Ajanın söylediği şeylerle herkes hazırlanmış Almanyaya doğru yola çıkmıştı.
Tony de jetteydi. Zırhını giymiş düşünüyordu. Bazı şeylerden emin olamıyordu. Merakını gidermek için Natasha'ya dönüp soru sormaya başladı.
"Hydra liderinin ortağı olduğun halde neden bu saldırı hakkında hiçbir bilgin yok?"
Natasha ilk başta soruyla afallasa da çok geciktirmeden sorusuna cevap verdi.
"Biliyordum. Onlar için bir plan da yapmıştım."
Tony kuşkuyla kıza bakmıştı.
"Yeniden söylesene kimin tarafındaydın? Planın varsa neden hiçbir şey yapmadın?"
Natasha bıkkınlıkla nefes verip yine Tony'e cevap verdi.
"Sizin tarafınızdayım. Ayrıca bu kadar erken saldıracağını beklemiyordum, Tony."
"Peki onları nasıl durduracağını biliyordun değil mi?"
"Tabiki."
"O halde nasıl durduracağımızı anlat bana?!"
"Vardığımızda o zaten istediği her şeyi almış olacak. B-"
"Ve o tam olarak ne istiyor?"
"Bir süper asker serumu kopyası. Böy-"
"Onu yok etmek mi istiyor yoksa onu Hydra için mi istiyor?"
"Daha fazla plan bilmiyorum. Neyse seni Hydra ajanları tarafından fark edilmeden Steve'e götürebilirim. Ondan sonra onu kendin yenmelisin."
"Sen benimle birlikte savaşmayacak mısın?"
"Savaşamam. Hatırlasana, Hydra'dakiler onlardan biri olduğuma inanıyorlar. Vee evet şimdi jetten atlamalısın. Steve'in programına göre şu anda çatıda."Tony jetin arkasına doğru ilerledi.
"Bana şans dile." Diyerek jetten atladı.
Gerçekten de fark edilmeden çatıya ulaşmıştı. Duyduğu ses ile gözleri dolmuştu. Şükür ki zırhı sayesinde onun yüzünü göremezlerdi.
"Mr. Stark" diyerek yandan gülmüştü Steve. Tony yavaşça arkasına döndü.
"Yüzbaşı."
Steve'in üstüne giydiği kıyafeti değişmişti siyahtı ve tam göğsünün ortasında kırmızı bir ahtapot vardı. Kalkanı da değişmişti. Şimdi tıpkı üstündeki ahtapot gibi bir ahtapot vardı önceden yıldız olan yerde.
Tony bir süre onu inceleyerek konuştu.
"Kıyafetine yaptığın şeyi hiç beğenmedim Yüzbaşı. Mavi olan gözlerini ortaya çıkarıyordu. Ah şimdi ise siyah... Neyse."
"Öldürürken güzel görünmek zorunda değilim."
"Güzel görünmenin insanları öldürmekten daha önemli olduğunu düşünüyorum."İkisi de sadece birbirlerine bakarak konuşuyordu. Kimse hareket etmiyordu. Ta ki Steve başlığını çıkartana kadar...
"Görüyorum ki mizah anlayışını kaybetmemişsin."
Tony gülümseyerek konuştu. Tabi onun gülümsediğini o ve tanrıdan başkası bilmiyordu.
"Benim hakkında en sevdiğin şey bu değil miydi?"
Steve sinirlice kafasını sallamıştı.
"Buraya konuşmak için mi yoksa savaşmak için mi geldin?"
"Aslında, hiçbiri. Sadece ahlak kuralları olan Steve'i geri istiyorum. Onu almaya geldim."Steve olumsuzca kafasını sallamıştı.
"Bunu nasıl yapacaksın? Hadi ama Stark sen bundan daha iyisisin. Elindeki hiçbir şey beni yavru köpek seven iyi bir adama dönüştüremez."
"Hydra senin beyninle oynuyor Steve. Ben sadece bu oyunu sonlandırmaya çalışıyorum."Steve gülmeye başlamıştı.
"Gerçekten beynimin yıkanmış olduğuna inandın mı? Bu gördüğün kişi benim, Stark. Gördüğün kişi benim hep olduğum kişi. Captain Hydra."
Tony bir adım geri gitmişti. İçinden kendi kendine konuşuyordu. "Beyni yıkanmamış mı?.. Natasha Fury'e yalan söylemiş." Artık hiçbir şeye anlam veremiyordu.
"Ah, ben gidiyorum. Sohbet güzeldi."
"Oh, hiç sanmıyorum."Steve, Tony'e saldırmıştı. En sonunda Tony yerde bilinci kapalı bir şekilde yatıyordu.
Heyecan heyecan heyecan bayılıyorum şöyle şeylere eheueheueu. 👌🏻😌 Umarım bölümü beğenmişsinizdir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Captain Hydra // Stony
Fanfiction"Tony ona onu sevdiğini söylemelisin. Geç kalmamalısın. Pişman olmanı istemiyorum."