17.Bölüm

95 13 8
                                    

Multimedia:Ali
Uzun bir bölüm sizi bekliyor❤️
Keyifli okumalar🌸
~~~~~~
"Alışveriş yapmam lazım, bir hafta ne giyeceğim ben?!"dedi Asel okuldan çıkarken havada hararetle salladığı kollarıyla. Nedendir bilinmez, bu kız sürekli alış verişte olmasına rağmen giyecek bir şeyleri hiç olmuyordu! İlginç.

"Kızım sen bağımlısın bağımlı! Nasıl oluyorsa sürekli kıyafet alıyor, hiç bir zaman da yetinemiyorsun!"dedi Ali göz devirerek. Aniden durdum ve ona baktım. Az önce o... Mantıklı mı konuşmuştu?

"Bakmayın öyle, açlıktan ne dediğimi bilmiyorum."diyerek dudaklarını büzdü ve önden hızlı hızlı yürümeye başladı. Biz çocuk mantıklı konuşuyor diyelim, çocuk ne dediğimi bilmiyorum desin. Tekrar söylüyorum, mal.

"Nereye?"diye bağırdım arkasından.

"Tabii ki de mantı yemeye, pizza yemeye, ne bulursam karnımı doyurmaya işte!"dedi ve koşarak uzaklaştı. Mal demiş miydim?

"Ben de ondan istiyorum,"dedi Eylül ağlamaklı bir şekilde. Ne dediğini anlamayarak ona döndüm.

"Ne istiyorsun?"dedim sorumu ona yönelterek.

"Ali'nin kafasından işte,"dedi ve dudak büktü. Sende çok normal sayılmazsın aşkım üzülme.

"Sus kız başın bağlı senin otur oturduğun yerde. Kos koca dövmeli velet eniştem varken hemde,"dedim ve kınarcasına ona baktım. Sinirle bir nefes aldı ve kafama geçirdi en güzelinden. Böyle yapsınlar, sonra Defne niye mal? Hah.

"Dövmeli ney?"dedi Asel anlamadığını belirterek. Sırıttım ve sinsice kızlara dönerek konuşmaya başladım.

"İşte biri dövmeli, diğeri motorlu eniştelerim var artık benim. Hatta biri hem dövmeli hem motorlu,"dedim ve heyecanlıymış gibi Asel'e döndüm. Uğraşın durun şimdi.

"BU NE DEMEK OLUYOR KIZLAR?!KAÇIRDIĞIM BİR DEDİKODU MU VAR BENİM YA!"diye cırladığında yüzümü buruşturdum. Allah kahretmesin, bu ne biçim ses be?

"Şey öyle deği-"diye Eylül kendini açıklamaya çalıştığında Asel hızla sözünü kesti.

"Sus, sus tamam konuşma. Ya da konuş. Konuşmazsan neler olduğunu nasıl bileceğim? Durun en iyisi gelin bakalım siz şöyle,"dedi ve kızların koluna girerek onları boş bir banka sürüklemeye başladı.

"Ee gençler madem sizin konuşacaklarınız var, ben hiç şey yapmayayım evde sizi bekliyorum,"dedim ve ikiz maymunlarıma öpücük atarak ilerlemeye başladım. Tabii aynı zamanda Zeynep'in elini boğazına götürerek kesmiş gibi yapmasını umursamadım. Anlarsınız ya, bu seni geberteceğim demekti.
~~~~~~
Kapıyı her ne kadar çalmak istemesem de anahtarımı kızlara verdiğim için zile doğru uzandım. Her zamankinin aksine Mert'in antremanda olduğunu bilerek bir kez basmıştım zile.

"Hoş geldin kızım,"dedi kapıyı açan annem. Bu zamana kadar bana kızım dediği anlar bir elin parmak sayısını geçmeyen kadına baktım boş bir şekilde. Her şeyi rol gereği mi yapıyordu?

"Benden nefret etmiyormuş gibi davranmana gerek yok, sal kendini,"dedim alayla içeri girerken. Ona karşı olan saygımı yitireli çok değil, bir kaç gün olmuştu.

"Defne annenle nasıl konuşuyorsun sen?"dedi yalancı öfkesiyle. Sahteydi öfkesi, çünkü sinirlenmeye hakkı olmadığını biliyordu.

"Olması gerektiği gibi."dedim ve merdivenlere yöneldim. Aniden aklıma gelenle ilk basamakta duraksayıp ona döndüm.

"Okulun gezisi var bir haftalık. Yarın başlıyor, kızlarla gideceğiz,"dedim ve izin bile almadan konuşmamı bitirdim.

"Gideceksiniz? Nerede kaldı gidebilir miyiz lafı?"dedi bana küstca bakarak. Midemin bulandığını hissediyor, dengemi kaybetmemek için trabzanlara tutunuyordum. Onunla yaptığım konuşmalar artık canımı sıkıyordu.

Kar Tanesi/YarıTextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin