Biliyorum bu bölüm biraz geç geldi ama şu aralar çok yoğunum ve anca yatmadan önce yazman için zamanım oluyor onda da ilhamım olmuyor genelde :(( Aman neyse, geldi işte kshaoshla iyi okumalarrrr 💜
*
Tony, sıkıntıdan kendini parçalamaya başlamış beyin hücrelerini kafasının içinde hissedebiliyordu. Öğretmenin monoton ve bir o kadar da itici sesi dersi çekilmez bir hale sokuyordu. Gözlemlediği üzere herkes onunla aynı fikirdeydi. Maddy dışında herkes başka işlerle uğraşıyır ya da uyuyordu. Sadece Maddy cidden dinleyecek kadar ruh hastasıydı çünkü.
Ellerini sıkıntıyla yüzünde dolaştırırken derin bir nefes aldı ve saatine bir kere daha baktı. Saatler geçmiyor, yüzyıllar olmuş gibi hissediyordu. Tarih dersi tarihe karışıp esmerin hayatından çıkmamak için büyük bir direnç gösteriyordu.
Tony oracıkta ağlamamak için telefonunu çıkarttı cebinden ve şuanda Fizik'te olan Natasha'ya mesaj yazmak için rehberinde kızıllıyı aradı.
*
Tony: Öleceğim.
Tony: Lütfen beni kurtar?
Natasha: Dersteyim?
Tony: Sadece güneşe doğru kızgın bir bakış atsan olur, o kendini patlatır zaten.
Natasha: Derse gireli 10 dakika oldu Tony
Tony: Öyle olsun Bayan Romanoff.
Tony: Sizi arkadaş mertebesinden alıyorum Bayan Romanoff.
Natasha: 🖕
Tony: Ayıp.
*
Esmer göz devirip iç çekti. Parmakları, genç adamın izni olmaksızın başka bir numaraya tıklamıştı.
*
Tony Stark: Beni Tarih'ten çıkartırsan seni affederim.
Steve Rogers: Geliyorum.
*
Tony neredeyse yazdığı an gelen cevaba şaşırmıştı. Yazdığı kişinin Steve olmasına daha çok şaşırmıştı ama bu dersten kurtulacaksa babasını bile arayabilirdi.
Ne olacağını sabırsızlıkla beklerken birden açılan kapıya döndü herkesin bakışları. Zira bu, sınıfta şu an yaşanabilecek en büyük atraksiyondu belkide. Yüzlerinden okunduğu üzere okulun çatısına Hitler düşse sevinecek gibi gözüküyorlardı.
Kapı eşiğinden görünen geniş gövdesi ve fazla uzun boyuyla Steve içeri girmeden sınıfı taradı mavileriyle. Gözleri aradığı kişiyi bulduğunda bir adım öne çıkıp hocaya döndü.
"Müdür Barton Tony Stark'ı odasına çağırttı Bay Krowl." Dedi büyük bir ciddiyetle. Bay Krowl'un pek de umrunda olduğu söylenemezdi. Tony'e bile bakmadan elini salladı gitmesi için bir işaret olarak.
Esmer, arkasındaki kıskanç bakışları hissederken dersten kurtulmanın rahatıyla gülümsedi. Hızla çantasını kapıp kapıya, Steve'in yanına, ilerledi. Kapı arkalarından kapanıp ikili geniş yeşilliklerin olduğu okul bahçesine ulaşana kadar kimseden ses çıkmadı.
Ama Steve bu sessizliğe daha fazla dayanamamıştı ki, "Beni... affettin mi?" dedi. Sesindeki tereddüt ve çekingenlik o kadar barizdi ki kilometrelerce öteden hissedebilirdiniz.
Tony bir şey demeden sadece kafasını salladı. Sarışına zaten hiç kırgın olmadığını yeni fark etmişti. Belki de tanımadığın birine küskün olamazsın diye düşündü Anthony. Çünkü diğer türlü kendisinin bile kızgın olmasını beklediği birine karşı neden tepkili olmadığı sorulsa, bir cevap veremezdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Boy In The Bubble [stony]
Fanfic[stevextony highschool au] "İnsanlar ölür çünkü kimse yenilmez değildir." ◇