Sensizlik✨

11 3 13
                                    


Fon Müziğiyle Okuyun.💙

Hani bazı insanları çok severiz. Onların yeri bizde hep ayrı olmuştur. Ama sonra araya ayrılık, kavga, dargınlık girmiştir. Sonra birden ya kavuşmuşsunuz ya da barışmışsınız. Onların yokluğunda çok insan almışsınız hayatınıza ama hiçbiri onların yerini tutamamış , bunu da onları tekrar hayatınıza aldığınızda anlamışsınız.
İşte tamda şimdi, işte tam da şuan bu durumun içerisindeyiz. Biz hiç ayrılmadık ki. Biz ilk defa bu kadar berbat bir hale geldik. Biz ilk defa bu kadar ayrı kaldık. Şimdi birden görünce, birden görünce...insan ne kadar özlediğini anlıyor.

Günler geçti, haftalar geçti, aylar geçti, yıllar geçti. Ben hiçbir ayda, hiçbir yılda bu kadar özlediğimi fark etmemiştim. Sadece Batu eksikti. Sadece o yoktu yanımızda. Alıcaktık, onu da alıcaktık yanımıza...
Şimdi iki yakışıklı, genç adamlar var önümde. Yıllar sonra, benim anılarımda kalan tek güzel hatıralar karşımda tam şuan. Eskilerden kalan tek güzel şeyler...

~Enez'in ağzından ~

Titreyen telefonumu elime aldım ve arayan kişiye baktım.
'Ateş Arıyor'

"Alo?"

"Abicim nerdesin sen ya?"

"Karakoldan çıktım. Eve gidiyordum. N'oldu?"

"Arkana baksana."

Kollarını açmış bana doğru koşan bir Deniz gördüm. Kızıl saçlarıyla herkesi büyülemeyi başarıyordu. Dalganan saçları arasında koşa koşa geldi ve sarıldı. O kadar özlemiştim ki. Ateş'de anlatacaklarım var der gibi bakış attı bana. Anlamadım ama Deniz'den sonra Ateş'e de sarıldım. Ellerimizi birbirine çakıp, sarılıp, karşındakinin sırtına vurmak bilinen bir selamlaşma şeklidir. Bizim de selamlaşmamız oydu. Deniz'den bayağı uzak düşmüştüm. Nerdeyse 5 yıl uzak kalmıştık. Ateş'le arada konuşup, görüşüyorduk. Batu'yu ise hiç görmedim.

"Konuşmamız lazım Enez Ertekin."

Uçuşan saçları arasından bana baktı Deniz. Ateş ise onaylarcasına kafasını salladı ve arabaya yöneldi. Arkalarından gidip ön koltuğa oturdum. Yol boyunca olayı konuşup, yolu izledik. En sonunda Cafe-bar'a geldik. Bişeyler içmek kafamı dağıtacaktı. Biliyordum. İçeri girip bir masa seçtik ve oturduk. 3 bira söyledik. Çalan şarkı arasında kendimi çoktan kaybetmiştim. Şarkının ritmiyle kafam daha da güzelleşiyordu. 5. Biramı aldığımda hala ayıktım. Birayı kafama dikerken şarkı dikkatimi çekti ve dinlemeye başladım.

Karakollar Mı Kuruldu?
Kelepçeler mi Vuruldu?
Bak Bugün De Akşam Oldu.
Neredesin Ay Yüzlüm?

Birden aklıma 2 senem geldi. Boşuna sevmişim demek istemediğim, ay yüzlüm oturdu kafama. Düşündüm, düşündüm. O güzel yeşil gözleri arasından bakıp, çocuksu gülüşü silinmiyordu aklımdan. Herşeyiyle sevmiştim ben onu. O benim bazı hareketlerimi sevmiyordu. Ben avutuyordum kendimi her zaman. "Beni böyle sev. Ben böyleyim."
Sonra bir gün yine güldü bana. Geldi yanıma. Yeşil gözleri arasında başka bir anlam vardı.
"Seni İstemiyorum."
Yutkunamadım. Gözlerim doldu ve bir yaş aktı. Ona tekrar sarılmak istedim. Öpmek, koklamak... Beni sinir etmesini istedim. Sahil boyunca yürümek, beraber içmek istedim. Onu gıdıklamak istedim. Beraber matematik çözelim istedim. Arabaya binip saatlerce müzik dinleyip saçmalamak istedim. Saydıklarımdan tek yapabildiğim sarılmak için izin istemek olmuştu. Öpmek için izin istemek... Ama o bana gülümsüyordu. Ben ağlıyordum ve o gülüyordu! Gülümsemesi gözlerine yansıyınca yanından ayrıldım. Kendimi meyhanede içerken buldum. Ne bulduysam içtim. Kalbimin dediklerini duymamak için aklımı sarhoş ettim. Aklım susarsa, kalbimde susardı. Susardık. Konuşmazdı kimse. 12. biramı içerken fotoğrafı gözüme takıldı. Bana aptal saptal fotoğraflar yollar, sonra da gülerdi. O günler aklıma geldikçe daha fazla içtim. Akşam eve gitmedim. Arabada zaten sızmışım. Sabaha başım öyle ağrıyordu ki. Kalbim de sancıyordu. Bir gün asla unutamıyorum. Sıradan bir buluşma gününde denize gitmiştik. Canımız sıkılıyordu ve napsak diye düşündük durduk. Ayakkabılarını çıkarıp, sahil kenarına attı ve çıplak ayakla denize girip, gelmem için işaret verdi. Aynısını yapıp ılık suyun dibindeki kumlara oturduk. Gökyüzü üstümüzde, o ise gökyüzünün altında, yanımdaydı. Kalkıp bir Restorana girdik. O çorba istedi. Ben de çorba yanında rakı. Çok istedi içmek. 'tatcam da tatcam." Bardağı ona verip yüzünün alacağı ifadeyi izlemeye başladım. Bir yudum çektiği anda gözleri kısıldı. Ölümcül bir bakış attı ve öksürmeye başladı. Elime kaşığı alıp çorbasından bir yudum verdim. Kendine geldi. "Zehir zıkkım iç." demişti bana o gün. O günden sonra bıraktım. İçmiyodum artık. Sevdiğim kadın istemiyorsa, ben de istemiyordum. Ama bir gün onun yüzünden yeniden başlayacağım aklıma gelmezdi. Ey melek yüzlü kadın! Şimdi hangi sakallının elini tutuyorsun? Umarım mutlusundur çünkü sen benim mutluluğumdun.

"Geliyorum şimdi. Tuvalete gidicem."

Deniz'in sesiyle düşüncelerimden sıyrılıp kafamı salladım. İyice canım sıkıldı. Bardağımdaki birayı fondipleyip, garsonu çağırdım. Bira yetmeyince rakı istedim. Aşk acısına en iyi rakı giderdi. Bu gece senin için içiyorum güzelim. Dertler bir yana sen bir yana...

~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•
🥃Kalbimin dediklerini duymamak için aklımı sarhoş ettim.💛

Denizin Ateş'i✨Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin