Bölüm şarkısı:Can Bonomo/Yan.
-Doruk;
•Hayat bana hep bi şekilde çırpınmayı öğretti. Ben hep savaştım. Küçükken de bu böyleydi,şimdi de.. Ama düşündükçe de iyi ki öyle olmuş diyorum. Önüme bi şekilde o engeller çıkmasaydı şimdi bu halde olmazdım. O gözüme çok batan tipler gibi olurdum belki de. Şımarık gibi yani.
Kollarım başımın altında düşüncelere dalmışken kapım tıklandı.
"Gel annem." dedim. Evet bu kadar eminim annem olduğundan çünkü babamın ya da biraderin kapı çalma huyu yok."Napıyosun yavrum?"
"Napayım uzanıyorum öyle dışarı çıkacaktım az sonra çocuklardan haber bekliyorum."
"Aa yok oğlum bugün bizlesin,babanın askerlik arkadaşına akşam yemeğine gideceğiz. Sende bizimle gel."
"Ben hiç gelmesem biliyosun sevmiyorum anne öyle ortamları abim gelsin sizinle." dedim. O kadar ciddi ortamları ben kaldıramıyorum.
"Abinin işi varmış oğlum hadi yalnız bırakma bizi, bi şey istiyorum senden çok mu yani?" bu kadın gerçekten nereden gireceğini çok iyi biliyordu.
"Tamam ama ben çok durmam,biraz görünürüm sonra bi mazeret uydurup kalkarım."
"Tamam tamam sen gel de bakarız o kısma da. Hadi ben hazırlanmaya gidiyorum sen de geç kalma." diyip bi şey dememe fırsat vermeden çıktı odamdan annem. Kıramıyordum işte.Kalkıp hazırlanmaya başladım el mecbur. Kot pantolon beyaz tişört klasiğimden yine vazgeçemiyorum. Hazırlanma işini halledip salona geçtim. Ama kimse yoktu ortalıkta. Etrafa bakınırken telefonum çaldı.
"Efendim Rüya?"
"Nerdesin Doruk bizim kafedeyiz biz seni bekliyoruz."
"Ben gelmiyorum işim çıktı siz takılın."
"Nasıl gelmiyorum ya? Neden önceden haber vermiyorsun,hem ne işin var senin bizi ekip gidiyorsun?"
"Rüya işim var dedim uzatma eğlenmenize bakın hadi bakayım."
"Tamam görüşürüz." Sesim biraz sert çıktı. Rüyanın alıngan ses tonu devreye girdi yine.Bazen fazlasıyla hayatımın içine girmeye çalışıyor. Tamam yakın arkadaşlarım arasında ama benim onlarla bile aramda bi çizgi var. Benim istediğim kadar bana yakın olabilirler yani. Telefonu kurcalarken annemin sesini duydum.
"Hadi Doruk çıkıyoruz." demesiyle kalktım ve kapıya doğru ilerledim.—
•Arabanın sürücü koltuğundan inip kapıyı çalan annemlere yetiştim. Allahtan geldiğimiz yer uzak değildi de bi de yol çekmemiş olduk. Kapı açıldığında bizi bir adam ve kadın karşıladı.
"Hoş geldiniz devrem buyrun buyrun." diye içeri çağırdı bizi adam.
"Hoş bulduk kardeşim. Eşim Gökçe,oğlum Doruk. Tanıştırmak bugüne kısmetmiş." diye ayak üstü bizi tanıttı babam kapı girişinde.
"Memnun oldum bu da benim eşim Zeynep. Bu arada ben de Ahmet." diye tanıttı karşımdaki adam.
"Buyrun içeri doğru geçelim." dedi Ahmet amca. Salona doğru tam girecekken bi kız çıktı karşımıza."Bu da sana sürekli bahsettiğim kızım Miray Ertan'cığım."
"Kızım bu adam da benim askerlik arkadaşım Ertan amcan."
"Çok memnun oldum efendim."
"Bu hanımefendi de eşi Ayda ve oğlu Doruk." diyerek bizi gösterdi.Bu ayaktaki tanışma muhabbeti daha ne kadar sürecek acaba diye düşünürken tekrar konuştu Ahmet amca.
"Bu da yeğenimiz Derin,Zeynep'in yeğeni ama ikinci kızımız gibi." diyince salondan çıkan bi kız hepimize küçük ama kısa bi tebessüm gönderdi. Daha sonra Ahmet amca bi şeyler daha söyledi ama benim ilgimi başka bi şey çekti.
Bu kız halıya bakıp neden sırıtıyordu? Sorunları falan mı vardı acaba? Yoksa boş boş neden sırıtsın? Ben kızı incelerken kız kafasını kaldırdı ve beni gördü. Bende kıza bilerek sırıttım. Beni öyle görünce kaşlarını çatıp masaya döndürdü gözlerini.
"Aa ayakta kalmışsınız ama olmaz böyle yemeğe geçelim hadi." dedi Zeynep Hanım. Bi an misafirlik bitene kadar ayakta dikileceğimizi düşünmüştüm. Neyse ki birisi müdahale etti olaya.
Herkes masaya yerleşirken bende boş bulduğum ilk yere oturdum. Karşıma da o kız.Yemekler konup yenmeye başlarken benim aklım fazlasıyla doluydu ama ayıp olmasın diye bi kaç kaşık yemeye çalıştım. Sonra dikkatimi yine o kız çekti. Yemiyordu çorbasını sadece karıştırıyordu. Teyzesi sorduğunda ise bahane olan o cevabını vermişti. Belki onlar anlamadı ama belliydi bi sorunu olduğu. Şişmiş gözler ele veriyordu en başta. Ben gözlerini incelerken yine yakaladı beni ama ben çekmedim bakışlarımı üstünden. Alttan alttan baktığını da görebiliyordum.
Bi süre daha yapılan muhabbeti dinledikten sonra yine sesini duydum.
"Afiyet olsun." diyip tabağını eline alıp kalktı ve mutfak diye düşündüğüm yere doğru yol almaya başlamıştı ki dışarıdan gelen ses ile kırılan tabağın sesi birbirine girdi."Derin." diye bağırmıştı birisi kapıdan. Bu birisi erkekti. Herkes bi anda ona bakmaya başladı. Elleri titriyordu.
"N'oluyo Derin? Bu kim,niye bağırıyor boşalmış inek gibi kapımda?" diye sordu Ahmet amca.
"Enişte kusura bakmayın lütfen ben hemen halledip geliyorum. Özür diliyorum hepinizden." dedi sessiz ve mahcup bi şekilde.
"Dur kızım tek başına mı gideceksin olmaz öyle bende geliyorum." diyip masadan kalkmaya hazırlanmıştı ki Ahmet amca,
"Enişte lütfen sen dur, ben bi şey olursa sana seslenirim ama bana izin ver biraz." dediğini duydu ve tekrar oturdu yerine.
"Tamam bi kulağım sende 10 dakika veriyorum sadece."Nasıl tek yollayabilir oraya kızı? Tanıyor muydu acaba geleni? Tanısa bile it gibi bağıran birinin yanına tek gitmesine nasıl izin verebilirdi?
"Derin çık dışarı" diye yine bağırdı dışardaki.
"Tamam enişte hemen geliyorum." diyip gitti kız.
"Tekrardan kusura bakmayın, devam edelim biz."
"Baba ben de gideyim Derin'in yanına, tek kalmasın." sonunda biri düşünebildi.
"Yok kızım otur eğer gelmezse gidersin."
"Ahmet dışarda bağıran kim tanıyor musun?" diye sordu babam.
"Evet,Derin'in erkek arkadaşı. Ama böyle bi çocuk değildi hiç. Neden böyle bi şey yaptı ben de anlayamadım. Aralarında bi problem var herhalde onu halletmeleri için tek yolladım." diye açıklamada bulundu. Ama benim yine de içim rahat etmedi."Lavabo ne taraftaydı?" diye sordum.
"Salondan çık sağa dön orda evladım." dedi Zeynep hanım. Kafa sallayıp kalktım yerimden ve kapıya doğru yürümeye başladım.
Biraz orada durup sesleri dinledim. Yanlıştı ama kimin umarındaydı?"Sana git diyorum nesini anlamıyorsun sen bunun zor durumda bırakıyorsun bak beni yaptıkların yetmiyormuş gibi." dedi Derin çocuğa.
"Derin bak konuşalım doğru düzgün sana anlatayım nolursun."
"Ne anlatacaksın Rüzgar bana. Git sadece yüzünü görmek,konuşmak istemiyorum."
"Konuşmadan gitmem." diye diretmeye başladı.
"Sen hangi akla hizmet buraya gelirsin zaten? Bak git burdan zor durumda kalıyorum diyorum sana." dedi ama karşısındakinin laftan anlamayacağı belliydi. Daha fazla kendimi tutamadım ve kapıdan dışarıya çıktım.—
Yeni bir bölüm ile hellooo,
İçime sinen bir bölüm ile karşınızdayım. Ben yazarken çok büyük bi zevk alıyorum. Size geçer bu inşallah. :)
Şimdi ilk bölümler olduğu için size klasik gelebilir ama sakınaaa yarı yolda bırakmayın ve okumaya devam edin ve haklı olduğumu görün.
Her türlü görüşlerinizi bekliyorum.:)
Ne diyordukk,
Bu bölüm için emojilerinizi alayıım.
Hepinizi öpüyorumm😍🍀
Görüşmek üzzzrre:)))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DERİN
Teen FictionAldatılmak.. Bir kadına yapılan en kötü şeyler arasında kesinlikle ilk üç sırada yer alan o iğrenç olay. Ben bunu erkeklere yakıştıramazken onlar kendilerine yakıştırıp nasıl yapabiliyorlar diye düşünürdüm hep. Nasıl bu kadar uçkunlarına düşkün olab...