Herkese merhaba hepini iyi okumalar
Tam uykuya dalarken duyduğum kapı sesiyle irkilip yatağımdan kalktım tedbir amaçlı yastığımın
altında sakladığım silahımı elime alıp yavaşça ses çıkartmadan aşağı indim
Kapıyı açar açmaz silahı kapıdaki kişinin yüzüne tuttum fakat gördüğüm kişiyle belli etmeden şoka uğradım.Çünkü karşımda ağzı yüzü
yer değiştirmiş bir adet Arden Demiroğlu vardı ona kaşlarımı çatıp konuşmaya başladım " Ne o beceremediler de işini bitiriyim diye bana mı gönderdiler söylesene"_ bana bakıp inledikten sonra can havliyle konuştu "çok komik normalde buraya gelmezdim ama bulunduğum yere en yakın yer burasıydı" "peki evimi nerden biliyorsun...Hülya hanım" dediğimde kafasını salladı "seni normalde evime almazdım ama gece gece hayır işleyesim geldi"böyle dedikten sonra ellerimi havaya kaldırıp dua ettim "Allahım sen durumu biliyorsun ettiğim hayrı lehime kullan" Arden bana batı gözdevirip konuştu "tabi tabi aman ne hayır" bende abime baygın bir bakış attıktan sonra göz devirdim. abim olacak herifi içeri aldım salondaki koltuğa yığıldığında sevimsizce bakıp konuştum "vücudunda pek bir şey yok bir tek yüzün dağılmış" diyip pansuman için kullanmam gereken malzemeleri aldım .batikonu elime alıp batikonla iki saniye bakıştıktan sonra dudağımı büzüp yanaklarımı şişirip nefesimi dışarıya üfledim .batikonu pamuğa sürdüm sonra abimin yüzüne bastıra bastıra pansuman yaptım canı bi ara o kadar yandı ki deve gibi çocuk kulağımın dibinde böğürdü pansumanı bitirdikten sonra ayağa kalktım pansuman eşyalarını yerine bırakıp abime dönüp konuşmaya başladım
"Pansumanını yaptığıma göre evimden defol git" dediğimde ağzı bir santim açılmış ve bana "ne" diye tepki verdi ona gözlerimi devirip konuştum"ne, nesi ben evine almayı bildiği gibi kovmayıda bilen bir ev sahibesiyim şimdi evimden defol" diyip odama çıktım beş dakika sonraysa dış kapının kapanma sesini duydum gitmişti sonunda rahat bir nefes verip yatağıma boylu boyunca uzandım ve gözlerimi kapatıp beni günaha davet edermiş gibi uykuya davet den bilinçaltıma kucak açtım.sabah kalkar kalkmaz ılık bir duşa girdim.duştan çıkınca direk üzerimi giyindim ıslak saçlarımı aslında kurutmayacaktım telefondaki mesajı görene kadar "şu an yeni duştan çıktın biliyorum direk gidip saçlarını kurutuyorsun sonrada güzel bir kahvaltı yapıp güne başlıyorsun anlaşıldı mı zümrüt"mesaja gülümseyip mesaj da yazanların hepsini yaptım.evden çıkıp arabama bindim. Şirkete geldiğimde tam arabamı park edecekken arabamın arkasından dan diye bir ses geldi umarım aklımdaki şey değildir. Arabamdan inip arka kısmına doğru gittim.
Gördüğüm kişiyle ve arabamın arka farlarından birinin paramparça olmasının etkisiyle gözüm seğirmeye başladı.sinirden deliye dönüp bağırarak konuşmaya başladım"Yaa Allahın belası manyak gerizekalı denyo off sizi bana sırayla mı veriyorlar " karşımdaki hayvan yani eski sevgilim beni aldatan hain çok çok pardon namı değer "Orospu çocuğu" bana sırıtarak bakıp konuştu
"Ya sen çarptıysan Ahsen hanım" kaşlarımı çatıp bağırmaya devam ettim"Liya tamam mı Liya bunu o olmayan beynine sok Ahsen altı yıl önce öldü şu ve bu andan sonra sadece Liya var anladın mı diyip şirkete doğru yürümeye başladım şirkete varır varmaz Ayaz Yalınerin odasına gittim kapıyı tıklatıp içeri girdim.bana sıcak bir şekilde gülümseyip konuşmaya başladı "Öncelikle şirketimize hoş geldiniz Liya hanım " dediğinde gülümseyip karşılık verdim"Sağolun Ayaz bey hoşbuldum " ayağa kalkıp yanıma geldi"şimdi size yapmanız gerekenlerden şirketimizden bahsedeceğim öncelikle bizim işimiz teknoloji de dünya markası olup kendi rekorumuzu kırmak farkındaysanız bunu başardığımızıda anlamışsınızdır"dedi kibirlenir gibi
Samimiyetsizce gülümseyip cevapladım "Evet çok kolay anlaşılıyor" dediğim lafa göz devirdim yavaşça yürüyüp odamın bulunduğu yere geldik odamın tam karşısında ki kapıda Yiğit Çelik yazıyordu Allahım yahu bari şirkette ayrı yerlerde olsaydık aynı görevdeydik bide üzerine burdada yüzyüze bakacaktık sıkıntıyla uflayıp Ayaz beyin sözlerine dikkatimi çekmeye çalıştım ama olmuyordu adamın her yerinden ego fışkırıyordu ve bu çok sinir bozucuydu Ayaz beye dönüp şirin olduğunu düşündüğüm bir gülümsemeyle konuştum "
Ayaz bey eğer bir mahsuru yoksa ben başka bir oda da iş yapabilir miyim"
"Pek mümkün değil Liya hanım neyse size iyi çalışmalar"diyip beni yanlız bıraktı derin bir nefes alıp odama girdim siyah,krem ve gri renkleriyle döşenmiş şık,ferah sade bir odaydı sevmiştim dizüstü bilgisayarımı açıp
merkezin sistemine bağlandım ve görevle alakalı dosyaları incelemeye başladım.ben dosyalara dalmışken kapı çaldı "Gir"dediğimde içeri Yiğit girdi Yiğit'e ifadesiz bir şekilde bakıp konuştum"bir sıkıntı yok sanırsam"
"Yok sadece plan yapmalıyız bildiğim kadarıyla bi planımız yok"gözlerimi abartılı bir şekilde devirdim onun yoksa benimde olmayacak diye bir kural yoktu "kendi adına konuş benim bir planım var " "peki anlatmayacak mısın?" bilgisayarımı ona çevirip sorusunu cevapladım " anlatmama gerek yok rapor olarak Arslan müdürefe mailini yolladım.ama çok merak ettiysen anlatayım şöyleki burdaki her bir kişi şüpheli konumunda bu sebeple her bir kişinin haraketlerini takip etmemiz gerekli " peki onu nasıl yapıcaz " "şirkette sadece odalarda kamera yok bizde odalara gizli kamera yerleştireceğiz anladın mı?" bana bakıp cevap verdi "anladım ne zaman " "sana uyarsa bu akşam" bana bakıp düşünmeye başladı ve en sonunda konuştu"eğer bu işin sonunda seninle konuşmama izin vereceksen"tek kaşımı kaldırıp cevap verdim"yaa öyle mi bir yapma bak ben seni Arslan müdüre nasıl şikayet ediyorum ayrıca sadece 5 dakika veririm sonuçta fazla gecikme çocuklu adamsın şimdi odamdan çıkabilirsiniz Yiğit bey"bana pişmanlık duyduğunu belli eden bir ifadeyle baktı.bu ifadesine gözdevirerek karşılık verince odamdan direk çıktı.bende dosyalara geri döndüm dosyaları akşama kadar anca bitirmiştim.saate baktığımda saat sekiz buçuktu gece yarısı başlayacaktık plana kolay olacağından emindim şirketten çıkıp arabama bindim ve aklıma kırık farım geldi çıkar çıkmaz bir sanayi aradım en sonunda bulup arabamı teslim ettim bir taksiye binip eve vardım eve girer girmez kendimi duşa attım rahatlamaya ihtiyacım vardı sinirlerim alt üst olmuştu benimle hala yüzsüz gibi konuşmaya çalışıyordu aklıma gelen eski anılarımla yumruğumu sıktım peşimi bırakmayan geçmişimden nefret ediyordum.6 yıl önce 12.05.2014
Evden gizlice çıkıp Yağıza sürpriz yapmak için onun evine gidecektim ablamın yardımıyla evden çıktım arabama binip Yağızın evine doğru yol aldım o kadar heycanlıydım ki kalbim yerinden çıkacaktı Yağıza bilerek onunla görüşemeyeceğimi söylemiştim sürpriz yapacaktım fakat daha çok bana sürpriz olmuştu yağızın evine gelince yedek anahtarları cebimden çıkarıp kapıyı açtım içeri girer girmez yavaş ve sessiz bir şekilde Yağızın odasına çıktım kapı aralıktı aralık olan kapıya göz gezdirdim kapı aralığından baktığımfa gördüğüm şeyle öylece kalakalmıştım.dostum kardeşim dediğim Elda iç çamaşırlarıyla yarı çıplak olan Yağızın yanında oturmuş konuşuyordu kendimi sakinleştirip konuşmalarına dikkat kesildim Elda yağıza döndü dudaklarını büzüp konuştu "Yağız Ahsenden na zaman ayrılacaksın kendimi ona ihanet ediyormuş gibi hissediyorum"yağız güldü"zaten öyle"o zaman ayrıl""Elda bunların hepsi sanki kendi isteğimleymiş gibi konuşma " "öyle mi peki ilki değildi bilinç dışıydı ama sonrakiler ve onu bunu geçtim senin çocuğuna hamileyim bu sebeple ondan ayrılmak zorundasın"duyduklarımla olduğum yerde kalmıştım benim en yakın arkadaşım ve sevdiğim adam beni aldatıyordu benim kardeşim dediğim
Elda benim sevdiğim adamdam hamileydi kapıdan dinlemeye artık dayanamamıştım direk içeri daldığımda ikisi de şaşırmış bir ifadeyle bana bakıyorlardı umrumda değil di tek umrumda olan bundan sonra kurulan bütün dengelerin değişeceğiydi.Bir bölüm sonu daha umarım beğenmişsinizdir oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum selametle kalın
Acemi yazarınız
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İhanetin Bedeli:Karamel
Teen Fictiontek gecelik bir hata, edilmiş bir yemin ve hesapta olmayan bir aşk. Ahsen Demiroğlu yapmış olduğu intikam planında hiç hesaba katmadığı bir şey ile karşılaştı.Mühürlediğini zanettiği kalbi ona ihanet edip kapılarını hiç kapatmamak üzre açtı