His

44 8 1
                                    

Güneş henüz yeni aydınlanmıştı. Burak uyuya kalmış, Bahar ise yeni uyanmıştı. Bahar çok açtı. Yiyecek bir şeyler bulma umuduyla dışarı çıktı.

Evin etrafında kuş cıvıltılarından başka bir şey duyulmuyordu.
Bahar evin etrafında tur attı. Motora bakmaya gittiğinde motor yerinde değildi! Bahar korkmaya başladı ve daha fazla gezmeden eve girdi.

Burak uyanmıştı.
Burak;
"Uyandığında niye haber vermedin?"
"Gerek mi vardı?"
"Başına bir şey gelseydi gereği görürdün."
"Beni korumak sana kalmadı, kendi başımın çaresine bakabilecek yaşdayım."

Burak "Kesin öyledir." Diye sessizce bir sitem etti. Bahar bunu duymasına
rağmen daha fazla olay olmasın diye sessiz kalmayı seçti.

"İnanılmaz açım, evin etrafını gezdim bir bok yoktu. He bu arada motor yok."
"Ne? Bunu şimdi mi söylüyorsun?"
Dedi ve hızlı adımlarla dışarı çıktı.

Bahar, Burağın peşinden gitti.

"Orospu çocukları... Bunun olmasına imkan yok gece ben hiç bir ses duymadım."
"Uyuyakaldınya, o zaman olabilir."
"Kafamı sikeyim."
"Sorun bu değil zaten benzini bitmişti, kim götürdü, nasıl götürdü bilmiyorum ama asıl sorun götüren kişi hâlâ buralardamı?"
"İnşallah buradadır. Karşıma çıksın ağzına sıçacağım."

Burak, sinirli bir şekilde eve girmişti.
Bahar arkasından gitti. Tek kelime etmiyordu Burak. Sinirli bir şekilde koltukta oturmuş yumruğunu sıkmış ve yere bakıyordu.

Bahar en azından sinirini biraz daha azaltmak için yanına oturdu.

"Olanlar senin suçun değil Burak, üzülme" Diyerek elini hafifçe Burağın dizine koydu. Burak yavaşça kafasını kaldırdı, ve Bahar'ın elini tuttu.
"Teşekkür ederim."
Burak gözlerini Bahardan alamıyordu. O sert çocuk adeta Baharın karşısında ermişti. Baharında aynı duyguları yaşadığı belliydi. Birbirlerine karşı bir şeyler hissettikleri çok belliydi. Ama olmazdı, henüz birbirlerini tanımıyorlardı. Sonrasında gözlerini birbirlerinden ayırdılar.

Burak;
"Haydi bir şeyler yiyelim."
Diyerek dolapta bulunan yiyecekleri çıkardı.
"Ben boşuna dışarıyı gezmişim."
Diyerek kendine sitem etti.
Yemek çok fazla yoktu bir kaç hazır konserve ve mısır gevreği ve süt. Bu onları en azından bugünlük zorlasalar yarına kadar götürürdü.
Kahvaltı için bir masaya oturdular. Ve göz göze geldiklerinden beri fazla konuşmadan yemeklerini yediler.

"Şimdi ne yapacağız?"
"Bugünlük buradayız, yarın ne yapacağımıza karar veririz."
"Yarın buradan gidecek bir şey bulamadık diyelim..."
"Mecburi yürümek zorundayız,yaratıkların her zaman şehirde kalacağını düşünmüyorum."

Eğer yarın bir araba ya da motor bulamazlar ise işleri çok zor olacaktı.

Saat beş civarıydı. Bahar tek başına dışarıda geziyordu. Burak ise evde tek başına oturup Baharla arasında yaşadıklarını düşünüyordu. Onu gerçekten seviyor muydu? Yoksa bu onun için gelip geçici bir his miydi? Burak derin düşüncelere dalmışken, Bahar dışarıda hem hava almak hem de evin çevresine bakmak için geziyordu. Burak düşüncelere boğulurken bir anda "Aaaaaa" Diye bir ses duydu. Ve kafasındaki düşünceleri atarak ayağa kalktı. "Burak! Yardım et!"
Baharın olduğunu anlayan Burak, koşarak evden çıktı. Bahar uzaktaydı ve bir yaratık Bahara saldırıyordu. Burak hemen koşarak Baharın yanına gitmeye çalıştı. Burak neredeyse gelmişken silahını evde unuttuğu aklına geldi. "Hassiktir" Diye içinden geçirirken bir yandan koşuyordu.
"Burak!! Kurtar beni."
Burak yetişmişti ve yaratığa Baharın üzerinden itti ve Baharı kucağına alıp eve doğru koşmaya başladı. Fakat yaratık onları takip ediyordu. Burağın nefesi kesilmişti, kucağına bir kız ve arkasında onu kovalayan bir yaratık...
Eve geldi ve hemen içeriye girip silahını aldı. Yaratık evin önüne kadar geldi ve Burak silahıyla yaratığı karnından vurdu. Fakat yaratık düşmemişti! Bir kere daha vurdu, fakat yine ölmedi. En son atışı kafasına geldiğinde yaratık yere yığıldı. Burak yaratığın yanına gitti ve
"Orospu çocuğu" Diyerek eve gitti ve bir şok geçiren Baharın yanına oturdu. Bahar korkuyordu, ölümden dönmüştü ve ağlıyordu.
Burak;
"Bahar, sakin ol geçti her şey kurtuldun."
Bahar bir anda irkildi Burağa sarıldı.
Bu esnada şaşıran Burak yavaşça kollarını Baharın sırtına koydu. Bahar Burağın yanında kendini güvende hissediyordu.

Hava kararmış ve saat yedi civarıydı, Burak ateşi yakmış ve Bahar'da ısınmak için Burağın yanına gitti.
Burak bu sabahki duygusallığa bir sonuç getirmek istiyordu;
"Bugün sabah olanlardan sonra..."
"Suss"Diyerek Bahar, Burağın dudağına yapıştı. Burak, şaşkındı fakat durmadı ve oda Bahardan dudaklarını çekmedi. Birbirlerine aşıklardı bu öpüşme her şeyin açıklayıcısıydı. Birbirlerinden ayrılmıyordı. Bahar yavaşça dudağını çekip "Seni seviyorum" Dedi ve yeniden Burağın dudağına yapıştı.
Uzun süren öpüşmenin ardından Bahar hafifçe Burağın dizlerinde yattı ve bir süre birbirlerine baktılar. Bahar, Burağın dizlerinde uyuyakaldı ve Burak sabaha kadar uyumadan onu izledi...















YIKINTILARIN ARDINDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin