S-6

393 33 2
                                    

Yorumlarınızdan sonra yeni bölüm gelecektir, kütüphanenize ekleyin. İthaf içinde özel mesaj atabilirsiniz.

Medya; İleride hikayemize dahil olacak 20 yaşında ki üniversiteli kızımız, Azra.

6.Bölüm.

-Bak şimdi. Önce bi abi sandviç aldı, fiyatını sormadan 5 tl verdi. Sonra da para üstü istemedi. Bende bir daha ki müşteriye 5 tl dedim. Tamam dedi. Sonra bi abi kola istedi, gittim 30 tane kola aldım, adama bir kola verdim 3 tl verdi. Diğer müşterime kolayı 3 liradan sattım. Sonra bi adam Su istedi, gittim su aldım 2 liradan sattım. Biriside simit istedi, gittim Recai abiden 30 simit kaptım koydum sepete, 2 liradanda onu sattım.

-Oha abi bu insanlar ne aç ya...

-Ne güzel işte lan, yarın daha sağlam gidelim bro.

Olcay'ın bu haline doğrusu şaşıyordum, umursamaz Olcay gitmiş, yerine işine dört elle tutunan bir Olcay gelmişti. Olcay çekmeceden bir kalem kağıt çıkardı ve birşeyler hesapladı.

-Hm. Bak şimdi bugün ki toplam gelirimiz 300 tl. Yarın için 200 sandviç 100 kola 100 su alıyoruz tamam mı? Bir de sağlam birer sepet alıcaz, içine doldurucaz herşeyi.

-Ne kadardan satıcaz?

-Sandviç 5, kola 3, su 2.

-Yani hesabımıza göre 1500 tl kazanıcaz yarın?

-Aynen öyle, bunun 600 tlsi masraf olacak. 900 Tl kâr elde edeceğiz.

-Abi çok iyi yağğ.

Olcay'la iyi bir ortak olmuştu ilk günümüzde cebime 150 tl koyarak evime döndüğüm için içim rahattı. Mutluydum. Hayata tutunmam gerekiyor, para kazanıp kendi ayaklarımın üzerinde durmalıyım artık. Çocuk değilim, büyüdüm. Babam gittiğinden beri, çocuk değilim.

Güzel bir gündü bugün, o henüz adını bilmediğim kız ve annesine rezil olmasaydım daha da güzel olabilirdi, ancak her şeye rağmen güzel bir cuma günüydü. Yarın ise daha da güzel olacaktı, çünkü yarın Cumartesi, plajın en kalabalık olduğu gün.

Sokakta tek başıma yürürken hava birden serinledi. Yolun tam ortasında gitmektense kaldırımdan yürümeyi tercih ettim bu sefer, çünkü sokak lambasının altında boy gösteren kaldırım taşlarının deseni çok güzeldi, onlara dokunarak ilerlemek, içime ayrı bir huzur veriyordu...

-Hey napıyorsun sen?

Sanırım, kırmızı kaldırım taşlarına basmamaya çalışırken birisine fena yakalanmıştım. Başımı kaldırdım ve hemen karşıda ki Nilüfer ablanın apartmanından aşağı sarkan kıza baktım. O kız işte, sürekli karşıma çıkan sarışın, çilli, ufak burunlu kız.

-Sa-sadece yürüyo-yorum.

Umarım yemiştir.

-Yemedim.

Diyerek kaşlarını kaldırdı ve gülümsedi.

-Ya biraz da oyun oynuyor olabilirim aslında.

Diyerek tek kaşımı kaldırarak omuz silktim. Ellerimi cebime koyup, onu izlemeye başladım.

-Beni bekler misin.

-Nasıl? 

Dedim ve şaşkınlıkla içeri girişini izledim. Bekledim. Bekledim. Lanet olsun ekildim. Kız seninle dalga geçiyor Erdem anlamıyor musun? Gitmek için bir adım atmıştım ki.

-Hey, bekle demiştim sana.

Diyerek fısıldadı, hemen ardımdan.

Solume döndüğümde hemen yanımda bitivermişti sanki. Sağ eliyle sol kolumdan tutuyordu hafifçe. Gözlerimin içine bakıp gülümsedi.

-Sahile gidebilir miyiz?

-Bu saatte mi?

Dedim ve diğer kolumda ki saati adeta kızın gözüne soktum.

-04:30?

-Evet? Sence de biraz geç değil mi?

-Aslında erken bile. Sahile gidelim, hadii.

-Gidelim.

Dedim, çünkü başka çarem yoktu, ne yani hayır mı deseydim?

6.Bölümün Sonu.

 

Sandviç Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin