S-4

504 40 5
                                    

Evet gençler nasılsınız? Bende iyiyim sağoln, hadi bakalım iyi okumalar asddfg Medyada ki seksi girl Buse asdfg Olcay'ın ki...

4.Bölüm.

*Ertesi gün*

-Oğlum uyan. Oğlum. Uyan oğlumm. Guzumm uyan canımm.

Off anne offfff. Başımı okşamayı kes amk yeter.

-Efendim annelerin en güzeli.

Diyerek tebessümle annemin gözlerinin içine baktım.

-Oyy yakışıklı oğlum anasının bitanesi.

Diyerek suratımı iki avucunun arasına alıp, sıkıp, öptü. Tabi ki de artık yüzümü yıkamama gerek kalmadı, annem sağolsun.

-Hadi sen dışarı çıkmıyon mu?

-Efendim anne anlamadım?

-Dışarı çıksana artık.

-Niye ya.

-Oğlum çık gez, az hava al.

-Tamam anne çıkıcam zaten az sonra.

Dedim. Annemin gözü arkada kalmıştı odamdan çıkarken. Hala olayı çözemedim. Yataktan kalkıp dolabımı açtım. Altıma lacivert bir şort üzerime ise beyaz bir tshirt geçirdim. Sırt çantamı açıp içine dün gece hazırladığım sandviçleri itina ile yerleştirdim. Odamın kapısını açıp girişe çıktım. Ayakkabılarımı giydikten sonra çantamı sırtıma geçirdim. Tam bahçe kapısını açarkene...

-Erdemm! Nereye gidiyon bakiyim sen?

Ya annee offf offf ne diyon anlamıyom. Sen almak 100 duş dolar?

-Efendim annecim.

-Gel bakayım sen nereye gidiyosun öyle.

-Ya anne hava al demedin mi.

-Dedim...

-Eee? 

Diyerek tek kaşımı kaldırdım.

-Giderkene şu çöpüde götür.

Oha ya inanamıyorum. Şimdi olayı çözdüm. Annemin tüm planı bana çöp attırmakmış. Vay amk. Surat asarak gidip çöp poşedini aldım, ve aşağıda ki caddeye kadar o pis kokulu su sızıntılı poşet ile sabah yürüyüşüne çıktık. Ve yine tatil için kasabamıza henüz gelmiş olan güzel kızlar beni pis kokulu çöp konteynırının yanında görerek akıllarına kazıdılar. "Çöpçü Erdo Fan"

Plaja geldiğimde, yavaş yavaş kalabalıklaşıyordu. Olcay beyler ise henüz teşfik etmemişlerdi. Bende boş bir şezlonga oturup yayıldım. Sol kolumla gözüme gölgelik yapıp biraz kestirmek istemiştim. Ama.Ama.Ama olmadı.

-Pardon.

Bu Hüso abinin sesiydi. Kolumu gözümden çektim ama güneş ışınları yüzünden gözlerim kamaştı.

-Erdo kardeşim, bu bayanlar burayı kiralamıştıda az önce. Şu ileride ki şezlonga geçer misin.

Hiç bişey göremeden ayaklandım.

-Tabi abi.

Tam sırt çantamı ararken, birisi uzattı.

-Bu senin galiba.

Göz göze geldiğimde, aniden dilim tutuldu ve yine ahmakça şaşkınlığımı gizleyemedim. Dün ki kız. Tüm vücudum sanki iflas etmiş, tepki veremiyordu. Nolur biri beni dürtsün nolur, nolur, nolur, nolur...

-Ahhh!

Olcay sağ kolumu felç edercesine cimciklemişti.

-Olcay amk.

Hasikttir. Pardon ya özür dilerim, öyle demek istememiştim.

-Amk senin olcay, buradan bi ayrılalım azına sıcıcam.

Yani gerçekten ben kesinlikle amk falan demem, ağzımdan kaçtı öyle kusura bakmayın lütfen. 

Annesine döndüm.

-Hepsi şu piç Olcay'ın yüzünden onun amk.

Gerçekten özür dilerim, hanfendi.

Kız ve annesi suratını ekşiterek şezlonglarına yerleştiler. Ulan bi amk dedik diye neden bu kadar surat yaptılar ki anlamadım. Olcay birden kolumdan tutup beni geri çekti ve oradan uzaklaştık.

-Ya abi sen ne salaksın, içinden söylemen gerekenleri dışından söyledin. Büyük ihtimalde, dışından söylemen gerekenleride içinden söylemişsindir? Yanılıyor muyum?

Siktir.

-Öyle mi oldu lan?

Şuan "inek şaban" gibi sırıtıyor olabilirim itiraf ediyorum. Gerçekten tam bir malım. Özürlüyüm, hatta şizofrenim. Ya abi bu nasıl bir mallıktır? Bi heyecanıma hakim olamıyorum. Hala çocuk gibiyim ya.

-Tabi öyle oldu salak.

Aniden Olcay gülmeye başladı.

-Noldu lan?

Dedim endişeyle.

-Amk annesinin suratını görmeliydin, renkten renge girdi.

Ya lanet olsun tanışamadan tüm ilişkimiz sona erdi. 

-Ya boşver olum neyse artık, biz işimize bakalım. Al hadi şu sandviçleri. Şu ileriye git. Bende diğer tarafa.

-Tamam bro, ama bak lütfen. İçinden "Sandviççiiiğğ" diye bağırma. Dışından söylemen gerek onu.

Diyerek katıla katıla hayvan gibi güldü. Uzun zamandır ilk defa coolluğunu bozduğunu görmüştüm. Buna bende katılarak gülümsedim.

***

4.Bölümün Sonu.

Sandviç Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin