1.Bölüm

356 24 38
                                    

Multimedia:Defne
Keyifli okumalar dilerim🌸
~~~~~~
Bir daha yapmayacağım dediğim halde beni uyandırmak için arayan arkadaşlarımı görmezden gelip uyumaya devam etmek anca benden beklenebilecek bir hareketti zaten. Tamam, bence bunlar gayet normal şeyler ama okula geç kalınca öyle olmuyor işte.

Şu andaki en büyük derdimse bu kadar yavaş koşmama rağmen otobüse yetişmekti.

Durağa vardığımda kel şoförün beni aynadan gördüğü halde kapıyı kapattığını fark ettiğimde mecburen birkaç dakika peşinden koşmak zorumda kaldım. Tabii hayatında koşmayan ben, ne derece başarabilirse.

"Yahu amca bir dur! Bak sanki ben anlamadım beni gördüğünü! YA NİYE KAPIYI KAPATIYORSUN?!" diye böğürmeye devam ederken otobüsteki kel adam beni dinlemedi ve gitti. Gitsin bakalım, gitsin. Aldım plakasını.

Yalan.

Sabahın köründe nasıl aklımda tutayım ki? Ama neyse, sorun yok. Düşünmesi beleş sonuçta.

Söylene söylene durağa gittim ve oturup tekrar otobüs beklemeye başladım. Zaten bu gidişle ilk dersi kaçırıyordum. Umursayan olmazdı belki ama, yine de. Tam o sırada yanımdan bir ses geldiğini fark ettim. Yaşlı, ince kare çerçeveli gözlüklere sahip bir teyzeydi. Galiba bana bir şeyler diyordu.

"Kızım sen hamile misin?"diye beni inceleyerek söylendiğinde önce sağa baktım, sonra sola. Kimse yok. Biraz daha bakındım ve gözlerim dehşetle açıldı. Lütfen biri bana yanımda oturan ve bastonuyla beni dürten teyzenin aslında benimle konuşmadığını söylesin. Tamam beni dürtüyor olabilir hatta bana bakıyor da olabilir ama hayır.

Tam şu an biri söyledi yani tam şu an.

"Kesimlikle!" diye söylendim kimseden hayır gelmeyeceğini anlayıp göz devirerek. Bu ne yahu?

"Maşallah yavrum, cinsiyeti ne?" Bak bir de ciddi ciddi soruyor. Tövbe ya.

"Valla daha öğrenemedik!"diye çemkirdim ve okul çantamı da alıp kalktım. Demek ki sadece ben deli değilmişim, başkaları da keçileri kaçırmış. Yalnız olmamak iyi hissettirdi en azından.

Söylene söylene okulun önüne geldiğimi fark ettim. Aslında zaten pek bir mesafe yoktu ama otobüsle gelmek daha kolaydı. Yani, bunda oturmamın payı olduğunu düşünürsek.

Girdiğim an okula kısa bir bakış attım. Herkes bahçedeydi. Demek ki ders bugün geç başlamıştı. Gördüğüm manzaraya bakılırsa değişen hiçbşr şey yoktu. Bu okulda hiç farklılık olmayacak mıydı?

"Kız Defne!"diyen sesi duyduğumda hızla arkama döndüm.

"Asel?!" diyerek bana doğru gelen Asel'in üstüne atladım ben de. Tutsun yahu.

"Kızım tatil boyunca her Allahın günü dışarı çıkalım diye mesaj attım. Üşendim deyip bir kez bile gelmedin, şimdi ben sana ne yapayım?"dediğinde şirince sırıttım. Ne var yani? Uyumak varken dışarı çıkacak değildim sonuçta.

"Amaaan boşver! Zilin çalmasına daha var. Hadi kantine gidelim!"dedim konuyu jet hızıyla başka bir yöne çekerek. Açım ben aç.

Bir kaç dakika daha söylense de kabul ettiğinde daha büyük sırıttım ve hızla koluna girdim. Tam o sırada durmama neden olan şeyse cebimde titreye telefonumdu.

Asel'e elimle 'sen devam et' hareketi yaptıktan sonra telefonuma baktım.

Bilinmeyen Numara: Sence de bu kadar güzel olman haksızlık değil mi?

Kaşlarımı çatarak ekrana bakmaya devam ettim. Bu kim kız? Kesin Asel. Kantine önden gidip benim yemek yememi engelleyecek. Tamam mantıksız ama olabilir ama mümkün sonuçta değil mi?

Kar Tanesi/YarıTextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin