Önümüzdeki Uzun Yol

43 5 0
                                    

~

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

~

Gece adeta onlar için bir rüyaydı. Bahar, Burağın göğsünde uyumuş, Burak'ta gece boyu onun kokusunu soluyarak uyumuştu. Artık birbirlerinindiler.

Sabah Bahar gözlerini açtı, ve ilk gördüğü Burağın güzel gözleri oldu.
Burak;

"Günaydın sevgilim."
"Günaydın"

Burak Baharın alnına bir öpücük kondurdu.

"Günlerce hatta haftalarca senle bu yatakta birlikte olmayı isterdim ama kalkmamız gerek, çok uzun bir yol bizi bekliyor."
"Biraz daha kalamaz mıyız?"

Burak gülerek "Olmaz" Dedi ve ayağa kalktı. Yerdeki kıyafetlerini giydi ve perdeyi hafifçe aralayarak dışarı baktı. Dışarıda birileri vardı. Evet insan, insandı bunlar.

"Bahar, dışarıda birileri var."
"Ne?" Diye şaşırarak ayağa kalkan Bahar üzerinde yorganla dışarıya baktı. Sonrasında hızlı bir şekilde kıyafetlerini giydi.

Bahar;
"Ne yapacağız?"
"Gidip konuşalım onlarla, zararlı tiplere benzemiyorlar."

Bahar tamam şeklinde kafasını sallayarak Burak ile beraber merdivenlerden aşağıya indi.

Burak yavaşça kapıyı açtı, dışarıdaki insanlar hemen onu farketti ve silah doğrulttular!

"Hey hey hey hey sakin olun. Biz de sizin gibi insanız, bak konuşabiliyorum ve değişik sesler çıkarıp size koşmuyorum."

Silahı doğrultan kız "Yaklaşın!" Dedi ve Burak ile Bahar yavaş adımlarla onların yanına geldiler.

Burak;
"Yolumuza birlikte devam edelim. Uzun süredir iki kişiyiz ve başka kimse yok."

Üç kişi aralarında küçük bir konuşma yaptı.
Silahı doğrultan kız;
"Tamam kabul ediyoruz. Ben Sude"
Sudenin hemen yanında bulunan uzun boylu çocuk "Ben Koray, Sudenin sevgilisiyim." Diyerek Sudeyi öptü. En arkalarında bulunan çocuk ise "Ben de Hakan." Burak'ta kendini tanıtmak için "Ben Burak, yanımdaki de sevgilim Bahar."
Koray;
"Şuradaki evdeydik ve gece boyu sizi gözledik." Diyerek gülümsedi.
Burak ve Bahar birbirlerine baktılar ve onlarda hafifçe gülümsediler.
Hakan;
"Nereye gidiyoruz?"
Burak;
"Şehri arkamıza alıp ne kadar uzaklaşabiliyorsak uzaklaşalım bir araba bulursak çok iyi olur, önümüzde bulunan en iyi plan bu."
Herkes evet şeklinde kafasını salladı ve yola çıktılar.

Artık yeni bir gruptular. En azından bir süreliğine... Ormanın içinden yürüyorlardı. Burak ve Bahar biraz daha arkalarından gidiyorlardı.

"Sence onlara güvenmeli miyiz?"
"Güvenmemiz gerek sevgilim. İki kişi yerine beş kişi olursak daha güçlü oluruz."
"Ya bize bir şey yapmaya kalkışırlarsa?"
"O zaman ağızlarına sıçarız. Ama şuanda amacımız onlara güven testi yapmak değil bir araba bulmak."

Koray, Sude ve Hakan biraz yavaşlayıp, Burak ve Bahar'ın onlara yetişmesini beklediler.
Koray;
"Birbirinizi önceden tanıyor muydunuz?"
Burak geçikmeden cevap verdi;
"Hayır, her şeyin başladığı gün Baharın üzerinde bir yaratık varken onu kurtardım. Sonrasında birlikte kaçtık.
"Peki ya aileleriniz?"
İkisininde istemediği yerden soru gelmişti ve cevap vermeden sessiz kaldılar.
"Kusura bakmayın, lafımı geri alıyorum."

Yine bir kasabadan geçiyorlardı. Ama bu sefer kasabanın içinde bir araba görüyorlardı. Hakan hemen koşmaya başladı.
Burak;
"Dur gerizekalı dur, hemen koşma önce güvenli olup olmadığını kontrol edelim."
Hakan hemen durdu ve geri döndü. Hepsi çömelmiş orayı izliyordu etraf sessiz araba da sağlam görünüyordu.
Etraflarını kontrol ederek yavaşça kasabaya girdiler ve arabanın yanına geldiler. Kapısı kitliydi. Fakat bagajda hafif bir aralık vardı. Koray bagaja girip arka koltuğa geçmeye çalıştı fakat sığmıyordu.
"Aşkım sen yapabilirsin."
"Hayır ben yapmak istemiyorum."
Sude girmemek için itiraz ediyordu. Bahar, Sudeye ters bir bakış atarak bagajdan arka koltuğa geçti ve öne geçerek arabanın kilidini açtı. Arabanın kapısını açıp Baharı çıkaran Burak dudağına küçük bir öpücük kondurdu. Burak;
"Arabayı nasıl çalıştıracağız?"
Koraydan cevap gecikmedi ve "Tabiki düz kontakla" Diyerek direksiyonun altına eğildi ve kablolarla yaptığı bir şeyle arabayı çalıştırmayı başardı. "Hadi atlayın!"

Koray arabayı sürüyor yan koltukta Sude oturuyor arkada da Bahar, Burak ve Hakan oturuyordu. Arabanın benzini yeterliydi. Şehirden uzaklaşmak için bir arabaları vardı ve gidiyorlardı. En azından bu salgından beri hepsinin başına gelebilecek en iyi şeydi.
Hakan;
"Benzinimiz bitince ne yapacağız?"
Burak;
"Bir benzinlik bulup bidonlarca benzin dolduracağız, bu araba uzun süre işimizi görecek gibi görünüyor."

Herkesin içinde bir mutluluk vardı. Karanlık yavaş yavaş çöküyor. Güneş bugün de veda ediyordu. Arabanın benzini hala yeterliydi. Sude;
"Gece nerede kalacağız?"
Hakan;
"Araba olur mu?"
Burak;
"Tek çare o gibi gözüküyor, etrafta ev göremiyorum. Sessiz bir yere park edelim."
Bahar;
"Umarım fikrimizden pişman olmayız."

Karanlık tam olarak çökmüştü. Etrafta arabanın farının ışığı dışında bir şey görünmüyordu. Koray arabayı yol kenarında kuytu bir yere çekip kapıları kitlemişti.
"Burası sessiz ve gözden uzak gibi gözüküyor."
"Evet, galiba."
Herkesin karanlığın çökmesiyle yavaş yavaş mayışmaya başlamıştı. Burak, Baharı alnından öperek;
"İyi geceler sevgilim."
"İyi geceler." Diyerek Burağın dudağına öpücük kondurdu...




YIKINTILARIN ARDINDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin