üç

164 31 12
                                    


"Benim bir abim mi vardı anne?" dedi çocuk akşam yemeğinde.

Annesinin lokması boğazına dizildi.

"Sana demiştim ya tatlım. O ölü doğd-"

"Bana yalan söyleme anne." dedi küçük çocuk çatalını masaya sertçe koyarken.

"Kimden ve ne zaman öğrendin?" dedi annesi. Babası ikisini dinliyordu. Diyecek bir şey bulamıyordu. Gözleri karısı ve çocuğunda dolanıp duruyordu.

"Senden ve şu an. Ona ne oldu?"

Annesi oğlunun altı yaşındaki aklına şaştı. Kendini kandırmıştı.

"Trafik kazasıydı bebeğim. Siz.." kadının gözleri doldu. Yüreği sızladı bir anda. Eşi kadındaki değişimi görüp ellerini tuttu. "Sakin kal tatlım." dedi biricik eşine.

"Biz ne anne?" diyerek ısrar etti Chan.

"Siz.. Siz birlikteydiniz.."

"Rahat bırak beni!" diye haykırdı zift gibi sıvının içinde koşarken Chan

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Rahat bırak beni!" diye haykırdı zift gibi sıvının içinde koşarken Chan.

Ardından gelen Wonwoo'dan kaçmakta başarısız olacağını biliyordu. Oğlan onu yakalamak üzereydi.

"Abini öldürdün! Tanrı senden nefret ediyor! Gebermelisin!"

Wonwoo azılı bir katilin şehvetiyle çocuğu topuklarından yakaladı.

Boynuna sardı kollarını ve neredeyse sıkmaya başlamıştı. Chan sarsılarak uyandırıldı.

"Az kalsın.. Beni öldürecekti hyung." küçük çocuk sarsılarak ağlamaya başladı.

"Chan. Sakin ol ve annen ne dedi anlat bize. Wonwoo'yu durdurmanın tek yolu bu olabilir." dedi küçük çocuğun sırtını okşarken Jihoon.

"Abim varmış gerçekten." dedi çocuk titreyen sesiyle. Kırıldı kırılacak bir hâli vardı. Korku bedeniyle bir olmuştu. "Onunla kaza geçirmişiz. Henüz 13 yaşındayken o. İki sene önce olmuş. Benim ciğerlerime bir şeyler olmuş. Fakat o sağlıklıymış."

"Ölmek üzereymişim hyung. O beni ciğerleriyle kurtarmış. Ne demek anlamadım ama beni hayata döndürmüş."

"Ona Wonwoo'yu sordun mu?"

"Abimin en yakın arkadaşıymış. Abim öldükten sonra intihar etmiş."

"Bu her şeyi açıklar." dedi Mingyu.

"Ama ben anlamadım." diye hyunglarına baktı Chan. Ağlamaklı hâli uçup gitmiş gibiydi.

"Wonwoo bu gece yeniden gelecek Chan. Ona abini ne kadar sevdiğini hatırlat. Bunu yapabilirsin kardeşim." Joshua Chan'ın yanına oturdu ve alnını öptü. "Güçlü olmalısın."

"Yapacağım hyung."

"Yaşamayı hak etmiyorsun

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Yaşamayı hak etmiyorsun."

"Abinin ciğerlerini geri ver. Seni katil."

Wonwoo kendisini hırpalarken gözyaşları içinde konuşabildi Chan.

Bulundukları eski, sarayımsı, boş yapıda ince sesi yankılandı.

"Abim seni çok severmiş Wonwoo."

"Tıpkı beni sevdiği gibi. Onun için bir kardeşten fazlasıymışsın."

ve Wonwoo sessizce çocuğu dinledi.

Say the name! SEVENTEEN

Soul | SEVENTEENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin