10. Bölüm

124 16 17
                                    

Multimedia:Pelin(buna da linç xmkxkx)
Keyifli okumalar🌸
Artık bir bilinmeyenli sahne gelsin. ;)
~~~~~~
Duyduklarımla tüm vücudum kasılırken düşünmek için çaba gösterdim. Duyduklarım neydi? Annem ne yapmıştı? Ben Mert'in ablası değil miydim? Peki babam, ona ne olmuştu?

"Oğlum sakin ol ablan duymasın."dedi annem.

Mert'e evlatlık olduğuyla ilgili yaptığım şakalar aklıma gelirken hızla kapıyı açtım ve içeri girdim. Mert beni gördüğünde yüz ifadesi yumuşarken anneminki tam aksine kasılmıştı ve nefretle gözleri parlamıştı.

"Neyi duymayacakmışım?!"dedim bağırarak.

"Sen..."dedi annem.

"Ne kadarını duydun abla?"

"Hepsini Mert, hepsini! Şimdi ya bana neler olduğunu anlatırsınız ya da ortalığı bir birine katarım!"dedim hiddetle.

"Defne sakin ol ne duyduysan yanlış anlamışsın."dedi annem saklamak için çabaladığı endişesiyle. Ama ben çoktan görmüştüm.

"Sen sakın yalanlarını bana sıralamaya çalışma! Sakın!"dedim neredeyse çığlık çığlığa.

"Tamam, tamam sakin ol kızım. Sakin ol. "Dedi bana doğru bir adım atarak. Tavırları şu an için değişmiş, daha yumuşak davranmaya çalışıyordu.

"Kızım deme bana! Yalanlarını örtmek için hele, sakın!"dedim ve bir adım geriye çekildim.

"Abla sakin ol. Eminim annem şimdi ikimize de olanları açıklayacaktır,"dedi Mert tehdit kokan sesiyle. Annem sandalyeye oturdu ve yutkundu.

"Ben... Ben yani... Çok eskidendi oğlum. Yani babanızla yeni evlenmiştim ve ben bir hata yaptım, o zamanlar Defne bir yaşındaydı." midem bulanıyordu.

"Yani sadece anlık bir hataydı, babanıza söylemedim gerek yoktu. Ama sonra Mert doğdu ve ona kıyamadım işte." Mert'e döndüğümde gözleri dolmuş, utanıyormuş gibi başını eğmişti.

"Yani ben Mert'i o yüzden hep daha fazla koruyorum, dışlanmasın diye."dedi. Gerçekten midem bu kadarını kaldıramıyordu.

"Mert'i dışlayan mı vardı?! Var mıydı ha?! Sen onu hep daha çok koruyarak bizi bir birimize düşürdün!" Gerçekler buydu işte. Bir avuç yalandan oluşan gerçekler.

"Sakin ol Defne! Sakın bana bağırma! Şimdi ben ne diyorsam onu yapın ve odamıza gidin!" Böylesine bir durumda emir verebiliyordu ha?!

"Sen tam şu an, bana karışma hakkını söylediğin yalanlarla kaybettin!"dedim bağırarak.

Odama çıktım ve telefonumu yatağın üstünden aldıktan sonra kot pantolonum ve boğazlı siyah kazağımı giydim. Üstüme de incecik bir hırka geçirdikten sonra kimseye bakmadan merdivenlerden inip kapıya yöneldim.

"Defne, nereye bu saate?!"

"Hava almaya. Saygımdan cevap veriyorum, sakın hesap sormaya kalkma."dedim ve siyah postallarımı ayağıma geçirip anahtarımı alarak dışarı çıktım.

Nereye gitmem, ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Keşke kızlar yanımda olsaydı ama onlara da rezil olurdum. Ali ve Asel'i zaten arayamazdım. Bu olanları onlara nasıl söylerdim ki?

Evin bir alt sokağında olan parka gitmeye karar verdim. Saat neredeyse 11'e geliyordu, o yüzden her yer sessiz ve boştu. Salıncağa doğru ilerledim.

Mavi olan salıncağa oturduğumda aklımda bazı anılar canlandı.

"Anneciğim, beni de sallar mısın?"dedim dudaklarımı bükerek.

Kar Tanesi/YarıTextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin