TTU-2

841 64 21
                                    

Şarkı: Nf - Can You Hold Me

"Sana sarılmayı nasıl özledim bir bilsen."

"Uyuyorken öpsek mi, belki uyanır?"  Tanıdık sesleri duyduğumda ve nefes alamadığımı fark ettiğimde üstümde her ne varsa sıkıntıyla inleyip ittirmeye çalıştım. Öpücük fikrini ortaya atanın Seulgi olduğuna bahse girerdim ve sesli dile getirdiğine göre yapabilme ihtimali de çok yüksekti. Güne üstümde Seulgi ile başlamaktan daha berbat olan şeyin onun beni öpmesi olduğundan, zorlukla gözlerimi açıp Jisoo ile göz göze geldim. İçtiği her ne ise komodine bırakıp ayağıyla Seulgi'yi dürttü. Seulgi kafasını kaldırıp birkaç saniye ne kadar yakın olduğumuzu idrak edemediğinde suratından ittirip yanıma düşmesini sağladım. Acıyla inlediğinde gülümsemeden edemedim, Seulgi'nin bağırışları her zaman komiğime gitmişti. "Öpüşeceğiz diye çok korktum."

"Seulgi üstümde yatıyordun."

"Uyansaydın sende." Kaşlarımı kaldırıp ona baktığımda umursamazca bana baktığını gördüm. Kafamı sallayıp oturur pozisyona geçtim. Jisoo elinde kıyafetlerle yanımıza geldiğinde ikisine baktım. "Nasıl girdiğinizi sormayacağım, uyandığıma göre artık gidebilirsiniz ve Chu, onlardan hiçbirini ödünç alamazsın, hayır." Seulgi koluma vurup kaşlarını çattı. "Yanına gelmesek sonsuza kadar uyuyacaktın ve böyle mi teşekkür ediyorsun?" Ayağa kalkıp Jisoo'nun elindekilere göz attığında ne yapacağını tahmin ettiğim için hışımla kalkıp kıyafetleri almaya çalıştım ama Jisoo hepsini göğsüne bastırdığı için almam oldukça zordu. "Hayır dedim!"

"Lis, cimri bir sürtük olmayı bırak." Seulgi kollarını etrafıma sarıp beni geri çekmeye çalıştığında kolunu ısırıp acıyla bağırmasına sebep oldum. Seulgi'ye baktığım sırada Jisoo boşluğumdan yararlanıp kıyafetlerle yüzüme vurup sendelememe sebep oldu. Elimle yüzümü tutup sızlandığımda Seulgi'nin güldüğünü duyduğum için ben de gülümsedim fakat cidden canım yanmıştı. "Bunu yaptığına inanamıyorum."

"Sürtük bir cimri olmayı bıraksaydın sen de." Jisoo gözlerini kısıp omuz silktiğinde kendimi tutamayıp resmen haykırdım. "Tanrım bu salak nasıl milyoner oldu ve ben hala yönetici ortak değilim?" Seulgi kafasını yukarı kaldırıp sızlandığında Jisoo saçlarını geriye atıp öpücük attı. Gözlerimden yaş geldiğini hissettiğimde lavaboya gidip yüzümü yıkadım. Bu günümün kötü geçmesinin imkanı yoktu.

***

Tek spot beni takip ederken sahnede yürüyüp olabildiğince hayranımla göz teması kurmaya çalışıyordum. Sahnenin en ucuna geldiğimde dudaklarımı yalayıp gülümsedim. "Size söylemek istediğim birkaç şey var." Arena yavaşça sessizleşirken derin bir nefes aldım. "Biliyorsunuz, sahip olduğum her şey sizin sayenizde ve ben, hayalimi gerçekleştirmeme izin verdiğiniz için minnettarım. Umarım sizi hayal kırıklığına uğratmamışımdır."

Çığlıkları işittiğimde gülümseyip ileri geri yürümeye başladım. Hayranlar sektörün en önemli parçasıydı. Eğer sizi sever ve kabul ederlerse, istediğiniz her şeyi yapabilirdiniz ve asla arkanıza bakmazdınız; her daim orada olurlardı. Sizi örnek aldıklarını söylediklerinde daha iyi biri olabilmek için çabalardınız, hep daha iyisi için. Evet yorucu olabiliyordu ama dönüp baktığınızda ve insanların kalbini titretebildiğinizi gördüğünüzde, hiçbir yorgunluk kalmıyordu üstünüzde. "Biliyorsunuz ki hep arkadaş seçiminizin sizin için ne kadar önemli olduğundan bahsettim."

Arena gittikçe sessizleşirken istemsizce dolan gözlerimi yukarı çevirdim. Bu konu hakkında konuşmaktan hep gurur duymuştum ama daha önce hiç sesli dile getirmemiştim. Aramızdaki zincirin boğumlarından biriydi bu, bahsetmesek de orada olduğunu biliyorduk. "Hayatıma müzik ile devam etmek istediğimi ilk arkadaşlarıma söyledim. Küçüktük ama buna rağmen müzik hayatımın her anındaydı, sonsuza kadar yapmak istediğimden oldukça emindim ve ilk kez bunu onlarla paylaştığımda saçmalamamamı ve düzgün bir meslek seçmem gerektiğini söyleyeceklerini düşünmüştüm ama onlar internette videolarımı paylaşmamı önerdiler, bir sürü sahte hesap açıp ne kadar harika olduğumla alakalı yorumlar yaptılar." Yavaşça geri yürürken hayranlarımın güldüğünü duyabiliyordum, bunu hatırlamak beni de her zaman güldürürdü. Hatırlıyordum da Baekhyun oldukça popüler birisiydi ve tanıdığı herkese beni gösterip iyi şeyler söylemezlerse bozuşacaklarını söyleyip tehdit ederdi. Kafamı sallayıp sahneye gelmiş piyanoya doğru geri geri yürüdüm. "Gerçekten etrafımdaki herkes bunun bir saçmalık olduğunu düşünüyordu ama ben onlara göre oldukça cesurdum. Bu yüzden hayatımın en kötü günü, bir an da en güzeline dönüverdi; çünkü içlerinden biri New York'a gelebilmem için tüm yaz çalışıp biriktirdiği parayı bir saniye bile düşünmeden bana verdi." Jennie bunu asla söylememem için bana resmen yemin ettirmişti, nedenini asla anlamamıştım ama bununla övünmek istemediğini, zaten her halükarda ona geri ödeyeceğimle ilgili bir nutuk çekmişti. Ben de kimseye bahsetmemiştim.

The Truth Untold | Jenlisa.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin