7. Bölüm

122 15 5
                                    

Multimedia:Eylül (çok güzelsin evladım)
Bölüm uzun oldu, konuşmalar neredeyse yok denecek kadar az ama böyle olması gerekiyor bu bölüm
Keyifli okumalar🌸
~~~~
Gözlerimi yeni bir okul gününe daha Eylül'ün üstümde tepinmesiyle açtığımda bu sefer ilk defa şikayet etmek yerine onlar yanımda olduğu için gülümseyerek uyandım.

Ama sadece beş saniye falan! Sonuçta sabahın köründe kalkmıştım, değil mi? Ve ayrıca Eylül'e ne yaptığını sorduğumda bana yatağı kontrol ettiğini, böylece rahat olup olmadığını anladığını söyledi. Yatağı kontrol ediyor ama benim üstümde tepinerek. Demek ki zeka böyle bir şey.

Tuvaletin önüne geldiğimde dolu olduğunu gördüm. Kesin Mert kapmıştır, kokutur bu şimdi ya ıyy! Kahretmesin ya!

"Lan Mert, tipine çomak soktuğum çıksana dışarı!"dedi yanımda beliren Eylül.

Ona 'arkandayım kız' bakışı atmamla bu sefer kapıyı tekmelemeye başladı.

"Allahın özürlüleri, az benim gibi asil olun." dedi Zeynep ve bizi parmağının ucuyla ittirerek kapıyı açıp içeri girdi.

E bu tuvalet dolu değilmiş! Eylül bana 'bu sefer cidden mallık yaptın salak' bakışı atarken ben ona şirin olduğunu düşündüğüm bir gülümseme yolladım.

"Yapma şöyle, kıçıma benzedin."dediğinde sırıtmam soldu. Ya bu gülümseme niye kimsede işe yaramıyor? NİYE?

Nihayet savaş çıkarmadan hazırlanıp kahvaltıya indik. Annem Zeynep ve Eylül'ü öptü, bana ise bakmadan mutfağa ilerledi. Umursamadım ya da belki de öyle davrandım.
~~~~~
Okula vardığımızda yine konuşmasını yapan kel müdürü gördüm. Adı neydi bunun?Hatırlamıyordum .Neyse canım, Hilmi tipi vardı bunda.

Sınıfa geçtiğimizde Asel bugün gelmeyeceğini haber verdiği için Eylül benimle, Zeynep'se bir ön sıramızda Ali'yle oturdu.

Yok canım ne shipi?

Çalan zil ve içeri giren hocayla beraber ayağa kalktık. İçeri parlak elbisesi ve ölümünd sürdüğü kırmızı rujuyla Çiğdem hoca girmişti. İngilizce öğretmeniydi. Ya da öyle gibiydi. Neyse işte.

"Evet arkadaşlar, aramıza yeni öğrenciler katıldı,"dedi ve gözlerini ikiz maymunlarımın üzerinde gezdirdi.

Çek kız o gözleri. Benim maymunlarım onlar.

"Neyse kalkın tanıtın kendinizi."dedi ve öğretmen masasının üstüne oturdu. Sevmiyorum kardeşim ben bu kadını.

Eylül'e döndüğümde 'dur bak neler yapıyorum' bakışı attı ve Zeynep'i dürtükleyerek tahtaya çıktı.

"Adım Eylül soyadım Ersarı. Kaç yaşında olduğumu zekanızı kullanarak bulun, söylemekle uğraşamam. Yanımdaki güzellikle ikiziz. Bilmeniz gereken bu kadardı."dedi ve Çiğdem zillisine göz kırptı.

Kız ne bu tavırlar?

"Eylül tatlım baban ne iş yapıyor?"dedi Çiğdoş.

"Bilmeniz gerekseydi zaten söylemiş olurdum, boş soruları sevmem."dedi. Kendime engel olamadan bu hallerini sırıtarak izliyordum.

Normalde başkalarına ters ya da saygısızca gelebilirdi fakat ben onun bu tavrının Çiğdem hocaya özel olduğunu biliyordum. Kadının hocadan başka her halta benzediğini fark etmişti tabii.

Çiğdemciğim dudaklarını büktü ve Zeynep'e döndü.

"E senin adın ne canım?"dedi gelişi güzel.

"Zeynep,"dedi maymunum fazla bir şeye gerek duymadan.

"Senin soyadın ne?" Eylül dudaklarını bir birine bastırırken ben de kahkahamı tutmaya çalıştım. Bu kadın vallahi salak, demedi demeyin.

Kar Tanesi/YarıTextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin