•twenty two [%50 smut]

4.3K 82 10
                                    

Karla karışık yağmur atmaya başlarken ellerimi montumun içine soktum. Ayağımdaki botlar giydiğim çorap yüzünden canımı acıtsa da olabildiğince hızlı davranmaya çalışıyordum. Jennie bu havada, bu saatte tek başınaydı. Onu o hâlde düşündükçe kendime hakim olamıyor, daha da hızlanıyordum.

Sonunda parkın olduğu sokağa döndüğümde sabırsızlanmaya başlamıştım. Ellerimi cebimden çıkardım ve koşarak karşıya geçtim. Arkamdan hızla gelen arabayı fark etmemiştim. Betonlardam çimene geçiş yaparken onun küçük bedeni ilişmişti gözüme. Koşarak yanına vardım ve yere çöküp ona sarıldım. Üzerinde hiçbir şey yoktu, titriyordu. Kafasını omzuma gömmek istediğinde ayağa kalktım ve ardından onu da kaldırdım. Hava çok soğuktu ve üzerinde hiçbir şey yoktu. Onunla burada durup ağlamayı çok isterdim ama soğuktan ölürdük.

Elinden tuttum, bu beni heyecanlandırıyordu. Yine de bunu unutup parktan çıktım. Nereye gideceğimizi bilmiyordum. İkimizin de evi pek yakın değildi. Fakat Jungkook'un evi uzak sayılmazdı. Adımlarımla birlikte yönümü değiştirdim. Arkamdan sürükleniyor gibiydi.

Birkaç sokak sonrasında sonunda gelmiştik. Zili defalarca çalıyordum. Tekrar, tekrar ve tekrar. En sonunda ağzımdan bir küfür çıkmıştı. Kapıda kalmıştık resmen. Derin bir nefes alıp ona döndüm. Ellerimi omzuna koyduktan hemen sonra boynuma gömdü kafasını. Ağlamıyordu. Ne olduğunu bilmiyordum ama iyi değildi sadece. Her şeyin iyi olacağını söyleyecektim, kapının açılmasıyla beklemeden içeri soktum ikimizi de. Jungkook elindeki çarşafları banyoya götürürken sadece altı giyinik olan Taehyung ardımızdan geliyordu.

"Evde kimse yokmuş anlaşılan." Taehyung oldukça utangaç duruyordu. Jungkook geldiğinde Jennie'in elini bıraktım. "Geceyi burada geçirebilir miyiz Jungkook?" ne olduğunu soracak gibiydi. Bu yüzden kafasını salladığı gibi yukarı çıkmaya başladım. Jennie arkamdan geliyordu. Odayı bulmak zor olmamıştı. Çok büyük bir ev değildi. Krem renkli kapıyı açtım ve girmesi için çekildim. Küçük adımlarıyla odaya girerken ardından geçerek kapıyı kapattım.

"Uyumadan önce bir şeyler giyelim. Çok ıslandık." Kapının farklı tonunda olan dolabın kapaklarını açıp bakınmaya başladım. Hep erkek kıyafetleri vardı fakat sorun olmazdı. İkimiz içinde bir şeyler çıkardım ve arkamı döndüm. Jennie soyunmuştu. Normalde asla aklımdan öyle şeyler geçirmezdim ama Jennie beni fazla etkisi altına alıyordu. Kafamı eğerek yanındaki sandalyeye fırlattım takımları. Bana kalan parçalarla birlikte ebeveyn tuvaletine adımladım.

"Lisa." görünüşüne göre sert çıkan sesiyle arkamı döndüm. Hâlâ giyinmeyerek beni mi deniyordu?

"Efendim Jennie?" soruma yanıt vermek yerine bana yaklaşıyordu. Kaçamazdım, kaçmak istemiyordum da.

Sağ eliyle yanağımı okşarken diğer eliyle belimden tutup kendine çekmişti. Bedenlerimiz birleşirken daha fazla beklemeden dudaklarına yapıştım. Durmuyorduk ve bu beni daha da delirtiyordu. Elleri bluzumdaydı, hızlıca kafamdan geçirirken biraz utanmıştım. Boynumu öperken çevik hareketlerle pantolonumdan kurtulmuştu. Daha sonra kendi iç çamaşırlarından da kurtulduğunda dudaklarından ayrıldım. Nefes nefese kalmış onu izliyordum. Yalan söylemiyorum, bu anı hep düşlemiştim ve düşlerimdekinden daha güzeldi. Her ayrıntısı tapılacak gibiydi.

Bu bakışmamızdan sıkılmış olmalıydı ki tekrar dudaklarımı öpmeye başladı. Arada bıraktığı ısırıklar kendimi kaybetmeme neden oluyordu. Ellerim çıplak belinde gezinirken dudakları köprücük kemiklerime yol alıyordu. Soğuk elleriyle külodumu çıkarırken ağzımdan bir inilti çıktı. Bu onu güldürmüştü. Utanıyordum. Elleri tekrar sırtımda dolanırken südyenimin kopçasını koparırcasına çekmişti. Bez parçası yerle buluşurken utancımla dudağını ısırdım. Sanırım bu onu acıtmıştı. Dudaklarımdan ayrıldıktan sonra kapıya doğru ilerledi.

"Yatağa geç Lisa." Sesi kesik kesik çıkmıştı. O kapıyı kilitlerken dediğini yaptım ve yatağa uzandım. Yatağa zıplayıp üstüme çıktığında ellerim otomatikman kalçasını bulmuştu. Sanırım kalçasını okşamam hoşuna gitmişti. Biraz sürtünürken dudakları göğsüme gelmişti.

"Sanırım sex yapacağız Jennie." emmeyi bırakıp bana baktığında güldü ve dudağımı öptü. "Bunu ister misin?" Kalçasındaki elimi sıkınca gülümsemişti. Cevabını almıştı. Yatakta biraz kayarken dudaklarıyla bir yol çiziyordu. Bu öpücükleri kızlığıma kadar geldiğinde küçük bir kahkaha patlattım.

Tanrım, Kim Jennie ile olduğumuz şu duruma bak.

selamm
asla ama asla böyle bir bölüm hayal etmemiştim
siz de etmemiştiniz
bu sıralar pek iyi şeyler yaşamıyorum ve bugün de atamayacaktım bölüm
yine de boş kalmaması için attım
umarım beğenmişsinizdir
kendinize iyi bakın 💞

I want to play the game || jenlisa Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin