Sabah sırtımdaki acı ile uyanmıştım. Fazla belli etmesemde dünkü dövüşte ağır darbeler almıştım, özellikle sırtıma.
Zor da olsan yerimden doğruldum. Aynaya geçerek geceliğimi kaldırdım. Sırtıma baktım, çoğu yerinde morluklar vardı.
Kremim olmadığı için bir süre dayanmam gerekiyordu. Geceliğimi kapatıp, dolabıma ilerledim. Okul formamı alıp, giydim. Klsik okul forması işte. Etek ile gömlek ve benim hiçbir zaman takmadığım kıravat.
Siyah uzun saçlarımı serbest bıraktım. Telefonumu ve çantamı alıp evden çıktım. Ayakkabılarımın bağcığını bağlayıp, okula doğru yürümeye başladım.
...
Kısa süreli yürüyüş ardından okula varştım. Kulaklığımı çıkartıp okula girdim. Suratsızlığım yine üstümdeydi. En garibi onu çok özlemiştim. Fotoğraf çekmek gibi garip bir alışkanlığım var. Daha sonra o fotoğrafladı çıkartmak. Odamda kendime ait özel bir odam daha vardı. Orada çektiğim fotoğraflar var. Neredeyse hepsi onun fotoğrafları ile dolu.
Merdivenlerden çıkmayı bitirdiğimde sınıfıma yol aldım. Geçerken onun sınıfına da göz atmayı unutmadım. Ama gördüğüm şeyle olduğum yerde durdum ve kaşlarımı çattım.
Birkaç kız onunla konuşmaya çalışıyordu. Ama o, onları dinlemiyordu. Sadece kitabını okuyordu.
Hızlıca kendi sınıfıma girdim. Çantamı oturduğum yere fırlatıken Merve ve Buse'nin dikkatinin çekmiştik. Merve arkamdan "Hey! Noldu?" diye bağırıyordu.
Ben ise sinirden kuduruyordum. Elim ayağım titriyordu. Ben o kızları saçlarından tutup sürüklemek istiyordum. Ağızlarına sıçmak istiyordum. Sanırım bunun adı kıskançlık...
Onun sınıfına girip oturduğu yere, yani birazdan oluşacak katliam yerine ilerledim.
Yanlarına varınca iki kızın saçından tuttum ve sınıfın çıkışına doğru sürükledim.
Sürtükler!
Onları kendi sınıfıma soktum ve sınıfın kapısını kapattım. İkisinide sınıfın ortasına fırlattım. Bizim sınıfta çok kişi yoktu. Birkaç kişi vardı ve Buse ile Merve.
Onlarda zaten bu hallerime alışmışlardı. Alışmak zorundalar!
Üzerine doğru yürüdüm. Sen benim olanala konuştun değil mi? Senin o dilinin kopartacağım!
Üzerine çıkıp çenesinden tuttum. Diğer kızlada bizimkiler ilgileniyordu.
Yüzüne doğru eğildim ve "Eğer, bir daha, onunla, konuşursanız, sizin dillerinizi kopartırım!" dedim. İki kızda korkarak beni onayladı. Sırıtarak "Güzel..." dedim.
Çenesini sertçe bıraktım ve olduğum yerde doğruldum. "Şimdi defolup gidin!" dedim. İkiside hızlıca yerden çıkıp sınıfı terk ettiler.
Merve ve Buse yanıma geldi. "Yine mi o?" diye sordu Buse. "Evet." dedim net bir şekilde.
"Ne zaman bırakacaksın şu çocuğun peşini?" dedi Merve. Hadi ama! Bunlar benim aşkımı geçici mi sanıyor?
Merve'ye hızla yaklaştım ve yakasından tutup kendime çektim. Yüzüne tıslayarak "Hiçbir zaman!" dedim.
Beni anlaması umuduyla sınıftan uzaklaştım. Merdivenlerden inip, kantine ilerledim.
Kantin sırasına girmeden, limonlu soda aldım ve masama geçtim.
Cebimden telefonumu çıkardım. Sosyal medyalarıma bakıp telefonumu geri cebie koydum ve kafamı kaldırdım. Kafamı kaldırmamla onunla göz göze gelmem bir oldu. O bana mı bakıyor?!
Gözlerimi kaçırmadan ona bakmaya devam ettim. O da bana bakıyordu. Bu garip bakışmanın altında bir ima vardı ama, hayırlısı...
Ona bakmaya devam edereken sodamdan bir yudum aldım. O da bana bakıyordu. Sodamdan aldığım yudumu yavaşça boğazımdan geçereken bana bakarak dudağını yaladı. Bu yaptığı ile beni öksürme tuttu. Amacı neydi bunun?!
Boğazımı temizledikten sonra şaşkın bakışlarımı ona çevirdim. Bana sırıtarak bakıyordu. Daha sonra bana bakarak masadan kalktı ve kantini terk etti. Ben ise hala şoktaydım. O bana bakarak dudağını yalamıştı. Bunun halk arasında bir anlamı vardır; 'seni öpmek istiyorum.'
Bu hep böyle algılanır. Birisiyle flört edersin. Sonra karşında ki kız sana bakarak dudak yalar. Erkekte bundan etkilenir falan, sonra yaklaşır kızda uzaklaşmayarak devam etmesini ister, öyle öpüşürler, sevgili olurlar falan!
Böyle garip şeyler. Şimdi onu bana bakarak yapması? Ne bileyim heyecanlandım. Ama rezil de oldum. Aman banane...
Kantinden kalkıp spor salonuna ilerledim. Dersimizin beden olması gerekiyor.
Spor salonundan başımı uzattım. 'O' basketbol oynuyordu. Hemde tek başına?
Kocaman spor salonunda sadece biz vardık. Ayak seslerim yankılanıyordu.
Geldiğimi fark edip topu kucağına alıp bana döndü. Beni görsede hafif şaşırmıştı.
Ben varlığımı fark ettirmemek için herhangibi bir yere oturdum ve onu izlemeye başladım.
Ne yaptığımı fark edip sırıtarak önüne döndü.
Daha sonra ben yokmuşum gibi oynamaya devam etti. O kadar havalı ki...
Acaba fotoğrafını çeksem fark eder mi? Sorsam? Tabi, o zaman da 'neden?' diye soracak bende mort gibi kalacağım. Olamaz!
Ama bu anı kaçırmak istemiyorum!
Kafayı yiyeceğim...
Topu havada tutup bana döndü. "Oynamak ister misin?" diye sordu. Tabi ben dıştan normal gözüksemde içimde birşeyler halay çekiyordu.
Yanımda duran telefonumu elime aldım. Saate baktım. Zilin çalıp öğle arasına girmesine az kalmıştı. Öğle arasından daha rahat oynaydırdık. Ama olsun 10 dikaka 10 dakikadır.
Ayağa kalkarak "Olur." dedim. Daha sonra kollarımı sıvadım, bağcıklarımı sıkıca bağladım ve saçlarımı topladım. Eğer oynayacaksak rahat olmalıyız değil mi?
O her hareketimi dikkatlice izlerken ben işlerimi bitirip ona döndüm. Sonra elimde topu işaret edip bana atmasını istedim. Topu yerden sektirerek bana yolladı. Topuma elime aldım. Birkaç defa sektirip ona döndüm. "Nesine?" diye sordum. Karşılıksız hiçbirşey olmazdı. Eğer ben kazanırsam, karşılığını isterdim.
Bu söylediğime hafif sırıtır gibi oldu. Topu hızlıca ona attım. Anında yakaladı. Ben ona 'arık bir bir şey söylemelisin' diye bakarken o topu hızlıca bana attı. Bende topu onun gibi hızlıca yakaldım. Basketbolda iyi olduğumu, pardon çok iyi olduğumu söylemiş miydim?
"Sen karar ver." dedi suratsız ifadeyle. Topu geri ona hızlıca attım Tuttu. "Sen beni davet ettin. Senin söylemen daha mantıklı olur." dedim net bir ifadeyle.
"Peki. O zaman kazanan istediği soruyu kaybedene sorma hakkı kazansın." dedi. Ben ona kaşlarımı kaldırarak baktım. "Öyle olsun." dedim. Biliyordum, aklında bir sinsilik vardı ama ne?
Yorum ve Oy...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
❃Gizemli Sarışın
ChickLit-TAMAMLANDI- Bedensel olarak olarak güçlü fakat ruhsal olarak çöküntü yaşayan genç kız kendini hiç iyi hissetmez. Genç adam asla ama asla aşkından vazgeçmez. Berkan&Tuğçe "Kurtar beni sarışın" ...