(04.01.2020)
DenizOdamda her zamanki gibi oturuyordum. Salondan gelen seslere aldırış etmeden moraran bacağımı izliyordum. Her zaman olduğu gibi yarım saat önce yine bir işkenceye maruz kalmıştım, şimdi de annem babama bağrıyordu.
"O kızın suçu ne Turgut? Ne diye böyle işkence yapıyorsun?!"
"O çocuk benim değil, eski kocandan!şimdi ise hayatında ben varım başka insanların suçlarını temizliyorum!"
"Başka İnsanların Suçlarını Temizliyorum."
Dolu gözlerle odamı süzerken kapı açılma sesi geldi ve nefesim kesildi. Nefes alamıyordum. Gözlerimi açtığımda karşımda sinirden deliye dönmüş olan babamı gördüm. Debelenmeye başladım. Sesler boğuk geliyordu. En son duyduğum tek ses annemin o acı bağrışıydı.
"Deniz, Kızım iyi misin?"
~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•
Gözlerimi araladığımda hastane odasının loş ışığı karşıladı beni. Yanımda yorgunluktan bitkin düşmüş ve uyuya kalmış annem. Koluma ne olduğu belirsiz takılmış olan serum. Yatakta doğrulurken, annem sanki tetikte gibi küçücük bir yastık hışırtısına uyandı, telaşla etrafa bakındı ve beni süzdü sanki başıma birşey gelmesinden korkarcasına."Kızım, annecim, iyisin değil mi annem? Dur bakıyım senin ateşim mi var?"
Dedi ve hızla oturduğu koltuktan kalkıp yanımda geldi, elini başıma koydu.
"Anne, sakin olur musun lütfen? Ben iyiyim, yok birşeyim."
Aslında iyi değilim ama, ne diyecektim ki? ANNE BEN ÇOK KÖTÜYÜM! HATTA HALSİZLİKTEN ÖLÜYORUM! mu? Annem beni içini rahatlatmak istercesine baktıktan sonra, elini elime aldı ve ciddi bir ses tonuyla konuşmaya başladı.
"Kızım, artık sana herşeyi anlatmanın vakti geldi."
Tereddütlü bir biçimde nefes aldı. Ağzından dökülen kelimeler ile donakaldım.
"Senin gerçek baban o değil..."
Ne demek senin gerçek baban o değil?!
"Yani şöyle; Senin baban..."
Sesine hıçkırıklar karıştı annemin. Oturduğu yerde hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Ve ben, ben ise öylece izliyordum. Hissizleşmiştim, tepki veremiyordum.
"Senin Baban intihar etti... Hem gerçekte, hem de içimde kızım."
İntihar mı?! Neden?! Neden beni bu adamın ellerine bıraktı?! Hiçbişey anlamıyordum, duyamıyordum artık. Benim babam, gerçek babam... Ölmüş!
~~~~~~
"Tamamdır küçük hanım. Artık kalkabilirsiniz."Tekdüze sesle teşekkür ettikten sonra zorla doğruldum. Belim ağrıyordu. Hastanenin soğuk duvarlarına dokuna dokuna indim merdivenleri. Kapısına geldiğimizde korumalar karşıladı bizi. Üvey babamın "şahsi" korumaları.
"Buyurun Deniz hanım. Buyurun Hanımefendi."
Zorla bindirildiğim arabada yolu izlemeye koyuldum. O kadar güzel şey vardı ki ağaçlar, otlar, samanlar... Ben ise saçmasapan bir evde tıkılı yaşıyordum. Sıkılmıştım, hemde çok.
~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~
🕊"Bir İnsanın Ölmesi İçin, Gerçekten Ölmesi Gerekmez. Ruhunu Da Öldürebilirsiniz Ama İçinizde."🖤

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Denizin Ateş'i✨
Romanceİki insan hayal edin. Biri küçükken gerçek hayatı tatmış. Diğeri ise onun her daim yanında olmuş. Ateş ve Deniz. Küçüklükte bile korumacı tavrı ile Deniz'i korumuş, her daim yanında olmuş. Taşınma kararı ile ayrılan Ateş ve Deniz yıllar sonra tekrar...