S-15

538 21 20
                                    

Uzun bir bölüm bakalım beğenecek misiniz :)

Medya; İzmir Hilton Otel.

15. Bölüm.

"Uyanın!! Uyanın lan! Vuhuuuu!" diye çığlık atarak salona girdim, elimde ki gazeteyi ise havada sallıyordum. Buğra aniden yattığı çekyattan havaya zıpladı.

-Lan oğlum.

Diyerek biraz atarlı bir bakış attı. Sonra "Hayırdır?" bakışıyla beni süzdü.

-Buse, Olcay buraya gelin!!

Diye bağırmaya devam ettim. Biraz soluklanmamın ardından Olcay yanımıza geldi. Üzerinde tişörtünün olmaması ve sadece boxerla karşımızda dikiliyor olması beni biraz olsun şüphelendirmişti. Ancak bundan daha önemli bir şey va...

-Niye bağırıyorsunuz ya?

Diyerek içeri girdikten sonra birde güzelce ağzını yararak esnedi Buse. Üzerinde ki tişört? Dün Olcay'ın üzerinde değil miydi? Zaten Buse'ye de oldukca bol geliyordu... Umarım altında iç çamaşırın vardır kızım, bu ne hal ya tövbeest... Başımı iki yana sallayarak "Bismillah tövbe yarrabbim" bakışı attım Olcay ve Buse'ye. Buğra'da yüzünü ekşiterek ikisine de göz gezdirdi.

-O gazete ne?

Diyerek hararetle elimde ki gazeteyi kaptı Olcay... 

-Abi görmeniz lazım.

Dedim ve tekrar Olcay'ın elinden aldım, kenarıda ki kare masaya oturdum. Herkes etrafıma toplanıp merakla gazeteye bakarken sesli okumaya başladım.

-Kumbağ'ın sandviç çetesi. 5 gencin Kumbağ plajlarında ki atılımı, yiyecek sektöründe büyük yankı uyandırdı. Günde en az 1000 sandviç'in satıldığı tahmin edilen Kumbağ'da ki bu gençler kim? Türkiye'nin en büyük firmalarından birisi Ülker grubu bunu araştırıyor. Konya Şeker grubu ise bu gençlerle anlaşma yapmak için Kumbağ'a bir heyet gönderdi...

Bir anlık sessizliğin ardından büyük bir coşkuyla herkes havaya zıpladı. Sevinç çığlıkları atmaya başladılar ve herkes birbirine sarıldı. Tabi bende aralarına kaynadım mecburen. Uzun bir süre birbirimizin başının etini yedikten sonra sakinleştik ve herkes koltuklara yerleşti.

-Abi napacağız şimdi? Kumbağa geri mi dönüyoruz?

Dedi Olcay. Kumbağa geri dönmek bir adım gerilemekti benim için. Hazı böyle bir yola çıkmışken geri dönmek olmazdı. Tüm egeyi gezip sandviçleri her yere benimsetmeliydik. Bu benim fikrim!

-Hayır, yola devam edeceğiz. İzmir'den sonra Kuşadası, oradan da Bodrum, Fethiye ve Antalya'ya geçeceğiz.

-Bu firmalarla görüşmeyecekmiyiz yani? Adamlar heyet göndermiş?

-Görüşeceğiz...

Diyerek sinsice gülümsedim ve çenemi kaşıdım. Çocuklar kendi aralarında konuşurken bende pencere kenarına geçip dışarıyı izlemeye koyuldum. Plajın bir kısmı buradan görünüyordu ve oldukça kalabalıktı. Saat henüz 12 olmuştu. Sıcak, çok sıcak bir hava... İnsanlar susamış olmalı? Ya da acıkmış... Ellerimi arkada birleştirmiş bir kaç şey düşünürken yanıma Olcay geldi.

-Yola ne zaman çıkıyoruz?

-Yarın.

-Yarın mı? Neden? 

Diğerleri de yanımıza geldi. Hepsinin tek tek gözünün içine baktım ve gülümsedim.

-Hazırlanın sandviç yapıyoruz...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 02, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Sandviç Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin