Görmesi imkansız da olsa umut işte dinletememişti kalbine.

Kapşonunun içine gömülmüş yüzüyle ıssız sakin yolları kulanarak ilerliyordu  sokaklar da. Evden habersiz çıkmıştı. Ailesinin de haber alma hattı oldukça yüksek olduğundan kalabalıklardan kaçıyordu.

Evlerinin önünde sokak lambasının direğine dayanmış sevdiğinin evini izliyordu. İkinci katta oturduklarını biliyordu. Tırmanabilirmiydi acaba? Ya gören olursa? Hırsız sanarlarsa? Neyse şuan birileriyle uğraşmaya gerek yoktu. Sakince sevdiğine yazdığı hat olan telefonunu çıkardı. Ararsa uyanır mıydı? Ya sonra uyuyabilecek miydi? Bugün zor geçmişti leydisi için. Üzerine çok gelmişlerdi. Yapanların cezasını versede yinede eve gelince ağladığını biliyordu. Aramakta olmazdı.

İki saat olmuştu orda duralı. Saat beşe yaklaşmış ayakları karıncalaşmaya başlamış direkle ilişkiye girmek üzereydi neredeyse. Aklında da delice fikirler vardı. Hafta sonu da olsa sevgili leydisinin erken kalktığını bilse de beyni ona oyun oynuyordu. Gece geç yatmış öğlene doğru kalkarsa? . Kalkarsa kalksın canım beklerdi sevdiğini. Geceden beri bekliyor yinede beklerdi. Onu görmeden gitmeyecekti işte. Rahat edemezdi de zaten.

Seviyordu onu bekleyecek iyi olduğunu görecek sonra gidip uyuyacaktı.

Ehh daha vakit çok bir sigara daha içse sıkıntı olmazdı.

LEYDIM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin