Çalınan kapı ziliyle kafasını kaldırdı Stephen. Tony ile bir an yemek masası üzerinde göz göze gelmişlerdi. Esmer genç ellerini ve ağzını peçeteyle gelişigüzel temizleyip kapıya bakmaya gitti. Genelde pek gelen giden olmazdı ama...
Tony kapıyı açtığında kaşları şaşkınlıkla çatılmıştı. Benjamin şu an kapısının önünde, yüzünden hiç düşmeyen gülüşüyle kahvelere bakıyordu.
"Selam!" Dedi heyecanla.
Anthony emin olamayarak karşılık verdi.
"Evimi nerden bildiğini sormalı mıyım?"
Benjamin çok komik bir şey olmuş gibi kahkaha atarken Tony sadece boş gözlerle onu izliyordu.
Gülüşü arasında, "Ben Natalia'nın kuzeniyim. O söyledi." dedi.
Bu Tony'yi biraz rahatlatmıştı. Çünkü bir sapığı olduğunu düşünmeye başlayacaktı. Belki de fazla "You" izlemişti.
"İstersen içeri geç, ben de eşofmanını getireyim. Stephen bir şey derse sakince evet de, bir süre sonra susuyor."
Tony doğruca odasına giderken arkasından hareket çeken Steph'i resmen hissedebiliyordu. Benjamin ise sessizce yemek masasının önünden geçip bordo koltuklardan televizyonun karşısında kalana oturdu.
Stephen'ın soğuk bakışları hemen genci bulmuştu. Benjamin'i tepeden tırnağa süzerken onun yüzüne hiç gerilemeden bakması tuhaftı. Sanki ikisi de derin bir bakışma yarışmasına girmiş ve ilk gözlerini kaçıran cehenneme yollanacakmış gibi birbirlerine sinirle bakıyorlardı.
"Kendinize bir oda bulun." Dedi Tony elinde bir poşetle salona dönerken. İki gencin dikkatleri şimdi Tony'de toplanmış ve hiçbir şey olmamış gibi sakince oturmaya devam etmişlerdi.
"Bakıyorum da iyice kaynaştınız."
Benjamin dişlerini göstermeden gülüp Stephen'a döndü. "Çok iyi anlaşacağımıza eminim. Baya cana yakın birisi." Dedi. Steph hiçbir şey demeden masadan kalkıp odasına doğru adımlamaya başladı. Tony onun bu davranışlarına alıştığı için tuhaf gelmemişti.
Benjamin poşeti aldıktan sonra tuhaf sessizlik ortama çökmüştü. Tony sessizliği dağıtmak adına ayağa kalkmış ve mutfağa doğru ilerleyerek ikisine de zift gibi simsiyah kahvesinden doldurmuştu. İkram edecek daha iyi bir şeyi yoktu.
Geri dönüp diğer kupayı Benjamin'e uzattı. Genç adam minnetle kabul ederken sıcak olmasına rağmen büyük bir yudum aldı. Tony de aynısını yaptıktan sonra kupayı avuçları içinde tutarak ellerini ısıtmaya çalıştı.
"Yüzüne ne oldu desem tuhaf kaçar mı? Cevap vermek zorunda değilsin." Dedi Benjamin, esmer gencin yüzünü incelerken.
Tony refleksen elini dudağına götürdü. Yarası kabuk tutmaya başlamıştı bile. Dalmış bir şekilde elindeki kahveye bakarken kupayı kaldırıp bir yudum daha içti ve sıcak sıvının içini ısıtmasına izin verdi.
"Birkaç orospu çocuğu. Önemli bir şey değil."
Benjamin kafasını salladı. Tony'nin aklından neler geçtiğini bilmese de sıktığı çenesinden o günü düşündüğü belli oluyordu. Sıkkınca iç çekti ve kahvesinin son yudumunu da bitirdi.
"Şey..." dedi Tony'yi rahatsız etmemek adına çekingence. "Ben artık kalkayım."
Anthony kafasını kaldırdı. Dalıp gittiğini fark etmemişti bile. Elindeki fincanı sehpahaya koyup o da ayaklandı. Benjamin'i kapıdan geçirdikten sonra kendi odasına doğru yöneldi ancak aniden açılan kapıyla durdu.
Karanlık koridoru aydınlatan odanın ışığına alışkın olmayan Tony gözlerini kıstı. "Ona güvenmiyorum Tony. Sen de güvenmemelisin." Dedi Stephen kapı eşiğinden. Tony gözlerini devirdi.
"İyi geceler Steph."
Uzun genç yavaşça iç çekti.
"Umarım pişman olmazsın."
***
"Şimdiki proje için ikili gruplar oluşturmanızı istiyorum. Biriniz mekik çekerken diğeriniz ayak bileklerinden tutacak."
Evet, yine beden. Tony bu sefer kendi eşofmanlarını giymişti. Daha doğrusu kendisinin kotdan başka bir şeyi olmadığından Steph'inkilerden ödünç almıştı.
Herkes gruplaşırken tek tanıdığı kişi olarak Natasha'yla grup olmayı düşünürken onun da başka bir kızda çoktan başladıklarını görmüştü. Kısa süre içerisinde herkes eşiyle birlikte mavi matların üzerine yerleşirken sadece O ve Steve boşta kalmıştı.
İkisi de başka seçenekleri kalmadığını anlayarak yavaşça tek boş kalan mata yerleştiler. Tony ilk mekik çeken olmak için haber vermeden sırtüstü yattı.
Steve hafifçe Tony'nin bileklerini kavradı. Esmer genç gözlerini devirdi.
"O kadar sıkı tutuyorsun ki bileklerim moraracak Rogers."
Steve zaten hafif olan tutuşunu daha da hafifleştirdi. Sadece parmaklarını ucu değiyordu.
Tony iç çekip, "Bazen IQ'nun yeni doğmuş bir bebekten farksız olduğunu düşünüyorum." Dedi. Steve, önceden söylediğiyle alay ettiğini yeni anlamıştı. Ellerini sıkılaştırdı.
Esmer genç, sonunda mekik çekmeye başlamıştı. Tony cidden fiziksel aktivitelerde çok kötüydü. Daha 30'a yeni ulaşmıştı ve sırtı deli gibi yanmaya başlamıştı. 100 tane yapması imkansızdı.
"Tony..." dedi sıkkın bir sesle Steve. Sonunda konuşacak gücü kendinde bulmuştu. "Özür diler--"
"Gerek yok." Diye kestirip attı Anthony. Saçma özürler, bahaneler ya da duygusal konuşmalar yapmaya pek niyeti yoktu.
"İzin ver."
Tony gözünü devirirken zorla tekrar kalktı. Mekikleri bitirmesi yüzyıllar alabilirdi.
"Öyle bir şey yapacağını bilmiyordum Payton'ın. İnsansan da inanmasan da yanına geldiğimizde sana zarar gelmesi gibi bir niyetim yoktu. Yani her zamanki gib eğleniriz demiştim."
Tony birden kendini bırakarak sırtüstü matda yatıp karnını tutarak gülmeye başlayınca Steve anlamsızca esmere bakıyordu.
"Tanrım, Steve gerçekten özür dilemekte berbatsın." Dedi. Hala gülüyordu.
Sarışın rahatsızca boğazını temizledi. Tony'nin yüzüne bakamıyordu. Yaraları daha çok yeni olsa da moraracakları kesindi. Keşke o gün hiç yaşanmasaydı dedi içinden Steve.
Esmer gencin gülüşleri durduğunda maviler kahvelerde sabitlendi.
"Beni affetmeni beklemiyorum Tony. Ama söz veriyorum bir daha böyle bir şeyin yaşanmamasını sağlayacağım." Dedi kararlı ve boğuk bir ses tonuyla.
Anthony umursamazca mekiklerine devam etti. Sonunda bitirdiğinde Steve ile yer değiştiler. Aralarına uzun bir sessizlik çökmüştü ve ikisi de bundan pek şikayetçi değildi.
Sarışın mekikleri hiç duraksamadan bitirdiğinde Tony açıkçası baya şaşkındı. Cidden spor yapmalıydı esmer genç.
Ders bitiminde tek kelime etmeden ikisi de ayrı yollara dağıldı. Bir an önce buradan çıkmak istiyordu.
***
Steveaşkm kendini bir şekilde affettirecek ama aklıma yol gelmiyor aq :( neyse zaten ona daha var ayol ksnlznslshsohs
Şimdi diğer bölümü de yazmaya başlayacağım. Önerileriniz falan varsa yazmanız iyi olur çünkü bazen bana baya ilham veriyor hatta kitaba bile ekliyorum 😊
Bİ DE CHANGES DİYE BİR SPİDEYPOOL KİTABIM VARDI ONA EN KISA SÜREDE YAZMAYA BAŞLAYACAĞIM AMA NELER OLDUĞUNU UNUTUM AQ
Neysssss bye bye aşkmlar
Lots of love💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Boy In The Bubble [stony]
Fanfiction[stevextony highschool au] "İnsanlar ölür çünkü kimse yenilmez değildir." ◇