Hırsız Cadı, Karanlık Kraliçe (Harry Potter'dan Sonra)

Peron Dokuz Üç Çeyrek (2. Bölüm)

İçeri girmediler, kapıdaydılar yine de bu bile benim kaslarımın gerilmesine yetmişti. Şapşal bir içgüdü işte. Bir şey belli etmemeye çalışarak sordum.

"Bir sorununuz mu var bayanlar?"

Topuzlu sağ kol cevap verdi. Sanırım sarışının gözüne girmek istiyordu.

"Seninle bir derdimiz yok küçük fare buraya James Potter'la tanışmaya geldik. Üstüne alınma yani."

Geçekten ne düşünmüştüm ki. Burası ünlü Harry Potter'ın oğlunun olduğu kompartımandı. Bir gurup popüler kızın buraya gelmesinden daha doğalı yoktu.
"Peki. Gördüğün gibi o burda değil. Üst sınıflardan biri çağırınca gitti. Şimdi ikile bayan mükemmel."

Tam topuzlu bana cevap vermek için ağzını açmışken sarışının elini kaldırmasıyla geri kapadı. Sonra da lider konuştu.
"Tamam, tamam. Birbirimizle tartışmaya gerek yok değil mi. Bence hepimiz arkadaş olabiliriz"

Hiç sanmıyordum ama. Konuşmaya devam etti.
"Benim adım Jillian Smith." dedi bu sarışın. Ardından topuzlu konuştu.
"Ben Adison Williams bu da Cecilia Anderson." İkinci ismi soylerken halka küpeliyi işaret etmişti. Sonra da diğer iki konuştu.
"İsmim Monica Brown."dedi göz makyajı rengarenk olan.
"Andrea Wilson." diye konuştu son kız.

Eh ben de onlara kendi ismimi söyledim kabalık olmasın diye. Gerçi çok umrumda değildi ama. Oturdular ve biraz sohbet ettik daha doğrusu Jillian konuştu. Adison da dediği her şeye kafa salladı. Tabi bu arada Monica ile Andrea kıpırdanıp duruyorlardı. Sanki bunu gören bir benmişim gibiydi. Diğer üçü bunun farkında bile değildi. Bir süre sonra çıktılar çünkü 20 dakika içerisinde Hogwarts'ta olucaktık ve cüppelerimizi giymeliydik.

James geldiğinde ikimiz de siyah cüppelerimizleydik ve okula varmıştık.
Kapıdan çıkarken kalbim küt küt atıyordu heyecandan. Sonunda varmıştık.
Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu