TTU-10

380 23 6
                                    

Mutual isminde yeni bir hikaye yayımladım. Bakarsanız sevinirim. Gracias xx

Yüzümün her yerinde hissettiğim dudaklarla gözlerimi açtım. Görüşümün netleşmesi birkaç saniyemi alırken Jennie gülümseyerek bana bakıyordu. "Günaydın." Gülümseyip tekrar gözlerimi kapattım. Nedensizce kendimi yorgun hissediyordum. Yanaklarım çekiştirilip yüzüm tekrar öpücüğe boğulunca sıkıntıyla inleyip yüzümü yastığa bastırdım. "Uyanmak zorunda mıyım?" Kahkaha atıp yastığı yüzümden çekti. "Üzgünüm bebeğim, bu her gün yapmak zorunda olduğumuz bir şey." Tepki vermeyince hızla sarsmaya başladı. Aniden yaptığı için gözlerimi hızla açıp ellerini tuttum. "Seni piyanoyla uyandırıyorum, verdiğin karşılık bu mu?" Gözlerini kısıp çenemden öptü. "En azından uyanıyorum. Kahvaltıya gelmen için beş dakikan var." Bir kez daha öpüp yanımdan kalktı. Gülümseyip yalpalayarak banyoya doğru adımladım. Aynaya baktığımda omuzumun oradaki morluğa baktım. Yavaş çarptığımı düşünüyordum ama görünüşe bakılırsa hiç de öyle değildi. Tabii morluklar omzumdakiyle de bitmiyordu. Göğsümün üstündekiler ve boynumdakiler ile resmen çürük gibi dolaşıyordum.

Jennie pişen krepi tabağa koyarken arkadan sarılıp kafamı boynuna gömdüm. "Harika kokuyor." Boynunu öptüğümde gıdıklandığı için kıkırdayıp kafasını geriye bastırdı. Kollarımı sıkılaştırıp adımlarını takip ettim. Son hamuru da tavaya döküp kollarım arasında döndü. "Kahvaltı için uyanılmaz diyordun." Kollarını boynuma dolayınca çok sakin bir şekilde dudaklarımızı birleştirdim. Bedenlerimiz arasında hissedilebilir bir sıcaklık vardı ve bu ikimizi de rahatsız etmiyor, aksine hoşumuza gidiyordu. Geri çekilip gülümsedim. "Kahvaltıyı sen hazırlamıyordun ama." Kafasını yana eğince tekrar öptüm, tekrar, tekrar ve tekrar. "Lili." Bulduğum her fırsatta onu sevdiğimi dile getiriyordum. Çoğu zaman sözcükler yeterli gelmiyordu ve öpüyordum, sanki hislerimi dudaklarımdan ses çıkartmadan anlatabilecekmişim gibi.

Burnuma yanık kokusu gelince kaşlarımı çatıp geriye çekildim. "Yanık kokuyor." Jennie hızla ayrılıp ocağın altını kapattı. Tavayı kaldırıp bana gösterince sevimlice gülümseyip omuz silktim. "Senin yüzünden yandı." Kendimi işaret edip kaşlarımı kaldırdım. "Benim yüzümden mi?" Kafasını sallayıp yapışmış krepi kazıyıp çöpe attı. Tavayı suyun altına tutup bana döndü. "Öpüp dikkatimi dağıttın." Gülümseyip sandalyeye oturdum. "Dikkatinin de dağılası varmış." Krepleri masaya koyup yanımdaki sandalyeyi çekti. "Ee, bu gün ne yapacağız?" Derin bir nefes alıp düşünüyormuş gibi yaptım. Kıkırdayıp omzuma vurdu. "Hiçbir fikrin yok değil mi?" Gülüp kafamı salladım. "Uzun zamandır seyahatteyim ve burada olduğumda da genelde stüdyoda oluyorum." Krepinin arasına çikolata sürüp bir ısırık aldı. "Stüdyoya gidelim o halde." Kafamı salladım. "Sıkılırsın Jennie."

"Sıkılmam."

"Jennie." Elini tutup bana bakmasını sağladım. "Neden sadece dolaşmıyoruz?" Gözlerini kısıp düşündü. "Tüm şehri görebileceğimiz bir yer vardı. Neresiydi orası?"

"Empire State?"

"Hayır daha değişik bir şeydi."

"Top of The Rock?" Ellerini çırpıp kafasını salladı. "Oraya gidelim mi?" Kafamı sallayıp telefonumu çıkarttım. Birkaç mesajdan sonra dudaklarımı büzüp Jennie'ye baktım. "Bu hafta için tüm biletler tükenmiş." Omuzlarını düşürüp derin bir nefes aldı. Aklıma gelen fikirle gülümseyip ellerimi çırptım. "Bayılacağın bir yer biliyorum."

...

"Aman Tanrım, Lili şuna bak!" Heyecanla ilerideki tavus kuşunu gösterdi. Kıkırdayıp kafamı salladım. Prospect Park'a gelmiştik ve Jennie fazla heyecanlıydı. Gördüğü her şeyin fotoğrafını çekiyordu ve sürekli soru soruyordu ama sorularını cevaplayacak kadar bilgili değildim. Buraya da Chaeyoung ile birkaç defa kafa dağıtmak için gelmiştik, onun dışında çok dışarıya çıkmıyordum zaten. "Eğer sana doğru koşmaya başlarsa sakın seni kurtarmamı bekleme." Fotoğrafını çekmek için tavus kuşuna yaklaşmaya başladığında birkaç adım geriye attım. Fotoğrafları çektikten sonra seke seke yanıma gelip burnuma dokundu. "Çok korkaksın." Gözlerimi kısıp kollarımı göğsümde birleştirdim. "Kuşların korkutucu olması benim suçum değil."

The Truth Untold | Jenlisa.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin