Silah sesiyle irkilen Bahar;
"Burak, ne oldu?"
"Bilmiyorum."
Bahar Burağın kucağından indi ve arka koltuktaki kıyafetlerini giymeye başladı Burak da arka koltuğa uzanıp kıyafetlerini aldı ve o da giyindi. Hemen silahın sesinin geldiği yöne doğru koşmaya başladılar.
"Sakın benden uzaklaşma."
Silah sesi bir kez daha duyulmuştu. Git gide seslere yaklaşırken gözlerinde üç kişi ve onlarca yaratık belirdi. Sude, Koray ve Hakan'ı kovalıyorlardı.
"Burak ne yapacağız?"
"Bilmiyorum."
"Yanlarına gidip onlara yardım etmemiz gerek mermi çok fazla yoktu."
"Malesef haklısın." Diyerek ağaçların arkasından onlara yaklaşmaya başladılar. Sude onları görmüştü
"Yardım edin Bahar!"
"Geliyoruz!"
Bahar ve Burak hemen arkadaşlarının yanına doğru koştular, Burak;
"Sadece arkanıza bile bakmadan koşun!"
Hepsi koşuyordu. Fakat yaratıklar hiç pes edecek gibi değildi. Sude yavaşlamaya başlamıştı.
"Sude durma sakın!"
"Nefessiz kaldım durmam lazım."
"Sude sakın!"
Sude çok yorulmuştu. Fakat koşmaya devam ediyordu. Bir anda ayağını burktu ve yere düştü! Onlar Sudenin yere düştüğünü biraz geç farketmişlerdi. Koray hemen arkasını döndü ve ona doğru koşmaya başladı. "Hadi Sude kalk."
Sude kalktı fakat yürüyemiyordu.
"Hadi Sude hadi."
Sude tüm çabalara rağmen yola devam edemiyordu. Yaratıklar Koray ve Sudenin dibine kadar gelmişti. Burak;
"Koray buraya gel kurtaramazsın artık onu!" Diyerek Korayı kolundan tuttu.
"Bırak beni, kurtarabilirim onu!"
Fakat Burak bırakmamıştı. Koray artık buna mecburdu. Arkasına baka baka koşmaya devam etti. Sevgilisinin acı çığlıklarına duya duya gözü önünde yaratıklara yem olduğunu izlemişti.Koşmaya devam ediyorlardı. Ana yola çıktılar ve yaratıkların yarısı Sudenin yanında, onu yiyorlardı. Yarısı ise hala onları kovalıyordu. Burak;
"Benzin bulabildiniz mi?"
"Hayır."
"Ne bok yiyeceğiz?"
"Önümüzde bir ev var mecbur oraya gireceğiz."
Ev adeta bir terkedilmiş bir korku evine benziyordu. Hızlandılar ve yaratıkların gözlerinden kaybolmaya başladılar. Evin kapısına geldiler yavaşça kapıyı açtılar. Kapının açılış sesi çok korkutucuydu. Kapıyı yavaşça kapattılar ve evin en üst katına yani dördüncü kata çıktılar. Yaratıklar yolda geziyorlardı. En azından yaratıkların gözünden kaybolmuşlardı. Fakat dışarı çıkamazlardı çünkü onlarca yaratık dışarıda yem bekliyordu. Bugünlük mecbur burada kalacaklardı. Hepsi en üst kattaki odanın kapısını kitlediler. Uyumak ve dinlenmek istiyorlardı fakat hiçbirini uyku tutmamıştı. Bir kaç saat geçti ve sadece Hakan uyudu. Koray camın dibinden dışarıyı izliyordu, Bahar ve Burak'da geniş bir koltukta uzanmışlardı. Bahar;
"Koray neden böyle hâlâ?"
"Büyük bir tramva yaşıyor normal."
"Gidip konuşalım mı?"
"Gerek yok kendi kendine kalması daha iyi olur."
"Herkes ölüyor sıra bizede gelecek, korkuyorum."
"Ben yanında oldukça korkmana gerek yok her zaman yanında olacağım." Diyerek Baharın dudağına yavaşça yapıştı.
"Hadi uyu artık, yarın bir şekilde buradan gitmemiz lazım."
"İyi geceler sevgilim."
"İyi geceler."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YIKINTILARIN ARDINDA
ActionEski hayatımız yok olmuş olabilir. Ama insanlığımızın yok olup olmaması yalnızca bizim elimizde...