17

789 55 22
                                        

Selamlar!
Sınavlarınız nasıldı falan diye sormayacağım. Hiç bişey sizden önemli değil. Sizi seviyorum!
Ayrıca sınavla ilgili kötü hisseden varsa bana yazabilir. Konuşmaktan zevk duyarım. Öptüm💛💛🌼
***

Çadırda ki nemden dolayı uyuyamadığım son geceydi. Cidden 3 gün boyunca toplasanız 10 saat uyuyamamıştım. Astımım olduğu için, nemden dolayı uyumak çok zor oluyordu. Nefes vererek -ve Jisoo unnieyi uyandırmamaya özen göstererek- çadırdan çıktım. 

Hava yeni aydınlanıyordu ve biraz serindi. Üzerime rastegele bir kapşonlu geçirdim. Kampın önüne koyduğumuz sandalyelerden birine oturdum ve masada bıraktığım kitabımı okumaya başladım. Zaten az kalmış olan kitabımı bir nefeste bitirdikten sonra boş boş kitaba bakmaya başladım. Bilirsiniz bir kitap bitince kendinizi boşlukta hissedersiniz ve anlayamadığınız şeyler olur içinizde. Tam olarak onu yaşıyordum. Bu hissi sevdiğimden dolayı kitabı alıp sıkıca sarıldım. Okuduğum her kitaptan sonra yaptığım bişeydi bu.

"Efendim abicim? Evet güzelim hala ormandayız."

Taehyung çadırın fermuarını açıp dışarı çıktı.  Telefonda konuşuyordu. Göz göze geldiğimizde başıyla selam verip arkasını döndü. 

"Neden uyumadın bakalım sen? Hmm.. ben bugün geleceğin ama biliyorsun, uyuman lazım."

Kendine bir bardak su doldurdu. Telefonu çenesine yasladı ve suyu içerken konuşmaya devam etti.

"Biliyorum Danbi. Sana kızmaya başlıyorum. Neden beni dinlemiyorsun?"

Bardağı masaya bıraktı. 

"Pekala. Gelince konuşacağız, görüşürüz."

Seslice nefes verdi ve telefonunu cebine koydu.

"Bir sorun mu var Taehyung?"

Hızla arkasını dönüp şaşkınca bakmaya başladı. Çünkü o günün ardından hiç konuşmamıştık. Ve ben onu özlemiştim.

"Danbi işte her zamanki saçmalıkları."

Sandalyeyi çekip oturdu. Birbirimize bakıyorduk.

"Hala aynı mı?"

Gülümsedi.

"Daha beter."

"Iyi bir abisin" dedim kitabı tekrar masaya bırakıp, kapşonluya sıkıca sarılırken.

"Biliyorum.." sıkıntıyla nefes verdi "Danbi için fazla ıyi bir abiyim."

Ikimizde sustuktan sonra kafamı geriye yasladım ve gözlerimi kapattım.

"Gece uyuyamadın mi?"

Kafamı iki yana salladım.

"Nemden dolayı mı?"

"Hıhım."

Kolumdan tutup hızlıca ayağa kaldırdığında neye uğradığımı şaşırmıştım.

"NAPİYORSUN BE?"

Işaret parmağını dudaklarına koyup "ştt dedi. "Herkesi uyandırmak istemeyiz değil mi?"

Onun çadırına yaklaştığımızda kolumu hızlıca çektim.

"Söz veriyorum sadece uyumanı sağlayacağım Rosé. Güven bana. Hadi gel."

Elini uzattı. Tereddüt etmeme izin vermeden elimi tuttu. Önden çadıra girdiğinde gülümsedim.  Kokusu çadıra sinmişti. Derin bir nefes aldım.

Kokun Kim Taehyung. Kokun.. Tarifi yok bu kokunun. Böyle huzurlu bir şeyin tarifi yok yer yüzünde.

Yerde ki şişme yatağa uzandığımda bağdaş kurarak yanıma oturdu.  Saçları yüzüne düşüyordu uzamışlardı. Güzeldi, çok güzeldi. Yakından daha güzeldi. Bir erkek ne kadar güzel olabilirse o kadar güzeldi.

"Ellerini ver."

"Veremem. Çünkü onlar şuan saçınla oynamak istiyor."

Ellerimi yavaşça saçlarına uzattım ve narince oynamaya başladım. Şaşkınca yüzüme bakıyordu.

"Özlemişim... Yani saçlarla oynamayı yanlış anlama."

Yutkundu.

"Ben de özlemişim.. Yani saçımla oynanmasını yanlış anlama"

Bakışlarımı saçlarından  çekip yüzüne çevirdim.

"Seninle yeniden tanışmak isterdim." dedim ellerimi saçından çekerken.

Sağ elimi tuttu ve avuç içime daireler çizmeye başladı. Aynı zamanda parmaklarımla oynuyordu. Gülümsedim. Taehyung eskiden beni hep böyle uyuturdu. Eskiden.. Ne güzeldi eskiden.. Gözlerim dolmuştu. Bir anda gelen duygu sarsılmasıyla ona bakmaya devam ettim.

Saçlarına baktım, bir damla yaş düştü gözümden. Ellerine baktım,bir damla yaş daha. Burnuna baktım, burnunun ucundaki bene baktım. Ağladım. Omuzlarına baktım. Ağladım. Onun için ağladım. Gözlerimi kapattım. Ama zihnime kazınmış gibi, yine ona ağladım. Güzelliğine ağladım.

Anlamış gibi hiç sormadı. Sadece yavaşlattı parmaklarını. Yüzüme bakmaya korkar gibi sadece avuç içlerime bakıyordu. Derin nefesler alıyordu. Sık sık yutkunuyordu. Boynundaki damarlar belirginleşmişti.

"Iyi misin?" dedi sesi tuhaftı. Kendini sıkıyor gibiydi. 

"Sarıl bana. Lütfen sarıl bana, hiç bırakma  lütfen. Lütfen hiç bırakma."

Ve sarıldı sımsıkı. Kafamı boynuna gömdüm. Hem ağladım hem doya doya içime çektim kokusunu. Ölüm gibi bişeydi bu. Omuzumda hissettiğim ıslaklıkla geri çekildim.

"Beni affet yalvarırım Rosé. Ben kendimi affedemiyorum. Sen affet. Yalvarıyorum.."

Daha çok ağlamaya başladım. Ellerimle onun yüzündeki yaşları sildim.

"Dayanamıyorum Rosé. Yalvarırım affet. "

Bileklerimi kaldırıp öptü. Kanattığı yerden öptü.

"Seni çoktan affettim aptal. Kes ağlamayı."

Tekrardan sıkıca sarıldığımızda gülümsedim.

"Sana geçmişi unutturamam ama ellerimle sana çok güzel bir gelecek yazacağım. Tekrardan bizi yazacağım. Yeniden tanışacağız Rosé. Tüm kalbimle söz veriyorum."

Gülümsedim.

"Benimle uyumaktan başla o zaman. Çünkü çok uykum var ve seninle uyumaya ihtiyacım var."

Yanağımdan öpüp yastığı hızla ortaladı. O uzandığında ben de göğsüne uzandım.
Saçlarımı yavaşça okşarken arada bir minik öpücükler bırakıyordu saçlarıma. O öptükçe çiçek açıyordum sanki. Sanki bu anı hep bekliyorduk.

"Zaman dursun şuan." dedi.

"Rüya gibi." dedim kıkırdarken ve ciddileşip ekledim.

"Seni seviyorum. Bu acı dindiği için çok mutluyum Taehyung. Ama emin değilim. Mutluyum huzurluyum ama aptal gibi hissediyorum."

Saçlarımı öptü. Tekrar. Ve tekrar.

"Uyu birtanem" dedi "Ben burda olacağım. Yanında."

Gözlerimi sıkıca kapattım. Kollarımı ona sardım. Gitmesinden korkar gibiydim. Sahi gitmezdi değil mi?

🌌AURORA🌌 -vrosé•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin