TTU- 3

553 35 2
                                    

Gözlerimi açınca üstümde birilerini bulmayı bekliyordum. Kimseyi görmeyince rahatlayıp tavana baktım. Hayatı anlamlandırma sürecim bittiğinde esneyip komodinden telefonumu aldım. Saate bakınca biraz şaşırmıştım çünkü tahmin ettiğimden erkendi ve dün yorgunluktan öldüğümü iddia etmeme rağmen uykumu almıştım. Sağ tarafıma döndüğümde gördüğüm manzara günün en masum ve en güzel görüntüsü olabilirdi çünkü Jennie, yastığa sarılmıştı ve yanakları iki yandan sıkıştırılmış bir bebeğe benziyordu. Örtüyü boğazına kadar örttüğü için biraz terlemişti. Uyandırmamaya çalışarak yüzüne gelen saçlarını çektim. Yanaklarını mıncıklamamak için kendimi zor tutuyordum.

Sosyal medyada gezinirken dün söylediğimiz şarkıdan bahsedildiğini gördüm. Bu hoşuma gitmişti çünkü tahmin ettiğimden daha çok beğenilmişti. Aynı zamanda şarkının kime yazıldığı, yayınlanma ihtimali ve Jackson ile sevgili olup olmadığımız konuşuluyordu. Sinirle iç çektim. Kadın ve erkek arkadaş olamıyor muydu bu dünyada?

Telefonumu komodine koyup gözlerimi kapattım. Jennie'ye açılmaktan daha çok korkutan konu ise, her ne kadar umursamadığımı söylesem de, tepkilerdi. İki kadının birbirine aşık olması suç gibi görülüyorken rahatça ilişki yaşayabileceğimizi düşünmüyordum. Çünkü sürekli göz önündeydim ve insanlar nefret kusmak için yer arıyorlardı. Ben bunu kaldırabilirdim çünkü nefrete alışmıştım. Nefes aldığınız için bile sizi yargılayabiliyorlardı. Dönüp Jennie'ye baktım. Onun bu kadar nefretle başa çıkabileceğini düşünmüyordum. Geçen yıl sırf aynı gece kulübünde bulunduk diye Zayn ile çıktığımız dedikodusu yayılmıştı ve dakikalar içerisinde 'ilişki bozan' oluvermiştim. Aldığım tehditleri görünce beni sürekli aramış, dikkatli olmam gerektiğini, korumasız dışarı çıkmamam gerektiğini falan söylemişti. Daha sonra da bana bir şey olursa kendini sorumlu tutacağını söyleyip ağlamaya başlamıştı. O gün aklıma gelince gülmemi bastıramadım. Yanağını öpüp yavaşça yataktan kalktım. "Nereye gidiyorsun?" Geriye döndüm. Sevimli bir gülümsemeyle bakıyordu. "İşemem gerekiyor, gelmek ister misin?" Kafasını sallayıp yastığa bastırdı. Kıkırdayıp lavaboya girdim.

Geri döndüğümde Jennie telefonuyla oynuyordu. Geldiğimi görünce telefonunu bırakıp doğruldu ve sırtını yatak başlığına yasladı. "Lili?" Dolaptan pantolonumu ve tişörtümü çıkarttım. "Efendim?" Boğazını temizledi. "Dün, sen odana çıkınca Chaeyoung ailen ile ilgili bir şeyler söyledi." Dolabın üstüne kıyafetlerimi asıp Jennie'ye döndüm. "İkna etmeye kalkışma. O yemeğe gitmeyeceğim." Gözlerini devirip telefonunu çevirmeye başladı. "Lili, onları affetmeni istemiyorum. Ama onların sana yaptığını sen onlara yapma." Derin bir nefes aldı. "Onları görmezden gelme." Yanıma gelip ellerimi tuttu. "Ne yaşadığını biliyorum. Ne hissettiğini ve düşündüğünü de." Tam ağzımı açıp bir şeyler söyleyecektim ki elini kaldırıp susmamı sağladı. "Evet, bir hata yaptılar. Ama hataların en güzel yanı ne biliyor musun? Onları düzeltebiliyor oluşumuz." Heyecanla konuştuğu sırada aklımda olan tek şey Chaeyoung'ı öldürme planlarıydı. Sürtük, Jennie'ye hayır diyemediğimi biliyordu. "Neden bu kadar üstelediğinizi anlamıyorum."

"Keşke demeni istemiyorum da o yüzden." Hala heyecanla bakıyordu. "Beraber gidebiliriz. Sen ve ben. Ne dersin?" Derin bir nefes alıp gözlerimi kapattım. "Kalkmak istediğim an kalkacağımıza söz verir misin?" Heyecanla ellerini çırptı. "Söz tabii." Geriye dönüp telefonunu aldı. "Üstümü değiştirip geliyorum ve kahvaltıya iniyoruz. Bizi bekliyorlar."

Kahvaltıya indiğimizde bizimkileri uzun masanın etrafında otururken gördüm. Baekhyun umursamazca etrafına bakınırken diğerleri hararetli bir şekilde tartışıyorlardı. Bizi görünce gülümseyip el salladı. "Hey, neler oluyor ve Seulgi nerede?" Jennie oturup masaya göz gezdirdi. "Seulgi dava ile ilgili bir şeyler zırvalayıp kayboldu, şunlar da-" Eliyle Chaeyoung, Lucas ve Jisoo'yu gösterdi. "Irene geliyormuş, onu tartışıyorlar." Baekhyun omuz silkip geriye yaslandı. "Irene mi geliyormuş?" Jennie ile aynı anda bağırınca bize döndüler. Neden dün bana sataştığını anlayabiliyordum. Jisoo sinirle yüzünü kapattı. "Ne yüzle buraya geliyor?"

The Truth Untold | Jenlisa.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin