Elimden Tut

32 5 0
                                    

Sabah olmuştu. Herkes uyuyordu fakat dışarıdan gelen yoğun sesler Baharı uyandırdı. Bahar gözünü ovuşturdu, gözlerini açtığında gördüklerine inanmadı. Arabanın her tarafını yaratıklar sarmıştı. Bahar çığlık attı ve herkes bir anda uyandı.
Burak;
"Aşkım ne old... Hassiktir!"
Koray;
"Ne bok yiyeceğiz?"
Hakan;
"Arabayı çalıştır."
Koray kontağı çevirdi. Araba çalıştı. Koray hızlı bir şekilde gaza bastı. Tam arabanın tekerlekleri dönmeye başlarken bir yaratığın ayağı tekerleğin altında ezilmiş ve takılmıştı! Araba bu yüzden gitmiyordu.
"Şimdi sıçtık."
Yaratıklar camlara vurmaya devam ediyordu. Camlar dayanıyor fakat çok daha fazla süre dayanamazdı. Araba her şeye rağmen kıpırdamıyordu.

Burak aniden silahını eline aldı ve arabadan aşağı indi! Bahar;
"Burak dur!"
Burak silahıyla önüne çıkan ilk yaratığa ateş etti. Yaratığı öldürdü fakat etrafta çok yaratık vardı. Burak geri geri adımlar atıyor yaratıklarda üzerine geliyordu. Bahar arabadan inip aniden Burağa koştu, ardından Hakan, Sude ve en son Koray. Hepsi Burağa yardım etmek için yaratıklara karşılık koydu. Burak arkadaşlarının da desteğiyle yaratıkların çoğunu öldürdü. Neredeyse bitti derken Sude yere düşmüş ve bir yaratık üzerine doğru geliyordu.
"Aaaaaaa!"
Koray koştu ve yaratığı Sudenin üzerinden itti.
"Bırak onu orospu çocuğu!"
Koray yaratığı itti ve arkasında duran Burak yaratığa ateş etti. Yaratıkların hepsi ölmüştü. Bu riski kayıp vermeden atlatmışlardı. Koray Sudenin yanına gidip ona sarıldı
"İyi misin aşkım?"
"İyiyim bir şey yok."
Hepsi beraber çalışarak yaratığın ayağını tekerleğin altından çıkardılar. Ve arabaya binip yollarına devam ettiler.

Hakan;
"Ucuz atlattık."
Burak;
"Az kalsın şurada geberip gidecektik."
Bahar;
"Daha kötüsü de olabilirdi. Buna mutlu olmamız lazım, hiçbir şey olmadı ve bunu atlattık.

Saatler geçmiş, benzin çok az kalmıştı. Benzinlik bulup benzin almaları gerekiyordu fakat etrafta benzinliği bırak hiçbir şey yoktu. Issız bir yerde sadece ince bir yol ve kenarlarında ağaçlar ve geniş ovalar vardı. Koray;
"Benzin bitiyor ve etrafta hiçbir yer yok, çok güzel!"
Burak;
"Arabayı bulduk çok uzağa gidemeyiz."
Bahar;
"İki kişi arabanın yanında kalır diğerleri de giderler."
Sude;
"Bulunduğumuz yerde benzinlik olma olasılığı çok düşük ama mecburuz."

Arabanın benzini bitmiş ve ıssız bir yol ortasında kalmışlardı. Saat beş civarıydı. Hava kararmamıştı fakat kararmasına az kalmıştı. Rüzgar esiyor ve soğuk bir hava vardı.

Burak;
"Evet kimler gidiyor? Gönüllü var mı?"
Hakan elini kaldırdı. "Ben giderim."
Sude;
"Biz de gideriz değil mi Koray."
Koray "Benim için sorun yok."

Bahar ve Burak arabada kalacaklardı.
Burak;
"Çok dikkatli olmanız gerek ve çok fazla uzaklaşmayın, sanırım bagajda birkaç bidon var onları alın. Silahı da veriyorum ama gereksiz kullanmayın. Çok geç saatlere kalmadan gelmeniz gerek."
Koray;
"Emredersiniz komutanım başka emriniz?"
Burak;
"Sadece uyarıyorum sik kafalı!"
Bahar;
"Kavganın sırası değil." Diyerek Burağı kolundan tuttu.

Koray, Sude ve Hakan bidonları alarak gittiler.

Bahar ve Burak arabada kaldılar ve öndeki iki koltuğa oturup kapıları kitlediler.

"Şu Koray mıdır nedir o çocuk elimde kalıcak yakında."
"Kavga etmenize gerek yoktu. Şuanda yapacağınız şey kavga etmek değil, dayanışma içinde olmamız gerek."

Burak biraz kırılmış ve yüzünü dışarı çevirerek camdan dışarıyı izlemeye başlamıştı. Bahar bunu farketmiş ve Burağı yumuşatmak için Burağın elini tuttu. Burak bu harekete sitem etmek için camdan yüzünü çevirdi. Yüzünü çevirdiği anda Bahar Burağın dudaklarına yapıştı. Bahar Burağın elini tutmaya devam ederken yavaşça kucağına doğru oturmak için yerinden kalktı. Nefes sesleri arasında Bahar ;
"Elimi tutmaya devam et ve sakın bırakma"
Burak kendi üzerindeki ve Bahar'ın kıyafetlerini çıkardı. Nefes sesleri arasında birbirlerini öpmeyi bırakmıyorlardı. Onlar o dakikaların bitmesini istemiyordu fakat bir anda gelen silah sesiyle irkildiler!









YIKINTILARIN ARDINDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin