Elimde tuttuğum kahve fincanının üzerinden çıkan dumana boş boş bakıyordum. Kızlar masada boş boş konuşurken, J-hope ve Chanyeol'ün gelmesini bekliyorduk. Avustralya'dan Kore'ye döneli tam 6 ay olmuştu. Ve bu süre zarfında dışarı pek çıkmamıştım. Çünkü her yerde bir anımız vardı ve... Bilirsiniz işte, her adımda birşey aklıma geliyordu. Ve bildiğim tek şey bunun bana iyi gelmiyor olmasıydı. İçimde dolup taşan özlem hissi, aynı zamanda yerini kırgınlığa bırakıyordu. Sadece Kim Taehyung'a kırgın değildim. Jungkookla mesajlaşmamızın üzerinden iki gün geçmişti ve bu beni biraz fazla üzmüştü. Üzülmesi gereken ben değildim bunu biliyordum, fakat yinede elimde değildi.
Kafenin kapısında sonunda giriş yapan ikiliye baktığımda Jennie hepimizin aklından geçen cümleyi homurdanarak sarf etmişti "Beyler sonunda geldiniz ya, hayır yani madem geç kalıyorsunuz niye bizi bir saat önceden çağırdınız buraya?" Gergin bir havayla yanıma oturan Yeol'e bakışlarımı çevirdim. Bana sıcak gülümsemesiyle karşılık verdiğinde bende gülümseyip kahvemi yudumlamaya devam ettim.
"Ya Lalisa! Neden benim çikolatalı kurabiyemi yiyorsun?!" Jisoo unnienin ses tonuna hepimiz gülmüştük.
" Ya unnie! Benden kurabiyeyi mı esirgiyorsun? Ne var sanki bir tanecik yediysem?"
"Birtane değil Lisa-shii bir iki uc" Jennie eliyle jisoo unnienin tabağındaki eksiklikleri saymaya devam ediyordu "dört beş ve altı tane." Hepimiz gülerken J-hope Lisanın omzunu pat patlarken "Yarasın yarasın" demişti.
Lisa somurtarak önüne döndüğünde "bir daha yanınızda bişey yiyen ne olsun ya, resmen lokmalarımı sayıyorsunuz." diyerek sitem etmeyi ihmal etmemişti. Tabiki gönlünü almak için bir tabak daha kurabiye almıştık ve afiyetle yemişti.
Tüm bu kargaşanın arasında sesi çıkmayan Yeol'ü dürtükledim. "Sesiniz çıkmıyor beyfendi? Bir şey mi oldu acaba?" dedim. Sıkıntıyla nefes verdi. Düşünceli gözüküyordu. Masa sessizleşirken hepimiz bakışlarımızı ona yönelttik. "Aslında birden fazla şey var, gelirken birilerini gördük ve biraz sinirim bozuldu."
J-Hope'a döndüğümde başını olumsuz anlamda salladığını gördüm. "Siz bişey saklıyorsunuz değil mi çocuklar?" dedi Lisa Jennie unnienin saçıyla oynarken. Aynı anda J-Hope "Hayır!" derken Chanyeol "aslında evet" demişti sessizce. Yanında olduğum için bunu çok net bir şekilde duymuştum. "Evet dinliyorum." demiştim. İstemsizce gerilmiştim ve ellerim titriyordu. Jennie Unnie "evet dinliyoruz" diye cümlemi yinelediğinde, artık tek odağımız masaya sonradan katılan ikilide olmuştu. J-hope gergince nefes verdiğinde ortamda birkaç saniye sessizlik oldu.
"Gelirken... Jungkook ve Taehyungu gördük. Benim dans okulundan çıkarken."
Duyduğum isimle yerimde kaskatı kesilirken, nefes alma gücümü kaybetmiş gibiydim. Elimdeki fincanı masaya bıraktım. Titreyen ellerimi birbirine kenetlediğimde. Boğazım yanana kadar derin bir nefes çektim içime. "Devam et." dedim ses tonumu sakin tutmaya çalışarak.
"Biz görünce görmezden gelmek istedik. Direk arabaya binecektik." bakışlarını bana yöneltti. Arkama yaslandım J-Hope'a bakıyordum. "Sonra Taehyung bize seslendi . İlk başta bakmadık, geçip gidiyorduk. Ama.. bişeyler zırvaladı. Senin ismini duyunca durduk."
Lisa sinirle kaşlarını çatarken "Ne dedi yine?" dedi. Chanyeol konuyu devralarak "Rosé'nin neden geri döndüğünü sordular. Bizde cesaretleri varsa Rosé'ye sormaları gerektiğini söyledik." Kıkırdadım. "Jeon sordu zaten, vicdan rahatlatmak adı altında." Kızlar gözlerini bana dikerken Lalisa şaşkınca ve biraz, bahse giriyorum çok az, yüksek sesle "Ne demek Jeon sordu zaten?!" göz devirerek, önüme döndüm. Yeol tekrardan söze girdi. "O da bunu dedi zaten. Sanırım sana sormuş ve sende bişeyler demişsin, hazmedememişler işte, kuyruğuna basılmış kedi gibi senin yerini sordular ve bilirsin erkek ortamı biraz gerildik. Allah'tan güvenlikler geldi ve olay daha fazla büyümedi.
Yüzümdeki sırıtışı silemiyordum. "Doğru yoldayım sanırım." dedim masadakilere bakarak. J-hope gülümsedi ve "Doğru yoldayız güzellik." dediğinde, hepimiz kıkırdadık.
Ben Park Roséanne, bir işe girişmiştim. Kaybedecek hiçbiseyim kalmadığında, kafamı kaldırıp gökyüzüne bakmanın bir care olmadığını anladığımda.. bir yola girmiştim ve bu benim davamdı. İstediğimi alacaktım.
-----------------------------------------------------------
Rosé DM
@park_roséanne:
Bana bunu sormaya cesaret edememen beni şaşırtmadı, Kim Taehyung.
3 senede biraz gelişme göstermeni umardım. Fakat hala korkaksın.
Ve lütfen arkadaşlarımı birdaha sakın rahatsız etme.
(İletildi 19.06)
(Görüldü 01.23)@taetatae:
Yanılıyorsun.
Cesaretim olmadığı için değil, konuşmak istemediğim için sana sormadım.
Ve Park Roséanne, bir oyun oynuyorsun fakat ilk turu ben kazandım.
Çünkü ilk mesajı atan kişi ben değilim sensin.
@park_roséanne:
Bu bir oyun değil, Kim Taehyung.
Bir oyun olsaydı da başrol karakterim sen olmazdın.
Dönmek istedim ve döndüm.
O kadar.
(Görüldü.)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
🌌AURORA🌌 -vrosé•
Fanfiction"Ben geri döneceğim. 3 sene sonra. Herşeye rağmen" İçimden bir dilek tuttum. O an öylesine, bir dilek tuttum. Artık acı çekmek istemiyorum. Ve bunun için ne gerekiyorsa yapacağım. Çünkü ben Kim Taehyung'u kaybetmemek için aklımı kaybediyordum. #vr...