39.Bölüm

77 7 8
                                    

Multimedia:Artık adını öğrendiğiniz bilinmeyen djkdkskz
Keyifli okumalar🌸
~~~~~~
Ağaçların arasındaki açık alanda beklerken kulağımda telefon ellerimle kendime hava vermeye çalışıyordum. Arada gerginlikten boynumdaki kar tanesi kolyemle de oynuyordum. Birazdan düşüp bayılmazsam çok iyi olacaktı.

Zeynep Yağız'dan bilinmeyeni götürecekleri yeri ve saati öğrendikten sonra bana söylemişti. Bense kızlarla geçen bir hazırlanma sürecinden sonra taksiye binip onlardan önce Yağız'ın söylediği yere gelmiştim.

Düşündüğüm sürprize göre Yağız ve Atakan bilinmeyeni buraya getirecek, ardından bizi yalnız bırakıp gideceklerdi. Tabii gitmeden önce yapmaları gereken bir şey daha vardı. Ama yapmak için benim mesaj atmamı beklemeleri gerekiyordu.

Doğum gününde karşısına çıkmaya, onu kendimle yüzleştirmeye karar vermiştim çünkü ona kalsa hayatının sonuna kadar saklanacaktı. E ama benim de sabrım bir yere kadar yahu.

"Alo? Neredesiniz, hala gelmiyor musunuz?" dedim sonunda telefonu açan dövmeli veletle. Ben heyecandan ölmeden gelseler iyi olacaktı.

"Şu an arabadan indik, Yağız gözlerini kapatıyor. Biraz yaklaşalım senin olduğun yere bırakıp gideceğiz zaten."dediğinde görmese bile kafamı salladım hızlıca. Konuşamayacak kadar fazla heyecanlanmıştım artık.

"Dilin tutuldu herhalde yenge, kapatıyorum ben."diye bu sefer de gülerek mırıldandığında tam hakaret edip çemkirmek için ağzımı açmıştım ki telefon suratıma kapandı.

Ya sabır.

Bir kaç dakika sonra ağaçların arasından gelen hışırtıyla az daha yere düşüyordum. Hareketlerimi kontrol etmekte zorlanacak kadar heyecan basmıştı beni.

"Yağız, kardeşim şimdi mal gibi yere yapışacağım. Neden gözümü kapatıyorsun oğlum?"diyen kadife sesi geldi önce, ardından kendisi göründü.

Yağız ve Atakan bana el sallayıp onu önüme ittikten sonra hızla uzaklaştılar. Bense şaşkınlıkla olduğum yerde kaskatı kesilmiş onu izliyordum.

Kumral saçları buradan bile oldukça yumuşak ve güzel görünüyordu. Boyu tahmin ettiğim gibi fazlasıyla uzundu, geniş omuzları vardı. Beyaz tenliydi. Üzerinde siyah bir kot pantolon, siyah botlar ve yine siyah örgü bir kazak vardı. Gözlerinde siyah bir kumaş olduğu içinse lacivert gözlerini göremiyordum.

Allahım sen bana sahip çık, çok yakışıklıydı.

"Yağız? Atakan? Bir dakika, beni bırakıp kaçmamışsınızdır değil mi? Bu kadar da şerefsizlik yapmazsınız. Gerçi Atakan yapar."diye daha çok kendi kendine söylenip cevap gelmediğini fark ettiğinde ellerini hızlıca gözlerine götürdü ve kafasını aşağı eğip siyah kumaşı çıkarıp yere attı. Sonraysa başını kaldırdı ve beni gördü.

Ve size sıfır şaka, tıpkı benim gibi lacivert gözleri kocaman açılmış bir şekilde olduğu yerde donakaldı.

Yakşalık 5 dakikadır o bana, ben ona baktığım sırada ikimiz de kıpırdamıyorduk. Nihayet dudakları hareket ettiğinde konuşacak zannettim ama sadece açtı ve kapattı. Ve sonra tekrar açtı ama yine konuşmadı. Şu an karşımda hem gözleri hem ağzı açık duruyordu.

Yani çok tatlıydı.

"Hı..."ağzımı bu sefer ben bir şey söylemek için açtığımda tek yapabildiğim anlamsız bir ses çıkarmaktı. Gerizekalı Defne.

Kar Tanesi/YarıTextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin