TTU-6

473 34 8
                                    

Oynadığım oyunun en heyecanlı savaş yerinde kapı çalınca sinirle soluyup kapıyı açtım. "Günaydın!" Chaeyoung neşeyle şakıdı. "Günaydın mı? Saat 4  Chaeng." Omuz silkip çekilmem için omzumdan ittirdi. Gülümseyip Kevin'a el salladım ve kenara kaydım. "Jennie nerede?" Chaeyoung ayakkabılarını çıkartıp içeriye göz attı. "Duruşması varmış ve ne zaman geleceğini falan bilmiyorum haber verecekmiş." Gülümseyip koltuğa bıraktım kendimi ve vakit kaybetmeden oyunu başlattım. Karşımdaki tekli koltuğa oturup bacak bacak üstüne attı. Sessiz geçen birkaç dakikanın sonunda gözlerimi devirip oyunu durdurdum. "Sor hadi." Gülümseyip kafasını yana yatırdı. "Dün ne oldu? Gelmememizi söyledikten sonra yani." Gözlerimi kısıp ters bir bakış attım ama hala gülümsüyordu ve surat ifadesi ciddi kalmamı zorlaştırıyordu. "Hiçbir şey." Gözlerini devirdi, hala gülümsüyordu ve vazgeçmeyeceği çok belliydi. "Hhm." Ofladım ve kollarımı göğsümde birleştirdim. "Gerçekten bir şey olmadı. Sadece ikimiz de farkındaymışız ama korkumuzdan dolayı bir şey söylememişiz birbirimize. Bir de ben uzun bir süreliğine yok olunca, kaybetmek istemediği için hiçbir şey söylememiş." Rosie elini ağzına kapatıp gözlerini kocaman açmıştı. Çığlık atmak istediğini biliyordum çünkü bilirsiniz, yıllar boyunca süren aptal platonikliğim sona ereceği için mutluydu. "Yani? Gerçekten çıkıyorsunuz öyle mi?" Kafamı sallayıp dudaklarımı büzdüm. "Bilmiyorum Chaeng. Yani bu şekilde itiraf edeceğimi hiç düşünmezdim."

"İtiraf etmeyi düşünüyor muydun ki?"

"En azından ben söylerim diye düşünüyordum."

"İlk siz başlattınız." Kaşlarımı çatıp elimi kaldırdım. "Siz, Baekhyun, Jisoo, Seulgi ve sen." Gözlerimi kısıp kızgın bir ifade takındım. "Nereden öğrendiniz ve... Of anlat işte. Daha fazla soru sormayacağım." Boğazını temizleyip sırtını dikleştirdi. "Öncelikle bir oyun yaptığınızı öğrenmem zor olmadı." Kaşlarımı kaldırınca omuzlarını düşürüp tekrar geriye yaslandı. "Menajerinim ya? Böyle şeyleri ilk ben öğrenirim." Gururla saçını savurunca gülmeden edemedim. Her şekilde beni güldürmeyi başarıyordu. "Sizin bir rol içerisinde olduğunuzu söylediğimde Jisoo hemen atılıp bizim de bir rol yapmamız gerektiğinden falan bahsetti. Çünkü yıllardır bu anı bekliyormuş falan. Ona ne oluyorsa." Gözlerini devirip devam etti. "Daha sonra Baekhyun'u aradık, gelip bize ortak olması için ama asistanlığını yaptığı profesör okula gelmeyecekmiş ve derse girmesi falan gerekiyormuş." Masanın üstündeki suyu bardağa doldurup birkaç yudum içti. "Siz gelene kadar onların nereden bildiğini sordum ve ikisi de aptal olmadıklarından bahsedip saatlerce kendilerini övdüler." Gözlerini devirince kıkırdadım. "Sonrasını biliyorsun zaten." Kafamı sallayıp boş boş bakmaya devam ettim.

"Her neyse, buraya bunun için gelmedim." Çantasından bilgisayarını çıkartıp yanıma geldi. "AMA's sana 4 adaylık vermiş. Ve ödül töreni gelecek ay. Ayrıca performans sergilemeni istiyorlar."

"Başka kimler performans sergileyecek?"

"Taylor S-"

"Benim sahnemi ona verebilirler." Lafını kesince kızgın bir bakış atıp önüne döndü. "Daha sonra Grammy's geliyor. Oraya da adaylıklar için birkaç parça yolladım. Henüz açıklanmadı ama Yılın Sanatçısı ödülünü alabilme ihtimalin yüksek." Gözlerimi büyültüp sakin kalmaya çalıştım. "Haftaya kadar vaktimiz var daha sonra New York'a dönüp prova yapmalısın. AMA's için. Ayrıca, döndüğümüzde Ariana Grande ile buluşacaksın. Unutma." Kafamı sallayıp gülümsedim. Elini dizime koyup sıcak bir gülümseme ile baktı. "Yani Jennie olayını kesinleştirmen için 1 haftan var." Gözlerimi devirip sıkıntıyla ofladım. "Ne yapacağımı bilmiyorum ki."

"Senin adına her şeyi zaten ben düşünüyorum Lisa. Lütfen şu küçük beynini müzik dışında bir yerlere çalıştır."

"Sikik bir filmde değiliz Chaeng. Aklında ne varsa söyle." Bilgisayarını kapatıp çantasına koydu. "Bilmiyorum, umurumda da değil. Sadece mutlu bir hikaye duymak istiyorum." Aklıma gelen şeyle hızla Chaeyoung'a döndüm. "Jennie'nin yemek yapmasının yasak olduğunu bilmiyor musun sen?" Kaşlarını kaldırıp ne demek istediğimi anlamaya çalıştı. "Ne? Nereden çıktı bu?" Ayağa kalkıp karşısına dikildim. "Dedim ki Jennie'nin keskin şeylerle oynamasının yasak olduğunu bilmiyor musun?" Alayla gülüp kollarını çaprazladı. "Keskin şeylerle oynuyor ve bu benim suçum mu?" Sıkıntıyla inleyip yüzümü sıvazladım. "Chaeng, aptal rolü yapma. Ondan yemek yapmasını istedin ve elini kesti." Gözlerini büyültüp geriye adımladı. "Vay canına, yemek yemeyi istemiş olmam büyük bir suç sanırım."

The Truth Untold | Jenlisa.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin