0.6

131 14 0
                                    

Sabah geç kalktım. Okul falan umrumda bile değil! Daha fazla uyuyamayacağımı anladım ve yataktan kalktım.

Yara bantlarını çıkartıp sıcak bir duş aldım.

Çıktıktan sonra yara bandı takmaya üşendim. Okul formalarımı giyip telefonumu ve kulaklığımı alıp evden çıktım. Çantama fazla birşey koymadım. Öğleden sonra ki derslere girecektim. Zaten öğlene girmemize bir iki saat falan kalmış.

Kulaklığımı takıp okula ilerledim.

...

Kısa zamanda okula varmıştım. Tenefüstelerdi. Sanırım tenefüs bitince öğlenden bir önce ki derse girecekler. Aldırmadım.

Siyah saçlarımı yana atıp okula ilerledim. Okuldan adımımı atınca herksin gözü bana kaydı ve aralarında fısldaşmaya başladılar. O kadar kötü görünmüyorum be!

Onlara göz devirip, kantine girdim. Masamda oturan Merve ve Buse hemen yanıma geldiler.

"Bu yüzünün hali ne?!" diye sordu Buse. Size ne amk!

"Önemli birşey yok, dövüşte oldu." dedim kantin sırasına geçerken.

"İnanmıyorum, hala dövüşüyor musun?!" diye sordu Merve.

"Sorun yok! Paraya ihtiyacım vardı, dövüştüm bitti. İyiyim ben!" dedim sinirlenerek. Ne ara bana karışır oldular?!

"Of, Tuğçe of!" dedi Buse. Te Allahım ya!

"Ben kütüphaneye gidiyorum." dedim elime aldığım sıcak kahve ile.

"Öğleden sonra derse girecek misin?" diye sordu Merve.

"Belki." dedim ve kantinden ayrıldım.

Kütüphanenin yolunu tuttum.

Kapıyı açıp içeri girdim. Çok fazla kişi yoktu. Kendi yerime doğru yürüdüm. Kendi yerim tabiki Berkan'nın olduğu yerin arka tarafı. O yokken de ben oradaydım zaten.

Orada mı diye bakmadım. Çünkü artık onunla görüşmek istemiyordum. Aşkımı uzaktan yaşayabilirim.

Bunu yapabilirim.

Yere oturdum ve sırtımı kitaplığa yasladım. Kahvemi hemen yanıma koydum. Sonra bir hafta öncesinden başladığım kitabı alıp okumaya başladım. Tabiki kitabı müzik dinleyerek okuyorum.

...

Başımı kitaptan kaldırıp elime telefonumu aldım. Saat akşam altıydı. Zaman ne ara bu kadar hızlı geçmişti. Sözde öğleden sonra ki derslere girecektim. Ah! Neyse boşver.

Gözlerim çok yorgundu. Kafamı geriye yasladım ve kulaklığımı çıkardım. Daha sonra gözümü kapattım.

_______________________

Genç kız gözünü kapatıp onu düşündü. Bilmiyordu genç adamın ne kadar pişman olduğunu. Ancak genç adamda kendi çapında haklıydı. Ailesini koruması gerekiyordu. Bu artık onun için bir görevdi. Babası öldükten sonra genç adam kendine söz verdi. Asla ailesini bırakmayacaktı.

Genç kız onu düşünürken gözüden bir damla yaş düştü. Onu gerçekten çok seviyordu. Genç adamın bundan haberi yoktu. Tuğçe'nin uydurduğu yalana inanmıştı. Bilmiyordu, onu sevdiği için fotoğrafını çektiğini.

Genç adam kütüphaneye gelmişti. Çok yorgundu. Öğleden sonra ki derslere girmeyecekti. Kendi yerine yürümeye başladı. Genç kızın oturduğu yerden geçti ama onu görmedi. Kendi yerine varınca kitabını bırakıp kitaplığa yasladı sırtını.

❃Gizemli SarışınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin