Kanlı Taç

107 15 9
                                    

Violetta

Helena Ravenclaw, kanlı baron tarafından öldürülen kişi, Rowena Ravenclaw'un kızı.

Tam anlamıyla büyük bir şoktaydım. Hem bulunduğumuz beyaz boşluk hem de aniden ortaya çıkan hayalet beni oldukça şaşırtmıştı. Sonra Helena konuşmaya başladı. Ağzı oynamıyor düşünceleriyle konuşuyordu aslında.
Bunu fark ettiğimde ufak bir şaşkınlık daha geçirdim ama bu Ravenclaw hayaletinin zihnimdeki sesiyle bölündü.

İyi bir iş başardın ihtiyaç odasını kurtararak. Hogwarts'ın kurucuları olmalarına rağmen bu odayı benim bulduğumu biliyor muydun?
Burayı annemin diademini saklamak için kullanmıştım. Burayı seviyorum. Haliyle Potter ihtiyaç odasını ateşe verince üzüldüm. Bana yardım ettiğin için teşekkürler.

Bunları duyunca aklıma geldi o inatçı rüzgar ve duramadım sormadan.

"Sen miydin o rüzgarı oluşturan ve kapıyı kilitleyen?"

Cevap olarak ise bir gülümseme aldım.

Tamamen benim işim değildi. Aslında ben yalnızca odanın isteğini anlamanıza yardım ettim. Yine de ikimiz de sana borçlandık.

"Bir saniye ikiniz?! Odadan bir insanmış gibi bahsediyorsun."

Göründüğünden zekisin genç kraliçe.

Tok bir ses odayı doldurdu.
Bir erkek sesi.
Sonrasındaysa genç sarışın bir erkek beyaz bir takım elbiseyle karşımda belirdi.

Ben Alexsander. Diğer bir deyişle ihtiyaç odası.

Tamam bu kadar ilginçlik benim için fazlaydı. Bir odanın, lanet olası bir ODANIN, insan olduğunu öğrenmek beni aşıyordu. Ama çığlık atmak yerine yavaşça baş sallamayı başarabildim. Sonra gözleri beyaza döndü ve ikisi aynı anda konuştu.

Dikattli ol karanlığın leydisi, sana meydan okuyan tam karşında.
Tahtın gerçek varisi kanla yıkanmış tacını geri almak zorunda.

Bu oldukça fazla kehanete benziyen dizelerin sonunda ikisinin normale dönmesi ve hiç bir şey olmamış gibi davranması şaşırtmıştı beni.

Bana el sallamış ve beyaz boşluktan göndermişlerdi.
...
Görüşüm tamamen yerine geldiğinde hastane kanadına benzeyen bir yerde olduğumu gördüm. Beyaz bir yatakta yatıyordum.

Sonra başucumdaki James'i fark ettim. O da beni.

"Çocuklar Vio uyandı."diye bağırdı neşe içinde.

Bir anda Aaron ve Monica fark etmediğim bir kapıdan çıka geldiler.

"Nerdeyiz?"

"Hala ihtiyaç odasındayız. 4 saattir baygınsın." dedi Monica.

"NE?!"

"Evet doğru duydun. Bir an hiç uyanmıyacaksın diye korktuk." diyerekten Monica'yı doğruladı James.

Hemen kalktım yataktan ve konuştum.

"Hadi gidelim. Kimse uyanmadan önce yatakhaneye dönmeliyiz."

Başlarını salladılar ve hep betaber haritadan yolumuzu takip ederek görünmezlik pelerininin altında ilerledik.

Delikten ilk Monica girdi. Sonra Aaron, ben ve en son James.
...
Monica'nın keskin çığlığı bu görüntü karşısında yapılabilecek tek şeydi.

Bu çığlık üzerine bütün kule uyanmış ve aynı manzarayla karşılaşmak için ortak salona inmişti.

Andrea bir kan gölünün ortasında ölü bir beden ve boş gözlerle uzanıyordu.
Ve dahası kan akışının başladığı yerde ,tam kalbinin üstünde, obsidyenden bir figür duruyordu.

Kanla yıkanmış bir taç.


  Hırsız Cadı, Karanlık Kraliçe (Harry Potter'dan Sonra)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin