TTU-13

298 27 9
                                    

Müzik her zaman kendimi ifade etmemdeki en büyük aracı olmuştu. Tüm duygularım parmak uçlarımdan akar, melodilere dökülürdü. Ancak defalarca yapmama rağmen şu an hissettiklerimi bir türlü dökemiyordum melodilere. Onu aldattığımı düşünmesi içimde derin bir sızıya yol açıyordu. O konularda hassas olduğunu biliyordum, her anında yanında olduğumu varsayarsak neler hissettiğini biliyordum. Yine de aklından böyle bir düşünce geçmiş olması bile beni üzüyordu. Piyanonun başından kalkıp oturma odasına doğru yürüdüm. Jennie ortalıklarda gözükmüyordu ve dışarıya bensiz çıkamayacağına göre uyuduğunu düşünüp Playstation'ı açtım. Jisoo geçen hafta yeni oyunlarının demosunu göndermişti ve oynamak için hiç fırsatım olmamıştı.

"Lili?" Oyunu durdurup Jennie'ye baktım. Fazlasıyla sıkılmış görünüyordu ama buraları bilmediği için bırakıp dışarıya çıkamıyordu. Akşamdan beri Jennie'yi görmezden geldiğim de göz önünde bulundurulursa, gerçekten sıkılmış olduğunu düşünüp iç çektim. "Konuş benimle." Yanıma oturduğunda gözlerimi tekrardan televizyona çevirdim. Jisoo'nun bu işte bu kadar başarılı olması çok gurur vericiydi. Her zaman elindeki imkanların az olmasından yakınır, daha fazlasına sahip olsaydı piyasayı yakacağını söylerdi. Her an sıfırdan bir hikaye yaracak kadar hayal dünyası genişti ve şu an tüm dünyanın o hayal dünyasının içinde kaybolmak için çırpınması gururdan ağlayabileceğim kadar önemliydi. "Hadi ama geri dönene kadar görmezden mi geleceksin beni?"

Konsolu masanın üstüne bıraktım. "Ne düşündüğünün farkındasın değil mi Jennie?" Kafasını sallayıp elimi tuttu. "Özür dilerim, sadece bir an ilişkimizi açıklamadığın için-"

"Sorun bu mu?" Cümlesini yarıda kestiğimde gözlerini kaçırdı. "Jennie bana bak. Sorun gerçekten ilişkimizi açıklamamış olmam mı?" Gözlerini kısa süreliğine bana çevirdi. "Sadece kimse bilmediği için seni aradığını düşündüm, ne var bunda?" Ben hariç her yere bakarken dudaklarımı birbirine bastırıp kafamı salladım. "Açıklamış olsaydım ve yine Joy beni aramış olsaydı, aynı şeyi düşünecektin değil mi?" Sonunda gözlerimizi buluşturduğunda kırgınlıkla gülümsedim. "Hemen hemen her anında yanındaydım Jennie, uyuman için gecenin bir yarısı evden gitarımla kaçıp yanına geldim, gülümsemen için her şeyimi sana vermiştim ve sen hala benim seni aldatabileceğimi düşündün. Bu kadar mı güvenmiyorsun bana?"

"Lisa!" Aniden bağırdığında kafamı ona çevirdim. "Özür dilerim, sanırım Wendy'i kıskandım ve patlamak için yer arıyordum."

"Ne?" Omuz silktiğinde gülümsememek için dudaklarımı ısırdım. "Jennie, o sadece bir çocuk."

"Bu yine de tüm haftanı ona ayırdığın gerçeğini değiştirmiyor." Gülümsemeye başladığımda tek kaşını kaldırıp 'ne var?' dercesine baktı. "Çok sevimlisin." Gözlerini devirdiğinde üzerine doğru eğilip öpecektim ki kafamı ittirip uzaklaşmamı sağladı. "Hiç yılışma, sana hala sinirliyim." Kahkaha atıp kafamı göğsüne yasladım. Ellerini sırtımda birleştirdiğinde kafamı birkaç kez oynatıp rahat bir pozisyon aldım. "Lili, gerçekten özür dilerim. Düşünmem bile saçmalıktı. Ama kendime hakim olamadım, biliyorsun hassas olduğum bir konu ve-"

"Jen, her şeyin farkındayım ama kırıldığımı kabul etmem gerek."

"Özür dilerim."

"Tamam, yeter bu kadar. Dışarı çıkalım mı?"

***

"Woah, Lili şuna bak!" Eliyle kaykay ve paten kayan gençleri gösterdi. Suratımı buruşturup kafamı salladım. "Hayır olmaz." Koluma sarılıp saçma sapan sesler çıkartmaya başladı. "En son paten kaymam için beni zorladığında kolumu kırdım Jennie, hayatta olmaz." Kahkaha attığında kaşlarımı çatıp suratına baktım. "Lütfeeen."

The Truth Untold | Jenlisa.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin