•fourteen

1.1K 83 11
                                    

Yüzüme değen sıcak nefes gözlerimi açmama neden olmuştu. Fakat karşımda böyle bir güzellikle uyanacağımı nereden bilebilirdim? Eli hâlâ belimdeydi. Kolları vücudumu sarıyordu, bu oldukça güvende hissettiriyordu. Saçları kabarmış, birkaç tutam gözlerine düşmüştü. Orantılı küçük burnu kedileri andırıyordu. Dudakları ise, sanırım biraz daha onlara bakarsam kendimi durduramayıp öpecektim.

"Sana da günaydın Lisa." Gözlerini aniden açınca korkmuştum. Hafifçe sıçradım ve yanağına şakasına vurup doğruldum. "Korktum ya salak mısın?" Gülerken çoktan yataktan inmişti. Aynada saçlarını tararken onu izlememek için ben de kalktım ve lavaboya girdim. Karnımın açlığındam beş dakika içinde çıktım ve Jennie'nin odadan ayrıldığını gördüm. İstemsizce gülümsüyordum. Olduğum yerde, sadece gülümsüyordum. Bana seni seviyorum dememişti. Öpüşmemiştik ya da sevişmemiştik. Sadece her normal kız arkadaşın yaptığı gibi uyumuştuk ve bu beni deliye çevirmişti. Tüm gece boyunca birlikteydik. Elleri belimdeydi, nefesi yüzüme değiyordu.  Rüya gibiydi, gerçekten rüya gibiydi.

"Lisa! Kaldır kıçını ve kahvaltıya gel!" Jisoo'nun aşağıdan bağırmasıyla kendime gelebilmiştim anca. Kafam hâlâ dağınık olsa da merdivenleri hızlıca inmiş, salondaki büyük masada yerimi almıştım. Herkese kısaca günaydın derken ağzıma birkaç peynir götürmüştüm bile.

"Nasıldı, rahat uyudunuz mu?" Namjoon çok iyi bir ev sahibiydi. Herkes olumlu sesler çıkarıyordu. Sanki bilmiyorduk hepinizin seviştiğini...

"Jennie seni odanda göremedim sabah, neredeydin?" Rosé ballı ekmeğini ağzına götürürken Jennie'ye bakıyordu. Tam karşımdaydı ve elindeki çatalla oynuyordu. Ve sadece bir an, sadece bir an göz göze geldik. O an hayatımın enlerine girecek kadar güzel bir andı.

"Korktum ve Lisa ile birlikte yattım. Normalde siz ikiniz ile yatardım ama sevgililerinizle yiyişmekle meşguldünüz." Jimin öksürürken Rosé'nin kızaran yanakları komiğime gitmişti. Durmadan gülümsüyordum. Tek sorun Jungkook bana gözlerini kısmış, oldukça ciddi bir şekilde bakıyordu. Tamam beni sikecekti ama nedenini bilmiyordum. Bunu sonra düşünürdüm.

"Bir şey yapmadık Jennie."

"Ya tabii Jisoo, 9 ay sonra görüşürüz." Kahkahamı durduramamıştım. Benimle birlikte Taehyung da katılmıştı ve ortam yumuşamıştı. Zaten yumuşaktı ama Jungkook'un bakışları...

***
Taehyung sigarasını söndürüp içeri geçmişti. Ben de gitmek istiyordum çünkü buz tutacaktım. Ne yazık ki Jungkook beni salmıyordu.

"Madem gitmiyoruz ne olduğunu söyle bari Kook." Jungkook gitmemem için kapıya yaslanmış bana bakıyordu. Yine aynı ciddi bakışlarıyla. "Neler olduğunu anlatmak ister misin Lisa?"

"Asıl sen anlatmak ister misin Jungkook?" Asla ama asla yüz ifadesi değişmiyordu.

"İstersen sen başla."

"Bak Jungkook, salak saçma kelime oyunlarını bırak ve anlat. Ha anlatmayacaksan çekil önümden dondum."

"Tamam dur, aranızda ne oluyor?"

"Kimle aramızda ne oluyor?" Jennie'den bahsettiğini biliyordum. Yine de olabildiğince salağa yatacaktım.

"Jennie ve sen, ne oluyor?"

"Bak Jungkook, çok saçmaladın. Eğer eşcinsel olduğumu bilmeseydin birlikte uyumamıza bir şey demezdin bile. Sırf kızlardan hoşlanıyorum diye arkadaşlarımdan birini sevecek değilim. Aklından bile geçirme tamam mı?" Dediklerimi haklı buluyordu ama bakışları asla içindeki şüpheyi geçirmediğini gösteriyordu. Bir şey demeden kapının önünden çekildiğinde kendimi hemen sıcak evin içine attım. Gerçekten sıcacıktı ve her zaman uykumu getiriyordu. Daha da sıcacık olmak istediğim için artık bana ait olan mindere oturdum ve sırtımı kalorifere yasladım. Jungkook içeri girdiğinde hepimiz tamamlanmıştık.

I want to play the game || jenlisa Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin