Peron Dokuz Üç Çeyrek (1. Bölüm)

252 23 2
                                    

Sonunda büyük gün gelmişti. Hogwarts'a gideceğim gün. Sabahın ilk ışıklarıyla zaten hafif olan uykumdan uyandım. Gözümü açtığım gibi de yataktan fırladım. Kalbim günün heyecanıyla deli gibi atıyor, beni nefessiz bırakıyordu. Heyecandan yerimde duramıyor bir oraya bir buraya telaş içinde koşturuyordum. Tüm eşyaları kontrol ediyordum her ne kadar bunu en az elli defa yapmış olsamda. Bu gün harika olacaktı.

Hızla muggle kıyafetlerimi giyindim (kıafetleri bölümün medyasında) cüppeleri trende giyinicektik ki fark edilmeyelim. Gerçi benim kıyafetlerim her insanın dönüp bir daha bakacağı türdendi ya. Bavulumla evden çıktım. Baykuşum Angel'ı ufak bir baykuş biblosu yapmıştım o yüzden yanımda kafesle dolaşmıyordum. Bu tılsım doğru sözcükleri söyleyince asaya gerek olmadan bozuluyor ve devreye giriyordu o yüzden kolaylıkla Angel'ı başkasının büyülediğini söyleyebilirdim.

Londra istasyonuna gittim peron 9 ve 10 un arasındaki duvarı buldum ve geçtim. Genelde buraya eylülün birinde ve yaz tatilinde birkaç sickle aşırmak için gelirdim bu seferse Hogwarts'a gitmek için. Bu benim için hala oldukça inanılmazdı. Herşeye farklı bakıyordum. Biraz insanların koşuşturmalarını, çocuklarını uğurlamalarını izledikten sonra trene binmeye karar verdim. İçeri geçtim ve boş bir kompartımana oturdum. Sıkılmamak için dışarıyı izlemek istedim ama aileleriyle vedalaşan insanlar bana kendimi biraz kötü hisettirmişti. Hiç ailem olmamıştı gerçi pek umrumda da olmamıştı. En azından şu ana kadar.

Kafamı kaldırdığımda tren hareket halindeydi. Ne kadar olmuştu bilmiyorum ama yeni kalkmadığı kesindi. Önümde bir erkek çocuğu duruyordu. Oğlanı tanıyınca dilim tutuldu. Ünlü Harry Potter'ın oğlu James Potter. Çocuk uyanık olduğumu görünce dikkatini bana verdi.

"Merhaba ben James. James Potter."
Sanırım ona cevap vermeli kendi ismimi söylemeliydim.

"B-Ben de Violetta Mist."
"Heh, tanıştığımıza sevindim Vio. Kaçıncı sınıfsın?"
"Bir"
"Gerçekten mi? Bundan daha büyük gösteriyorsun?"
"Hmm, teşekkürler?"

Bundan sonra pek fazla konuşmadık ikimizde. Bir süre sonra sonra üst sınıflardan Teddy Lupin diye biri James'i çağırdı. Belli ki birbirlerini tanıyorlardı.

James gittikten sonra yalnız kalmıştım ama bu sıkıntı değildi. Yalnızlığa alışıktım. Pencereden dışarıyı izledim. Yanından hızla geçtiğimiz araçlar insanda garip bir his uyandırıyordu.

Böyle devam ettim bir süre. Kesin belirtmek gerekirse bir grup kız kompartımanın kapısını açana kadar.

~~~~~~~~~♡~~~~~~~~~♡~~~~~~~~~~
Bundan sonra neler yaşanacağını düşünüyorsunuz?
Yorumlarınızı bekliyorum.

  Hırsız Cadı, Karanlık Kraliçe (Harry Potter'dan Sonra)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin