Mavi Gözler✨

18 3 0
                                    


(Dün Akşam)
~Ateşin Ağzından~

Yolda giderken, biri arabanın önüne atladı. Sakince frene basıp, arabamın önüne atlayanı görmeye çalıştım. Arabamdan inip gördüğüm kişi ise Deniz'di. Nerden mi tanıyorum? Ah, deniz kızı... Anlamayan gözlerle ona bakarken nefes nefese kaldığını farkettim. Neyden kaçıyordu? Veya madem spor yapıyordu ne diye bu kadar hızlı koşuyordu?

"İyi misin?"

"E...eve...evet."

Korkmuş gibi duruyordu. Üstü de ıslaktı.Denize mi girmişti? Hayır canım girsin de neden bu saatte?

"Gel arabaya hadi."

Gelmeyeceğini biliyordum. Hep böyle dikbaşlıdır. Kolunu tutup zorla arabaya bindirdim. Kolunu çekmeye çalışsa da izin vermedim. Kolu, elimden kurtulunca kendini geri itip, kızgın kızgın bana baktı. Yaa, abi ben bunu yerim amaaa. Neyse sakin kalmalıyım.

" Bak deniz, belli ki korkmuşsun. Ama benden sana zarar gelmez buna emin olabilirsin. Ayrıca gecenin bu saatti nasıl eve gidiceksin? Tek başına birde. Sen gitsen bile, ben buna izin verir miyim sence? "

" se...sen...benim adımı...nerden biliyorsun ?"

"Şuan konuşulacak şeyler değil bunlar. Bin hadi, yolda anlatırım."

Biraz daha konuştuktan sonra, arabamın dikiz aynasından bir ışık gördüm. Neyin nesiydi anlamamıştım. Deniz'e baktığımda birşey biliyormuş gibi bana ve aynaya baktı. Arabayı ters yola çevirip,gaza bastım. Adamın olduğu yere geldiğimizde, yüzünü seçemedim. Ama şapkasının altından yaptığı bir hareketi gördüm. Ne yaptı o manyak? Deniz'e baktım. Titriyordu. Korkudan mı, üşüdüğünden mi bilinmez.

"N..Ne yap..yaptı.. O?"

"İnan ki bilmiyorum ama bekle üşüyeceksin böyle."

Arabadan inip bagajdan ceketimi aldım ve ona verdim. Deniz'in bünyesi zayıftır, dayanamaz o böyle şeylere. Arabanın yaslandığı koltuğunda uyuyakalmıştı. Onu bu şekilde eve götüremezdim. En iyisi, onu bizim eve götürmekti.Bir kaç dakika sadece sessizce arabayı kullandım. Arada bir dönüp ona bakıyordum. O beni benden alan dolgun kiraz rengi dudaklarına, kocaman yeşil gözlerinin yüzüyle bütünleşmesine, kıvırcık kabarık kızıl saçlarına bakıyordum ve her seferinde derin bir iç çekiyordum. Arabanın klimasını daha da arttırdım. Ne olur, ne olmaz, üşümesin.

İçimden geçirdim, seneler olmuştu...Görüşmeyeli neredeyse dokuz yıl olacaktı. Az buz bir zaman değil. Tamı tamına dokuz yıl. Hiç değişmemiş desem inanır mısınız? Bence inanmalısınız, çünkü hiç değişmemiş. Acaba huyları değişmişmidir? En sevdiği renk hala mavi midir?En sevdiği çizgi film karakteri hala bugs bunny midir? Pardon, ona çizgi film karakteri denmesinden hoşlanmıyor da. Ben içimden konuşuyordum değil mi? Olsun...Acaba hala çizgi film izliyor mudur ki?Eskiden olduğu gibi hala odasında bir sürü oyuncağı var mıdır? Yok canım kaldırmıştır onları. Turuncu ayıcık duruyor mudur hala?En önemlisi acaba hayatında yeni kişiler var mıdır?Yani olsun tabi ki ama...Ama ne? Ama ne? Olmasın tabi ki! Ne olucak! Gidecek elin adamlarıyla tövbe yarabbi! Ateş bundan sanane...Ne demek banane?! Öyle kolay mı yılları hiçe sayıp , bizi kenara atmak he!? Birden bağırdım "Deniz, kim o çocuk!?" Allahım ben geri zekalı mıyım? Ortada çocuk yok ki! Kız uyuyor uyuyor!

Evin oraya geldiğimizde, Deniz kızını kucağıma aldım.

"Ate...ateşş." diye mırıldandı...

"Deniz."

Mahrumlaşan sesi o kadar güzeldi ki. O kadar zaman sonra benim adımı onun dudakları arasından duymak benim içimi o kadar çok ısıtmıştı ki! Eve girdim sessizce merdivenleri çıkıp rastgele boş bi oda seçtim, odamın tam karşısındaki odayı.Deniz kızı'nı yatağa koydum ama titriyordu, üstündekiler çok ıslak olduğu için dolabımdan bir kaç kıyafet çıkarıp ona giydirdim. Alnından öpüp yavaşça odadan çıktım. Kendi odama gittim, kendimi yatağa atıp Deniz kızının güzelliğini düşünürken uyuyakalmışım.

(Sabah.)
11.21
~Deniz'in ağzından~

Esneyerek yavaş, yavaş gözlerimi açtım. Kendime gelmeye çalışarak her zaman ki gibi uyandığım ilk iş yatağımın yanındaki komadinimin üzerinden telefonumu alıp, saatlerce yataktaktan çıkmayıp, yatmak olucaktı. Elimi uzattığımda...Bir dakika, Ne?
Burası boşluktu, elim hiç bir şeye çarpmıyordu. Kafamı o yöne çevirdiğimde, bir dakika!?
Bu yatak benim değil! Odaya hızlıca gözlerimi gezdirdim. Bu siyah abajur benim değil, bu beyaza dönük dolap benim değil, aşağıya inen tahmin ettiğim merdivenler, benim değil! Bu oda benim değil! Ne oluyor? Yavaşca yatağımdan inip, kapıya doğru yaklaştım. Usulca açıp, etrafa bakındım ama tam odaya geri girecekken beni izleyen bir çift mavi göz gördüm. Ah Ateş.

"Günaydın denizlerin en güzel kızı."

Sakin kalmamalıydım. Sonuçta beni buraya o getirmişti. Ve benden izinsiz. Bana seni bulacağım , hatta bana seni bulacağız demişlerdi. Kaç yıl geçti ,kaç yıl! Birden gözlerim doldu. O kadar yıldan sonra karşımda onu böyle görmek bana çok ağır geldi! Anlayabiliyor musunuz beni? Onu o kadar çok özlemişim ki! Adını bile kullanamıyorum ya! Adını bile kullanamıyorum! Dudaklarım unutmuş onun adını...Hafızam silmiş sanki yaşananları...

Onun kokusu yoktu, onun o mas mavi gözleri yoktu, o herşeyden çok sevdiğim, muhteşem büyüleyici sesi yoktu. İnanın ki abartmıyorum! O kadar mükkemmel ki! Yıllar oldu! Ben yıllarca kafayı yedim. Anneme defalarca yalvardım, beni geri götürün diye. Defalarca evden kaçtım. Zorla psikoloğa götürüldüm. Ona, onlara hiçbir şekilde ulaşamadım! Onların bir hayal ürünü olduğunu bile düşündüm! Sonra birşey oldu. Hafızam ona dair, onlara dair her şeyi sildi...Doktorlar üzüntüden olduğunu söylediler! Kafamda arada sırada belirginleşen kesit, kesit sahne gibi olaylardan başka hiçbirşey yok!..

Kokusunu unuttum...

Gözlerini unuttum...

Saçlarını unuttum...

Sesini unuttum...

Verdiği ve tutamadığı o sözlerini unuttum...

En acısıda buydu işte! Ne kadar acı çekseniz de , ne kadar bağırsanız da, ne kadar istemesenizde bir gün unutuyorsunuz! Birden karşıma çıktı. Hiçbirşey olmamış gibi bana "deniz kızı" diyor.

¿¿¿¿¿¿¿¿¿¿¿¿¿¿

🐾Çocuk olsam yeniden. Bir tek düştüğüm için acısa içim ve kalbim; çok koştuğum zaman çarpsa.🥀

Denizin Ateş'i✨Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin