Gwendoline'in Notu

97 19 0
                                    


Violetta

Gözlerimden yaşlar geldiğini fark ettim Andrea'yı uzun bir süredir tanımıyor olabilirdim ama bir arkadaşı kaybetmenin acısı kalbimi kaplamıştı. Bütün gryffindor kulesi sessizlik ve şok içinde vahşice öldürülmüş cesede dikmişti gözlerini. Ölüm sessizliğini bozan tek şey ise Monica'nın yürek parçalayıcı hıçkırıklarıydı.

Sonra tacı fark ettim.
Kimse görmeden onu oradan almak zorundaydım. Neden bilmiyorum ama obsidyen figürün bir anlamı varmış gibiydi. O anın gerilimiyle aklımdan çıkan kehanetle mi ilgisi vardı yoksa.

Başka kimse fark etmeden tacı, yılların çevikliğiyle kaptım. O anda tek düşünebildiğim odama hiç kimsenin olmadığı yere gitmekti.

Görünmezlik pelerininin hala üstümde olmasına şükrederek merdivenleri sessizce tırmandım. Her ne kadar orada durmayarak Andrea'nın ölüsüne saygısızlık ettiğimi hissetsemde göz yaşlarına kapılmak gibi bir lüksüm yoktu. Hayır, bu taç bana bir mesaj olarak gönderilmişken değil.

Yapmam gerekense bu mesajın ne olduğunu çözmekti. Taçı incelemeye başladım üstündeki kanın ,Andrea'nın kanının, parmaklarıma bulaşmasına aldırmadan. Tacın ortasındaki oniks taşlarından birinin üzerinde kaydı parmağım soğuk taşın prüzsüzlüğünü hissederek. Yavaşka baskı uyguladım taşa ve o anda kristal kabuk bir kapam gibi açılarak içinden bir parça kağıt düştü.

"Gece yarısında zindanlarda."

Kıvrık bir elyazısıyla yazılan bu sözcükleri okumayı bitirdiğimde aklıma sorular akın etmeye başladı. Kimdi bu kişi, neden benimle buluşmak istiyordu, yoksa bu bir tuzak mıydı?

Bunun bir şaka olduğuna inanabilirdim eğer bana bu kadar ...kanlı bir yolla verilmeseydi.
Kapının tıkırtısını duyunca tacı ve notu hızla sakladım. Gelen Monicaydı ve onun ağlamaktan kızarmış gözlerine bakmak kararımı vermemi sağlamıştı.

Bu akşam bu katili bulucak ve yaptıklarına bir son vericektim.

Gwendoline

Klasik bir bölünme-birleşme seansından sonra saman yatağına çöktü Gwendoline. Bilgelerin yeni kararıyla odası değiştirilmişti. Odası küçüklüğünde kaldığı yere benziyecek şekilde tekrar dekore edilmişti.

Bir düşününce Gwendoline bunun aslında işe yarıyabileceğini fark etmişti eğer kalbi bu kadar taşlaşmamış olsaydı.
Ama o, gördüğü son görüntüyle duygularının kilidini sıkılaştırmıştı.

Yeni odasında volta atmaya başladı ani bir sıçramayla yataktan atlayarak.

"Buradan çıkmanın bir yolunu bulmalıyım, bir yolu olmalı."

Diye söyleniyordu kendi kendine. Sonra aklına bir fikir geldi bu onu hapisanesinden kurtarmasa da oldukça yararlı olabilirdi.

Yapması gereken bu küçük cadıyla konuşmaktı. En azından onun karşısına gücünden bir parça çıkarmaktı. Her ne kadar güçleri burada oldukça zayıflasa da hala görüntüsünü gönderebilirdi dünyaya. Evet bu zor olurdu, kesinlikle insanların iradelerini ele geçirmekten daha zor. Ama başka çaresi yoktu, cadıyı kontrol etmeyi denemiş ama başaramıştı. Hatta ilk denemesinde bir hufflepuff kızına denk gelmiş kızın bedeni onun iradesi altında ezilmişti.

Gerçi umursamıyordu o kızı öldürmüş olmasını. Çok daha kötülerini yapmıştı sonuçta. Yine de bu sefer aynı şeyin tekrarlanmasına izin veremezdi.

Masasına oturdu, çekmecesinden bir pparça parşomen aldı. Dikkatlice hazırladı notunu ve siyah bir kurdaleyle bağladı. Şimdi tek sorun bunu nasıl ulaştıracağıydı.

Yarım saatten az vakti kalmıştı hmen bir plan bulmalıydı. Sonra aniden aklına kızın arkadaşları geldi. Evet arkadaşlarından birini kontrol eder ve notu kıza vermesini sağlardı.

Planını uygulamak için ayağa kalktı. Daha önceki gözlemlerinden en zayıf halkanın Andrea adı verilen velet olduğunu biliyordu. Onu kontrol etti ama kız, arkadaşlarıyla beraber değildi. Önce orada beklemeyi düşündü ama çok zamanı yoktu. Kızın bedeni ve zihni onun kötülüğü altında ezilmeden bu işi bitirmeliydi.

Tam onu harekete geçiricekken bir şey oldu kızın bedeni şiddettle sallanmaya başladı ve zihninin çığlıklarını duyabiliyordu. Kızın ruhu onu reddediyordu.

Ve sarsıntı başladığı hızla biterken Gwendöline ayakta dikilmiş kızın yerde bir kan gölünün ortasında yatan candan yoksun bedenine bakıyordu. Planı başarısız olmuştu.

Derken bu durumu lehine çevirebileceğini fark etti. Önce mesajını daha ufak bir kağıda tekrarladı. Sonra tacını yavaşça kafasından çıkardı. Elindeki tacın soğuk ve prüzsüz yüzeyinde gezdirdi parmaklarını yavaşça. Parmakları siyah kristallerden birinin üzerinda durdu. Haffif bir itişle kapak yerinden çıktı ve notunu koyucağı alanı gözler önüne serdi.

Gwendoline seri hareketler notunu koydu ve bölmeyi kapattı. Bunlar biter bitmez de büyüye başladı. Obsidyen figür ısındı da ısındı en sonunda arkasından yalnızca ince bir duman bırakarak ortadan kaybolup Andrea'nın cesedinde, kalbinin tam üstünde tekrar ortaya çıktı.

Şimdi tek yapması gereken beklemekti.

Bilgelerden biri onu başka bir işkence seansı için götürmeye gelidiğinde Gwendoline hala ayakta duruyor çarpık bir gülümsemeyle, yok olan dumanı izliyordu. Bilge kadın onu dürttü ve o hırıltılı sesiyle odadan çıkmasını söyledi. Gwendoline'in tacının yokluğunu fark etmemişti, kimse etmemişti.

~

~~~~~~~~~♤~~~~~~~~~~~♤~~~~~~~~
Bölüm en sonunda yazabildim. Umarım beğenmişsinizdir.

Bir dee yeni bölümleri 5 oydan önce atmıyacağımı bilmenizi istedim.■

  Hırsız Cadı, Karanlık Kraliçe (Harry Potter'dan Sonra)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin