Dakikalarca dans ettim. İnsanların arasına karışmıştım. Buradan hiçbir yeri göremiyordum. Bizim masayıda, Taehyung'un olduğu masayıda. Hiç bişey düşünmek istemediğim için kendimi müziğe veriyor, kimsenin dikkatini çekmeden kendi halinde takılıyordum. Chanyeol ise yanımda duruyordu. Arada tökezlediğimde kolumdan tutuyor veya masaya gitmemiz için ısrar falan ediyordu. Sıkıntıyla nefes verdim. Chanyeol'ün ellerinden tutarak pistin biraz kenarına yaklaştım.
"Hadi amaaa! Biraz eğlen benimle"
Ellerini sırayla çekiştiriyor adımlarımı sağa sola atıyordum. Chanyeol bana bakıp göz devirmekle yetindi. Birkaç dakika daha yanyana kaldığımızda sinirle ellerimi çektim.
"Çok sıkıcısın ben şu sarışın çocuğun yanına gideceğim, fena değil değil mi?"
Chanyeol sinirle gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı.
"Rosé yeter! İyi değilsin kes şunu."
Sesi vurgulayıcıydı ama yinede sakindi. Açıkçası ne yaptığımı bende bilmiyordum. Kafam hafif güzeldi ve eğlenmek istiyordum. Gülümsedim.
"Gayet iyiyim ben"
Ellerimi havaya kaldırarak vücudumu dalgalandırdım. Yanımdan geçen garsondan bir bira daha aldım.
"Bugün yeterince içtin."
Cahnyeol elimdeki birayı aldığında bakışlarımı sertçe ona çevirdim. Pekala artık yeterliydi. Ben çocuk değildim ve mutlu olmaya çalışıyordum.
"Bana bakıcılık yapacağına bizimkilerin yanına dön. Beni rahatsız etmeyi kes."
"Seni rahatsız mı ediyorum?"
Bakışları boştu. Sinirlenmiştim. Benim kimseye ihtiyacım yoktu.
"Evet. Yeterince."
Chanyeol hızla yanımdan ayrıldı. Masada kalan birayı içmeye başladığımda artık yavaştan iyi hissetmediğimi anlamıştım. Midem bulanıyordu ve başım... biraz fazla dönüyordu. Bakışlarımı etrafta gezdirdim. Kimseyi göremiyordum. Yavaşça ayaklandığımda artık bakışlarımı bile düzgün hizalayamıyordum.
"Size yardım etmemi ister misiniz?"
Yumuşak tonlu bir erkek sesi kulağımı doldurduğunda hafifçe kafami salladım.
"Lavaboya gitmem gerek."
Yanımdaki kişi koluma girdiğinde, yürümeyi biraz olsun başarabilmiştim. Lavaboya geldiğimizde hızla içeri girdim. Kendimi kusmamak için çok zor tutuyordum. Başım deli gibi dönüyordu. Hızla elimi yüzümü yıkadım. Soğuk su biraz olsun beni kendime getirmişti daha iyiydim. Midem hala bulanıyordu, ne olur olmaz diye biraz lavaboda bekledim. Buraya beni kimin getirdiğini bile bilmiyordum. Cebimi kontrol ettiğimde telefonumu masada bıraktığımı hatırladım. Dışarı çıktığımda kapıda bekleyen bir çocuğu görmüştüm. Esmerdi. Ortalama aynı yaşlardaydık. Yanından yavaşça geçmek için adım attım.
"Ah sanırım daha iyisiniz, nereye gideceksiniz size eşlik edeyim."
Kolumdan tutuğunda kolumu hızla çektim.
"Gerek yok, sağolun."
Yürümeye başladığımda tekrardan yanımda bittiğinde adımlarımı hızlandırdım. Tekrardan kolumdan tuttuğunda korkmam gerektiğini anlamıştım. Kolumu sertçe çekip adımlarımı koşma derecesinde hızlandırıp sağa döndüm. Burası dar bir koridordu. Hala peşimden gelen adım seslerini duyuyordum. Sertçe bileğimden tekrar yakalamıştı.
"Nereye kaçacağını düşünüyosun?!"
Bileğimi çekmek için kendimi geri ittigimde ayağımın bosluga geldiğini ve merdivenlerden yuvarlandığımı hatırlıyordum. Hatırladığım diğer şey adımın seslenilmesiydi. Ve bu sesi seneler boyunca unutamamıştım.
*******************************************
Taehyung'tan
Kucağımdaki bedene daha sıkı sarıldım. Kendime çektikçe burnuma gelen kokusu içimi sızlatırken arabayı kullanan Jungkook'a sinirle bağırdım.
"HIZLI OL LAN BİRAZ!"
Sert bir motor sesi kulaklarımı doldururken, Roséyi daha sıkı bastırdım göğsüme. Vücudumun eksik bir parçası tamamlanmış gibiydi. Meğerse aylardır, sinemde bir parçam eksikmiş . Saçlarına bir öpücük bıraktım.
"İyi olacaksın, söz veriyorum o orospu çocuğunu kendi ellerimle mahvedeceğim güzelim. Sen iyi olacaksın."
Araba sert bir frenle durduğunda hızla Roséyi arabadan indirdim. Arkamızdan J-Hope'un arabası durduğunda diğerleride o arabadan inmişti.
"Yardım! Yardım edin!"
Jennie'nin sesiyle bize yönelen bakışlardan sonra, bir sedye getirmişlerdi, onu sedyeye bıraktığım da, sedyeden sallanan kolu içimdeki bir şeyleri söktüğünde artık bastıramadığım duygularımı dışarı çıkardım. Gözümden yaşlar süzülürken hızla Chanyeol'ün yanına gittim.
"ONU NEDEN YALNIZ BIRAKTIN PİÇ HERİF?"
Jimin kolumdan tuttuğunda, sertce kolumu çekip Chanyeol'ün üzerine yürüdüm.
"SARHOŞ OLDUĞUNU BİLE BİLE.."
derin bir nefes aldım işaret parmağımı onun göğsüne vururken, sessiz ama tehditkar bir ses tonuyla konuştum.
"onu.nasıl.yalnız.bırakabildin?"
Chanyeol beni sertçe ittiğinde
"KAPA LAN ÇENENİ HEPSİ SENİN YÜZÜNDEN OROSPU ÇOCUĞU!"
"KESİN ŞUNU HASTANEDEYİZ, ROSÉ İÇERDE CAN ÇEKİŞİYOR VE DERDİNİZE BAKIN. KAVGA EDECEK VARSA SİKTİRSİN GİTSİN!"
Lisanın yaşlı gözleri ve yükselttiği sesiyle kendime geldim ve hızla gidip kapının önüne oturdum. Sakin olmam gerekiyordu.
Jimin yanımda bana su uzattığında bir yudum alıp gömleğimin bir düğmesini daha açtım.
"İyi olacak d-değil mı? Başı ka-kanıyordu hyung (hıck) Onu yalnız bırakmamalıydık. S-sadece iyi olmasını istedim. Dans edip rahatlamasını istedim. U-uzun şaman sonra iyiydi hyung gülüyordu, gördün d-değil mı?(hıck) S-sende fark ettin değil mi?"
J-hope hyung Lisa'nın sırtını sıvazlarken sakin olmasını, herşeyin iyi olacağını söylüyordu.
Yaklaşık iki saat doktorun bize birşey demesini beklemiştik. Sonunda kapıdan doktor çıktığında hepimiz ayaklanıp, yanına gitmiştik.
"Park Roséanne'in ailesi siz misiniz?"
"Biz arkadaşlarıyız."
"Pekala, Roséanne gayet iyi, hatta uyandı. Korkulacak bişey yok. Fakat başından darbe aldığı için sabaha kadar müşahede altında kalması gerekli. Fazla kalmamak ve yormamak şartıyla hastayı görebilirsiniz.
Olduğum yere diz çöktüm. İyiydi, çok iyiydi. Hiçbiseyi yoktu. Rosé iyiydi ama ben.. Ben neden ağlıyordum? Neden kendimi durduramıyordum? İyiydi işte, neden içim acıyordu bu kadar? Kaç dakika kapının önünde kalıp tek başıma ağladığımı hatırlamıyordum. İçerden sesler geliyordu fakat, girecek cesaretim yoktu. Yavaşça ayağa kalkıp kapıdan çıktım. Göz yaşlarım hızla akmaya devam ederken, Jungkook'un üzerinde anahtarı bıraktığı arabaya binip ordan uzaklaştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
🌌AURORA🌌 -vrosé•
Hayran Kurgu"Ben geri döneceğim. 3 sene sonra. Herşeye rağmen" İçimden bir dilek tuttum. O an öylesine, bir dilek tuttum. Artık acı çekmek istemiyorum. Ve bunun için ne gerekiyorsa yapacağım. Çünkü ben Kim Taehyung'u kaybetmemek için aklımı kaybediyordum. #vr...
